8 Eylül 2008 Pazartesi

(Namaz Zamanı) haksizliga veda

Haksizliga Veda

 

Insanoglu; var oldugu gunden bugune kadar buyuk medeniyetler kurmustur. Tarim, mimari, sehircilik, sanat, estetik gibi alanlarda kurulmus bu medeniyetler silsilesinin ilki; Mezopotamya Medeniyeti'dir. Bu Dogu Medeniyeti'ni yine dunyanin ayni bolgesindeki Misir Medeniyeti takip etmistir. Daha sonra Anadolu'ya gecen uygarlik kusaginin en son duraginin, bu defa Bati'daki Avrupa oldugu tarih kaynaklarinda yer almaktadir. Yaklasik yedi bin yillik bu medeniyet donemlerinde milletler, topragi ekip-islemeyi ogrenerek, meshur Babil bahcelerini yapabilmistir. Bugun en son sekillerini kullandigimiz pek cok aleti icat etmislerdir. Mimari, yapi isciligi ve insaat tekniginde gelmis olduklari seviyenin bir gostergesi olan piramitlerin teknik sirlari ise hâlâ cozulememistir. Tiyatrolari, arenalari, meclisleri ve diger yapilari ile, kurduklari sehirlerin kalintilari bile bugun hayranlikla ziyaret edilmektedir. Heykeltiraslarin essiz eserleri muzelerin bas koselerinde agirlanmaktadir. Fikir ve dusunce alanindaki yazilar ise, bugunku pek cok bilim dalinin kaynagi olarak kabul edilmektedir.

 

Ancak insanlar bu sistemlerde, ne yazik ki "insan haklari"ni tesis etmede pek de basarili olamamislardir. Dunya harikasi eserler, pek cok insanin olumune ve felaketine ragmen gerceklestirilebilmistir. En agir islerde calistirilan koleler, haklari soyle dursun, insan bile sayilmamislardir. Arenalardaki eglencelerin, gladyatorlerin birbirlerini oldurmesiyle daha zevkli oldugu soyleniyordu. "Ideal" olarak sunulan sehir hayatlari ve idare bicimleri ise, sosyal sinif sistemine dayaniyordu. Soylulardan (!) olusan belirli bir azinlik, cogunlugun mutsuzlugu sayesinde mutlu, mureffeh yasayabiliyordu. Alt tabakalarin can, mal ve namuslari bu azinligin keyfine emanetti. Bu durumdan en cok zarar gorenlerden birisi de kadinlardi. Estetik ve sanatin one ciktigi donemlerde bile o hâlâ ikinci sinifti. Kanunlarin uygulanmasinda da ayni siniflandirma ve keyfilik on plandaydi.

 

Bu carpikligin en basta gelen sebebi ise; insanlarin kurdugu bu sistemlerin kendisine ruh verecek bir semavi dinden mahrum olmalariydi. Zaman zaman gelen peygamberler bu eksikligi gidermeye calistilar, cogu zaman yine eskiye donulmus ve haksizlik yine hakim olmus.

 

Insan haklari yoksullugunun Orta Cag'da zirveye cikmasiyla artik dayanilmaz bir hâl aldiginda; bu konu yavas yavas Bati dunyasinin fikir ve dusuncelerinde yer bulmaya basladi. 1215 yilinda Ingiliz milleti ile Kral John arasinda imzalanan Magna Karta Bildirgesi'nde; insanin kanunlara aykiri olarak tutuklanamayacagi, haksiz yere oldurulemeyecegi, malinin elinden alinamayacagi gibi hukumler yer aliyordu. 1789'daki fiili durumla da dusunceden uygulamaya gecildi. Avrupa'daki bu baslangicin butun dunyaca kabul edilmesi ise, ancak 1948 yilinda gerceklesebildi; Insan Haklari Evrensel Beyannamesi, Birlesmis Milletler Genel Kurulu'nca ilan edildi.

 

Insanlara huzur, saadet saglayan ve aralarindaki iliskileri ahlâkî bir zemine oturtan din unsurundan mahrum bir sekilde suregelen medenilesme sureci; uzun yillar, buyuk acilar ve derin uzuntuler sonunda bu olgunluga ulasabilmisti. Halbuki bu, insanoglunun var olan bir degeri arama veya yoktan var etme mucadelesinden baska bir sey degildi. Beyannamedeki maddelerin cogu, ozu itibariyla, semavî dinlerin sundugu cozumlerle hemen hemen ayniydi.

 

Hazreti Musa'nin getirdigi mesajin ozunu olusturan "on emir"deki; "kimsenin canina, malina, irzina dokunma; hile yapma; ana-babaya, akrabaya, yoksula, yolcuya iyilik et; dedikodu yapma; gururlanma" gibi ifadelerin cogu insan haklariyla ilgilidir. Hiristiyanlikta da benzer mesajlari bulmak mumkundur. En son din olan Islâm'in bu konudaki hukumleri icin Veda Hutbesi'ne bakmak yeterli olacaktir. Insanligin 1948 yilinda gelebildigi merhale, asirlar once insanlara acik bir dille ifade edilmistir.

 

Yaklasik ondort asir once; menfiden muspete, vahsilikten medenîlige dogru gerceklesen bir inkilâbin tamamlanmasinin sonunda; Hazreti Peygamberin, seckin bir topluluga yapmis oldugu "Veda" konusmasi, muhtevasi itibariyla bugun de ayni tazeligiyle insanlarin cozume ihtiyac duyduklari temel meselelere care olmaktadir. Adeta Kur'an'in ve Islâm'in ozeti durumunda olan bu hutbede, insanlik tarihi kadar eski olan "Insan Haklari" konusu agirlikli olarak yer almaktadir.

 

Beyanname suphesiz cok onemli bir basari ve merhale olup; onemli olcude cozum getirmis ve getirmeye de devam etmektedir. Fakat gecmis icin yapabilecegi bir sey olmadigi gibi, gelecek icin de bir garantisi yoktur. Insanlarin koydugu kurallar yine insanlar tarafindan cignenebilir veya degistirilebilir. Halbuki Kur'an'dan ozet iktibaslar seklinde olan Veda Hutbesi, her seyden once Ilâhî kaynaklidir. Her cag icin gecerli olan esaslari degistirilemeyecegi gibi, mazlumlara ve zalimlere dair getirdigi yaptirimlar, onun uygulanabilirlik kabiliyetini artirmaktadir.

 

Diger taraftan hutbenin gerekleri, ilk once bizzat Hazreti Peygamber tarafindan kendi sahsi ve yakinlari icin uygulanmistir. Bu fedakârlik ve ornek davranis, sozlere gerceklilik ve inanirlilik kazandirmistir. Bunu hutbedeki su ifadelerden anliyoruz:

 

"Cahiliye âdetlerini ayagimin altina alip cigniyorum. Butun kan davalari kaldirilmistir. Kaldirilan ilk kan davasi Abdulmuttalip ogullarindan Haris'in kan davasidir."

 

...

 

"Her turlu tefecilik de kaldirilmistir. Allah faiz yoktur diyor. Kaldirdigim ilk faiz amcam Abdulmuttaliboglu Abbas'in faizidir."

 

Insan Haklari Evrensel Beyannamesi'nin bazi maddeleri ile Veda Hutbesi'nin bazi fikralari, ya birbirinin aynidir ya da cok yakindir. Vicdana kulak veren aklin geldigi nokta din ile paraleldir:

 

Beyanname, madde 1: "Tum insanlar... birbirlerine karsi kardeslik duygusuyla hareket etmelidirler."

 

Hutbe'den : "Butun inananlar kardestir."

 

Beyanname, madde 2: "Herkes irk, renk, cinsiyet, din, siyasal ya da baska herhangi bir gorus, ulusal ya da toplumsal koken, zenginlik, dogum ya da baska herhangi bir ayrim gozetmeksizin ... esittir, ayrim yapilmaz."

 

Hutbe'den: "Bir Arabin Arap olmayana, bir yabancinin da Arap olana ustunlugu yoktur."

 

Beyanname, madde 3: "Herkesin yasama, ozgurluk ve kisisel guvenlik hakki vardir."

 

Hutbe'den: "Her birinizin kani ve mali otekine haramdir. Birbirinizi oldurmeyin."

 

Beyanname, madde 7: "Yasa onunde herkes esittir ve ayirim gozetilmeden yasanin korumasindan herkesin esitce yararlanma hakki vardir.",

 

Madde 9: "Hic kimse keyfi olarak tutuklanamaz." Ve ayrica madde 10 ve 11...

 

Hutbe'den: "Her katil sucundan kendisi mesuldur. Hicbir katilin isledigi suc, cocuklarina samil olmaz, hicbir ogulun ve kizin sucu babayi sorumlu kilmaz."

 

Bu hususlardan baska Veda Hutbesi'nde kadin haklari konusuna da temas edilmistir:

 

"Sizin kadinlarinizin uzerinde birtakim haklariniz vardir. Onlar sizin haklariniza riayet etmelidirler. Onlarin da sizin uzerinizde haklari vardir. Onlara karsi iyi davraniniz, sefkatle muamele ediniz."

 

...

 

"Siz onlari Allah'in akdi ile aldiniz. Onlar size Allah'in ahdiyle helâl olmustur."

 

...

 

"Kadinlariniz... Allah'iniza kavusacaginiz zamana kadar, bugun..., bu ay..., bu belde nasil mukaddes ise oylece mukaddestir."

 

Kanun veya nasihatler, yaptirim gucu olmadigi takdirde kâgit uzerinde veya sozde kalmaya mahkûmdurlar. Dini emir ve nasihatler dogrudan insanlarin vicdanlarina hitap ettigi icin, kisi Allah'a karsi sorumlu olma suuruyla kendi kendini kontrol eder. Veda Hutbesi'nde de: "Kiyamet gununde Allah'in huzuruna cikacaksiniz. O da size yaptiklarinizi bir bir soracak ve ona gore mukâfat ve ceza verecektir." ifadesiyle bu suur ve sorumluluk verilmistir.

 

Ayni dine mensup insanlara yapilan bu konusma, ayrica; tevhid, ahiret inanci, emanete riâyet, ahde vefâ, hediyelesme, kucuk hatalardan dahi kacinma, dinde ifrata kacmama... gibi hususlari da ihtiva etmektedir.

 

O gun yuz bini askin insanin tasdik ettigi bu teblig, bugun insanligin hala ulasabilmeyi maksat edindigi bir zirvenin gencligini ve dincligini yasamaktadir.


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...

Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok: