21 Mayıs 2009 Perşembe

(Namaz Zamanı) Evliliğin Gayesi

İslâm'da evliliğin en başta gelen gâyesi, îmânlı bir neslin
yetiştirilmesi ve İslâm ümmetinin sayısının çoğaltılmasıdır. Bu
hususda Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: "Evlenin ve çoğalın! Çünkü ben
(kıyâmet gününde) diğer ümmetlere karşı sizin (çokluğunuzla) iftihar
edeceğim!" (108) buyurmuşlardır.

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, evliliğin gözü haramdan koruduğuna ve
namuslu yaşamaya vesile olduğuna işaretle şöyle buyurur:

"Ey gençler topluluğu! İçinizden kimin evlenmeye gücü yeterse
evlensin! Çünkü bu, gözü (haramdan) koruyan, namuslu kalmaya yardımcı
olan çaredir. Kimin de evlenmeye gücü yetmezse, (farz oruçlarından
başka nafile) oruca (da) sarılsın. Çünkü o (oruç), kendisinin
şehvetine ve nefsine hâkim olmasını sağlar." (109)

Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz, evleneceklerin, dindarlığı ve ahlâk
güzelliğini diğer meziyetlere tercih etmelerini tavsiye etmişlerdir:

"Kadınları yalnız güzellikleri için nikah etmeyin!. Muhtemeldir ki,
güzellikleri onları ahlâken alçaltır. Onlarla mallarının hatırı için
de evlenmeyin! Belki malları kendilerini azdırır. Kadınlarla
dindarlıkları yüzünden evlenin! Muhakkak ki yırtık elbiseli, siyah,
fakat dindar bir kadın daha kıymetlidir." (110)

İslâm Dîni, evliliğin uzun ömürlü olması için iyi bir eş seçimi
yapılmasını esas alır. Yuvanın huzur, uyum, mutluluk ve karşılıklı
güveni sağlayacak sağlam bir temel üzerine binâ edilmesi
gerekmektedir. Bu temel, dîn ve ahlâktır. Dindarlık yaşlandıkça daha
da artar. Ahlâk, zaman ve tecrübelerle daha olgunlaşır. Ahlâk
güzelliği, insan için en kıymetli servettir. Asıl güzellik, ahlâk
güzelliğidir. Çünkü ahlâkı güzel insan, her yaşta güzeldir.

Zenginlik, güzellik, soy-sop gibi insanların çoğunun peşinde koştuğu
şeyler geçici olup, evlilik bağının devamını sağlamaz. Üstelik bu
özellikler, kibri, ucbu (kendini beğenmeyi), övünmeyi ve ilgi çekmeyi
getirmektedir. (111)

İşte bu yüzden Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz:

"Kadın dört şey için nikâh edilir; malı, güzelliği, soyu ve
dindarlığı... Sen bunlardan dindar olanını araştır, bul. Mes'ûd
olursun.." (112) buyurmuşlardır. Zîrâ erkekler evlenirken umûmiyetle
bu dört hususu gözönünde bulundururlar, dindârlığı ise en sona
bırakırlar.


Evlilikte Denklik (Küfüv):

Kelime olarak küfüv, denklik ve eşi olmak demektir.

Fıkıhda ise, evlenecek olan çiftlerin, birbirlerine bazı konularda
denk olmaları demektir.

Evlenmede denklik, kadınlar için erkekte aranır. Yâni bir erkeğin,
evleneceği kadına, müslümanlık, neseb, hür olma, meslek ve zenginlik
gibi niteliklerde denk durumda bulunması, özellikle kadını korumak
için öngörülmüştür.

Mezhepler, evlenecek kişiler arasında dindârlık bakımından eşitlik
bulunmasının kesinlikle gerekli olduğu görüşünde birleşmişlerdir.
Bunun yanında Hanefîler, erkeğin soy bakımından, kadından daha aşağı
olmaması gerektiğini söylemişlerdir. (113)

İslâm hukûkunda denklikten maksad, evlenecek eşler arasında dînî,
ekonomik ve sosyal seviye bakımından yakınlık ve denklik bulunmasıdır.
Bu denkliğin, hem çiftler arasında, hem de hısımları arasında seâdet,
huzûr ve sevgiye vesîle olacağı düşünülmüştür.

Evlilikte denklik, bir sıhhat şartı değil, bağlayıcılık şartıdır. Yâni
denklik, evlilik için mecbûrî bir şart olmayıp, ancak âile seâdetinin
te'mîni içindir. Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz, Hz. Ali (r.a.)'a
hitâben şöyle buyurmuşlardır:

"Üç şeyi geciktirme:

Vakti gelince namazı; hazır olduğunda cenâzeyi; dengini bulunca
evlenecek kızı..." (114)

Ayrıca başka bir hadîs-i şerîfde:

"Kadınları denkleriyle evlendirin, onları velîleri evlendirsin.. On
dirhemden az mehir yoktur." (115) buyurulur.

Hanefîler'e göre denklik (kefâet), altı yerde aranır. Bunlar:
Dindârlık, İslâm, hürriyet, neseb, mal ve meslektir.

1. Dindârlık: Dînî kurallara bağlı olmayan ve ahlâk bakımından zayıf
olan fâsık bir erkek, iffetli ve fazîletli bir kadına denk sayılmaz.
Aynı şekilde, dînî kurallara bağlı olmayan ve ahlâk bakımından zayıf
olan fâsık bir kadın da, iffetli ve fazîletli bir erkeğe denk
sayılmaz.

2. İslâm: Burada denklikten maksad, kocanın müslüman olması değildir.
Zîrâ kocanın müslüman olması, evliliğin sıhhat şartıdır. Müslüman
olmada denklik, kocanın, babası veya büyükbabası bakımından aranır.

3. Hürriyet: Çoğunluğa göre köle, hür olana denk değildir.

4. Neseb: Bu konudaki denklik, Araplar arasında geçerli sayılmıştır.

5. Mal: Eşlerin, aynı derecede mal ve servet sahibi olması da,
evlilikte önemli bir unsurdur.

6. Meslek: Evlenecek erkek ve kadının velîlerinin iş ve meslekleri
arasında bir denkliğin bulunması gerekir. (116)

Ayrıca çiftler arasında boy ve güzellik gibi fizîkî ölçülere de dikkat
edilmesi, eşlerin anlaşabilmeleri ve birbirleriyle uyum
sağlayabilmeleri açısından önemli bir husustur.

Netice olarak İslâm hukukçularının büyük çoğunluğu, nikâhın mûteber
olmasında kocanın kadına denk olmasının şart olduğunda müttefiktirler.
Denkliğin, mutlakâ dindârlık ve güzel ahlâkda aranması gerektiği
üzerinde görüş birliğine varmışlardır. Asr-ı seâdetteki tatbîkâta
bakıldığında da denkliğin, en başta dindârlık ve güzel ahlâkda
arandığı açıkça görülür. Ashâb-ı kirâmdan Sehl b. Sa'd es-Sâidî (r.a.)
anlatıyor:

"Birgün Rasûlullâh (s.a.v.)'in huzûrundan bir adam geçti. Hz.
Peygamber (s.a.v.) yanında oturanlardan birine;

"Şu geçen hakkında ne dersin?" buyurdu.

O da:

"Eşrâfdan biridir. Vallâhi kız istese kendisine verilmesine, bir şey
hakkında konuşsa, sözünün dinlenmesine çok lâyıktır." cevâbını verdi.

Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz sustular. Bir müddet sonra bir başkası
geçti. Bu sefer yine:

"Ya bunun hakkında ne dersin?" buyurdu.

Adam cevap verdi:

"Yâ Rasûlallâh, bu müslümanların fakirlerinden biridir. Kız istese
reddedilmeye, bir şey hakkında şefâat etse, kabul olunmamaya ve
konuştuğu vakit, sözü dinlenmemeye lâyıktır."

Bunun üzerine Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdular:

"(Hayır) bu (adam), yeryüzü dolusunca öbüründen hayırlıdır." (117)

Evlenecek eşler, güzellik ve zenginlik câzibesine kapılarak ahlâkı ve
dîni zayıf kadınlarla evlenmemelidirler. Böyle evlilikler, çoğu zaman
hüsranla neticelenmektedir. Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz, dâimâ
dindâr olan kadınların tercih edilmesini tavsiye buyurmuşlardır.

Hakîkatte denklik; erkeğin değil, kadının menfaatine yönelik bir
haktır. Eşlerin, gönül ve görüş birliğine sâhip olmaları da zarûrîdir.
Zîrâ, bu yönlerden anlaşamayan çiftler, mutlu bir hayât yaşayamazlar.

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...

Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok: