20 Mart 2008 Perşembe

(Namaz Zamanı) 'Geri gel, ey Osmanlı!'

'Geri gel, ey Osmanli!'

 

'Osmanli adasi'nin once zihinlerimizdeki zincirlerinden kurtarilmasi gerek. Kabul edelim ki, bize sigmayan, fazla gelen, atesteki tencere gibi kenarindan tasan bir tarafi var bu adanin. Capini 777 bin kilometrekare icerisinden algilamaya calismak, cussesini Anadolu platosuna sikistirarak anlatmaya kalkmak, sirtina modern sablonlar giydirmek, o gorkemli tabloyu kirpip fakir dolaplarimiza tikmak anlamina gelir.

 

O engin ve zengin cografyanin bir paftasinda yasiyoruz. Yunanistan'dan Cezayir'e, Yemen'den Moldova'ya, Misir'dan Gurcistan'a kadar onlarca devlet ve millet onun harita parcalari uzerinde ikamet etmesine ragmen beyinler, tasavvur kabiliyetleri, algi esikleri, atlasin butununu kavramaktan aciz hale getirilmis.

 

"Osmanli mucizesi" denilince, Macaristan'daki sarikli kadidan tutun da Somali'deki esmer fellaha, Cezayir'deki ak sakalli deniz gazisine, Adriyatik'teki tecrubeli Raguzali tuccara, Selanik'teki biyiklari yeni terlemis Mevlevi muridine, Suleymaniye'de calisan Kayserili tasci ustasina ve mahyaci Abdullatif Efendi'ye kadar yatay ve dikey dilimler halindeki milyonlarca isim ve resim ile onlarca neslin terlerinden dikilen muazzam bir elbiseyi kastediyoruz. Bu engin cografyada yasayan rengarenk halklar hangi maharetle idare ediliyor, bu denli farkli soydan insan ve cemaat ne tur bir sihirli tutkalla tutturuluyor, hangi sirli kazanda karistirilip onlardan bugun hayran kaldigimiz urunler cikariliyordu?

 

Osmanli, kendisini bir iddia ile kabul ettirdi. Neydi bu iddia? Osmanli kendisini bir projeyle kabul ettirdi. Neydi bu proje? Osmanli caginda tam da yapilmasi bekleneni yaptigi icin basarili oldu. Neydi o yapilmasi beklenen?

 

Osmanli'nin iddiasi, mevcut duzenden daha insanî, daha akilci, daha gercekci olani getirmekte yatiyordu. Mevcut celiskilere onerdigi daha elverisli cozumdur Osmanli'yi basarili kilan. Cozumunun alternatiflerinden iyi oldugunu, kabulundeki coskudan anlayabiliriz : Timur kuvvetleri Ankara Savasi'nda Osmanli ordusunu yenince topraklari eski sahiplerine dagitmisti. Bir yerde sayac sifirlanmis, yuz yil oncesine donulmus oldu. Diger beyliklere bir sans daha verilmisti. Ama Fetret Devri'nden birkac yil sonra goruldu ki, cozum yine Osmanlilardadir. Digerleri yine basarisiz oldu, Osmanli onerisi yine kabul gordu.

 

Bu da bize, Osmanlilarin gayet planli, programli, uzun vadeli bir strateji izlediklerini gosteriyor. Bunun icin Gazi Evrenos Bey'in adimlarini takip etmek yeterlidir. Kuzey Yunanistan'i adim adim fethederken, arkasinda cil cil hanlar, hamamlar, camiler, vakiflar birakiyordu bu akinci gazimiz. Boylece "simsek hiziyla yayilma"nin sirrini da aciklamis oluyordu. Velhasil, yalniz kilicla degil, hayir eserleriyle de fethetmistik Rumeli'yi.

 

Osmanli bugun bir cikis yolu olabilir mi? Bu soru 'Hangi Osmanli?' konusunu gundeme getirir. Eger Osmanli'yi bitmis bir hadise olarak telakki ediyorsaniz, evet tarihe karismistir. Ondan ancak muzecilik anlaminda yararlanabilirsiniz. Oysa benim gibi Osmanli'nin bitmedigine inaniyorsaniz, durum tamamen degisir. Osmanli, insanligin safagindan bugune kadar uzanan "sonsuzluk kervani"nin gorkemli duraklarindan biriydi. Bir mucadeleyi devraldi ve bayragi, atom cagina kadar iyisiyle kotusuyle getirmeyi basardi. Daha da onemlisi, sancagi ellerimize devretti ve gitti. Gitti mi gercekten de? Aslinda hayir, bir yere gitmedi. Aramiza karisti. Osmanli ruhu bizde yasamaya devam ediyor.

 

Devlet-i Aliye boyle bakarsaniz, sular altinda kaldigi icin bir kitayken bir adaya, Anadolu'ya buzulmus gorunen ve bu yuzden de gonul kaslari bir yay gibi gerilmis olan bizlere cok is dusuyor. Sularin cekilecegi ve hatta kuruyacagi bir zaman mutlaka gelecektir. Kitab'imiz, zulum ebediyen payidar olamayacaktir, demiyor mu? Dunyada zulum devam ettikce bir Osmanli'ya her zaman ihtiyac duyulacaktir. Buna inaniyorsak, bir zindana cevrilmis bulunan beyinlerimizi temizlemek ve fikrada Temel'in basini zindanin duvarlarina vurarak "Hatirla oni!" diye aglamasi orneginden yola cikarak, ne oldugumuzu hatirlama cabasina girmemiz gerekir. Bu muharref, bu felc edici, bu koturum birakici tarihin zincirlerinden kurtulduktan sonradir ki, kurtulus umudumuz yeniden filizlenecektir. Yani kurtulus umudumuz aslinda tarihte degil; bizde. Biz tarihte degil, tarih bizde kurtulacaktir.

 

300 yildir gerileyen bir tarihin evlatlari oldugumuz ogretildi bize. Bir baska gozlukle bakinca goruyoruz ki, bu 300 yil, yukselis donemine parmak isirtacak basarilarla, inceliklerle, adam gibi adam resimleriyle orulu. Karlofca bize bir utanc sayfasi olarak okutuldu. Oysa simdi anliyoruz ki, Rami Mehmed Pasa'miz, Kutsal Ittifak karsisinda hic de yenik bir devletin diplomati gibi diz cokmemis, Osmanlilik seref ve namusunu sonuna kadar korumustu. Ote yandan Lozan'in zafer oldugundan ovguyle soz edilir. Oysa Yunanlilardan Anadolu'da zulumlerinin, yaktiklari kasaba ve sehirlerin tazminatini dahi almamis, boylece en azindan onlari tarihin gozunde suclu birakacak en degerli kozu elimizden kacirmisizdir.

 

Yenik dusmus bir tarihin vârislerinin kalp ve beyinlerinin ozgur ve kendine guveni tam olarak yetismesini bekleyebilir misiniz? Umut, kendimizdedir dostlar. Tarihi yeniden ve farkli bir gozle okumak, karanlik sayfalarinda simsekler caktirmak bunun icin onemli. Onu bir masal kitabi gibi esneyerek okumanin faydasi yok. Onemli olan, bizi gecmise degil, bugunun kordugumlerinin uzerine, gelecegin ufuklarina itecek bir tarih okumak ve okutmak.

 

Velhasil, umudumuz tarihte degil. Aksine, tarihin umudu bizde. Baksaniza, tarih, govdesindeki donmus enerjiyi bosaltacak yer ariyor ve ayciceginin yuzunu gunese donmesi gibi, bize her firsatta goz kirpiyor.

 

Muhalif Yahudi yazar Israel Samir'in baslikta alintiladigim cagrisini bunun icin onemsiyorum: "Geri gel ey Osmanli!" Asirlarin yirmi birincisi de senin gur sesini hasretle bekliyor.

 

(M.Armagan-Zaman)


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...

Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok: