25 Eylül 2008 Perşembe

(Namaz Zamanı) Kadir, kadrini bilenler gecesidir

Kadir, kadrini bilenler
gecesidir Yarın Kadir Gecesi. Kadrin kadrini
bilenlerin gecesi. Ne demek Kadir'in kadrini bilmek? Bir ölçü mü var
elimizde bununla alakalı? Değerlendirme kriterleri mi sunmuş bize
Nebiler Sultanı (sas)? Şöyle yapan, böyle davranan Kadir'i kadriyle
değerlendirmiş mi demiş?
Daha da uzatılabilecek bu minvaldeki bütün sorulara toptan cevabımız;
evet. Bir değil birçok ölçü var elimizde. Hem de şaşmaz ve şaşırtmaz
rehber Kur'an'da; kavlî beyanları, fiilî tatbikatları ile
Efendimiz'de; 15 asırlık mazimizde oluşan gelenek ve
göreneklerimizde.

Önce Kur'an. Buyuruyor ki Allah: "Biz Kur'ân'ı indirdik Kadir Gecesi.
Bilir misin nedir Kadir Gecesi? Bin aydan daha hayırlıdır Kadir
Gecesi! O gece Rab'lerinin izniyle Ruh ve melekler, her türlü iş için
iner de iner... Artık o gece bir selamettir gider... Tâ tan ağarana
kadar..." Bir şey dikkatinizi çekiyor mu; Allah bu geceye bin aydan
daha hayırlı diyor. Demek O'nun Kadir'e bakışı bu. O halde, Kadir'e
Allah'ın baktığı gibi bakan insan, Kadir'in kadrini bilen insan
demektir. Onu sıradan bir gece gibi gören kişi ise sadece
nasipsizdir.

Efendimiz'e (sas) geçelim: Kavlî beyanları: Bir; "Kim inanarak ve
sadece sevabını Allah'tan umarak Kadir Gecesi'ni ihya ederse, geçmiş
günahları bağışlanır." (Buhari, Savm, 6) İki; "Ondan mahrum olan, çok
büyük şeyden mahrum olmuştur." (Müsned, 2/230)

Fiilî tatbikatı; Kadir Gecesi'nin içinde gizli olduğu Ramazan'ın son
on gününde itikafa girmiş, sabahlara kadar namaz, dua, istiğfar,
tefekkür ve zikirle vaktini geçirmiştir.

Ve 15 asırdır Kur'an ve Hz. Peygamber (sas) kökenli bu teorik ve
pratik değerleri hayatlarına taşıyan İslam dünyası. Bunları anlatmak
bu köşenin hacmini aşar. Çünkü Kadir başta mübarek gecelerin sadece
Osmanlı'da nasıl kutlandığına dair onlarca kitap vardır bugün
piyasada. Bunların günümüzdeki yansımaları ise sabahlara kadar cami ve
türbe gezmeler, Kur'an tilavetleri, canan sohbetleri, tesbih
namazları, dilhûn gönüllerle gönülleri dilhûn eden dua ve
istiğfarlar.

İlave bir şey söyleyecek ve bir teklif sunacağım sizlere; namaz,
Kur'an tilaveti, dua, niyazın yanında tefekkür ve tezekküre de zaman
ayıralım yarın gece. Biraz muhasebe yapalım. Bütün bir hayatımızın
muhasebesi değil; o daha uzun bir zaman isteyebilir. Sadece ve sadece
bu Ramazan'da, geçen 27 gün içinde ne yaptık; bunu düşünelim. "Olan"
ile "olması gereken" arasında mesafe var mı yok mu, bunu ölçelim. "Diş
macunu ile dişleri fırçalamak orucumu bozar mı diye düşündüğüm kadar,
oruçlu ağzımla arkadaşımın gıybetini yaptım; orucum bozulup
bozulmadığını merak ettim mi" diye soralım kendimize? Muhasebe sonucu
cevabımız "evet" ise problem yok; ama "hayır" ise, bunu masaya
yatıralım ve kendimize "demek ki sen, midene oruç tutturduğun kadar
diline oruç tutturamamışsın!" diyelim. "Bu Ramazan geçti ama söz
Allah'ım eğer ömür verirsen bir daha ki Ramazan'a..." diyelim.

Gerekli mi böyle bir şey? Ben iki hadis aktarayım, gerekli mi gereksiz
mi olduğuna siz karar verin: "Nice oruç tutanlar vardır ki kendisine
kuru açlıktan başka bir şey kalmaz.", "Yalan sözleri, lâubali
davranışları terk etmeyen kişinin yeme ve içmesini terk etmesine
Allah'ın ihtiyacı yoktur." (I.Mace, Sıyam, 21)

Kadir, Kadir'in kadrini bilenlerin gecesidir. Ne mutlu onlara. Dua
istirhamıyla.


25 Eylül 2008, Perşembe AHMET KURUCAN Zaman gazetesinden alıntı

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...

Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok: