22 Temmuz 2008 Salı

(Namaz Zamanı) ESSELAM...BU SICAK GÜNDE MEDİNE ESİNTİSİNDE BİR HUZUR DİLİYORUM...HOŞÇA BAKIN ZATINIZA...DUA İLE...







hosting
 
Bediüzzaman hz. talebesi merhum zübeyir Gündüzalp in mesajlarından bir demet...
MUSİBETİN ARKASINDAKİ GÜZELLİKLER

Maddî bir felaket gelip size çattığında, bu musibet size bir cihetten zararlı olur. Fakat bir çok sebeplerden size kâr­lar ve faydalar sağlar. Fâni dünyanın bu fâni belâsı sizin ak­lınızı başınıza toplatır ve hadiseleri daha büyük bir mânevî kudretle ve daha serinkanlılıkla muhakeme etmenize fırsat verir.

Evvelce zarurî ihtiyaçtan addettiğiniz, görenek belasıyla luzumsuz ve müsrifâne yaptığınız masrafların ihtiyac-ı gay­r-i zarurî olduğunu ve israfkârane para harcadığınızı düşün­dürür ve gösterir. Sizi iktisat ve kanaatin tükenmez hazinesinin zenginliğine eriştirir.

Gelirin artışı ile sarfiyatını ziyadeleştirmesi gibi ferdî ve içtimaî iktisadiyatını yıkan maişet darlığının mezarına hapse­den bir akılsızlık ve dira­yetsizlikten kurtulmasına sebep olur. Öyle malî bir sıkıntı vaktinde şu hususu da görmek ba­si­retine sahip olursunuz ki, eskiden vazgeçilmesi imkansız gibi görünen bir çok şey­ler hiç de öyle değilmiş.

Kendi kendinize sormaya başlarsınız: "Acaba yaşamın biricik hedefi, maddî bolluğu ve zenginliği elde etmek, gü­nahlarla kalpleri karartan ve insanı mânen zehirli hançer­lerle yaralayan kötü eğlencelere dalmak, boş ve uyuşturucu eğlenceler peşinde koşmaktan mı ibaretmiş? Güya geçim dertleri bitmiyormuş gibi üstelik bu kadar lüzumsuz şeylere ihtiyaç var mıymış? Hayır, hakikat ve saadetle yaşamak asla böyle değilmiş" diye size akılâne ve müdebbirane bir muhakeme ve muha­sebe yapma meziyetine yükseltir.

İşte o sırada hayatın ha­kikî gayesini ve kıymetini ve dün­yada dünya ve uhrâ saade­tiyle yaşamanın yolunu öğrenmiş olursunuz

İLMİN DEĞERİ

Hz. Ali'den

1- İlim peygamberlerin mirasıdır.

2- İnsan ölünce malı dünyada kalır. İlim ise sahibini ter­ket­meyip sahibiyle beraber gider.

3- Bütün insanlar din işlerinde âlimlere muhtaçtırlar. Âlim­ler ise mal sahiplerine muhtaç değildirler.

4- İlim, sahibini sıratı geçmesinde yardımcı bir kuvvettir.

5- İnsanın değeri ilmi ile ölçülür.

6- Cahiller ilim adamına düşmanlık gösterirlerse de bunların düşmanlığı onlara zarar vermez.

7- Nadan, cahil, dikkafalı ve kendini beğenmiş kimselerle arkadaş olma.

8- İnsanın kıymetini anlamak istersen, onun sohbet ettiği arkadaşlarına bak.

9- Müstağni olduğum, muhtaç olmadığım zaman, dostla­rım dostluk gösterirler. Lakin bana bir bela gelirse düşman olup benden yüz çevirirler.

10- İnsana yokluk gelince, insanlar onu hor ve hakir gö­rürler. Sözü ne kadar doğru olsa da, kendini beğenmiş kim­seler o söze hatadır derler.

11- İlim öğrenmeye ça­lış, nur-u basiretle kendin anla.

12- Bilenle bilmeyen, dâ­nâ ile nâdan bir olamaz.

13- Bu kalpler birer kab gibidir. En iyileri faydalı şeylerle dolu olanıdır.

14- Cahil kimseler, ken­dilerine seslenen her ada­mın peşine düşerler ve her rüzgârın cereyanına kapı­lır­­lar.

15- İlim, servetten daha iyidir.

16- İlim, tutulacak en güzel yoldur.

17- Bilmediğinizi itiraf etmekten ve bilmediğinizi öğren­mekten çekinmeyin.

* * *

İnsanlar; dünyalarını payidar etmek için dinlerinden bir şey terk ederlerse, dünyalarını eskisinden daha beter ve va­him bir hale döndürürler.

* * *

"İlim ne büyük şeydir? Erbabını yüceltir." (Hz. Ömer)

* * *

Cehilden daha ziyade fakirlik, ilm-i imandan ziyade zen­ginlik tasavvur olunamaz.

* * *

İlme çalışmak nafile namazdan efdaldir.

HERGÜN TAZE BİR HEYECAN

Siz daima ileriye doğru yürümelisiniz. Her gün terakki­ler kaydeden hamleler yapmalısınız. Ruh kuvvetinizi hil­kat-i hikmet yolunda yükseltmede ve imanî hakikatleri masset­me­de bugünü dünden ziyadeleştirmelisiniz. Bu uğurda ve hiz­met-i Kur'âniye meydanında ve ubudiyette hareket ve fa­aliyet kabiliyetinizi her gün artırmaya uğraşmalısınız.

Mücadele ve mücahede, savaş ve şahlanış gündelik ve da­i­midir. Cehd ve cidale, yepyeni bir güçle, ter ü taze bir sev­­gi ve tutkunlukla ve nihayette galebenin inancı ile sarıl­ma­lıdır.

İnsan her gün yepyeni bir kuvvet ve kudret, mânevî bir haz ve zevk, güzel bir huy ve ahlâk, himmet ve gayretle uyan­­malıdır. Cenab-ı Hakkın bir fazl-ı İlâhî olarak hamlet­tiği fazilet-i asliyenizi ve hizmet-i kudsiyenizi ifa etmek azmi ve sebatıyla ile yatağınızdan fırlamalısınız.

Atalet ve tembellik döşeğinde zelilane yatıyorsanız, irade ve gayretinizi kamçılayınız. Maddî ve mânevî hayatınızı ye­ni baştan kurmalı ve düzen vermelisiniz.

Kendini, yaşamanın seline ve intizamsız ve başıboş sey­ri­ne kaptıran adam kendi kendini ölüme veya meyyit-i mü­te­harrik olmaya sürüklemiş olur. Yaratanına, sahip ve mali­ki­ne ibadet ve taat ve hizmet için cehd etmeyen kimse, kendi kendisini helâket ve felaketlere, hastalık ve sakatlık­lara uğratmış ve müptela etmiş olur.

Âdemoğlu, daha başlangıçtan beri hep savaştı. Dinî ve dün­yevî hayatının bekâsı için fâni hayatını, mücahedelerle müebbed eyledi.

Demek Âdemoğlu, dünyaya geldiği günden itibaren mü­ca­hedeye hazır olmalı ve bunu yaşadığı müddetçe de­vam et­tirmelidir. İmanla küfrün, din ile dinsizliğin Âdem Aley­hisselâmdan başlayıp devam etmekte olduğunu ve kı­yame­te kadar da devam edeceğini hatırdan çıkarmamalıdır.

alcancema1[1] 

NASİHATLER

Arzı ve semaları bir kefeye; tevhid kelimesini bir kefeye koysalar, kelime-i tevhid kefesi ağır gelir.

* * * * *

İnsandaki nefs-i emmarenin en büyük felaketli davası: Riyasettir. Başkalarına tefevvuk hırsıyla himmet ve gayret etmek, hırs-ı sevab meyli taşımak, nefs-i emmarenin bir desisesi demektir. Böyle bir emmare-i nefisten henüz kurtulamayanlar, herkesin kendine ram olmasını, emir ve fermanlarına boyun eğmesini arzu ederler. Bunun için çalışır da, Rıza-i İlahi için sarf ettiğine kanî olarak vartaya düşerler. Emmarelik vas­fını taşıyan nefisler saadet ve selametten uzaktırlar. Bunun için; maddî-manevî menfaat ve ikbal, makam ve riyaset yolunda ona hisse vermemek gerektir. Amel-i salihin illetini yalnız ve yalnız emr-i îlahî olduğunu bilmeli ve ruhen, kalben, kalen ve fiilen yaşa­malıdır. Sırr-ı ihlasın ve halis niyetin dışında bir niyet taşımamalıdır.

1- Geçtik ihsanından, bir mazarratı dokunmasın.

2- Geçen geçti, gelene bak.

3- Kendinin kabahatini önüne koyarlar, öyle döver­ler.

4- Gerekliyi, gerekmezken saklamalı.

Milletleri büyük inkıraz ve inhitatlara sevk eden yegane sebep dinsizliktir.

Bu milletin huzur ve emniyet, sulh ve sükun içinde. birbirleriyle kardeşçesine muamele ederek ilerlemele­ri, Nur Risalelerini okuyup okutmasına bağlıdır.

* * * * *

1- Kuvvetli ve cesur adam hasmını yere çarpan pehlivan değildir. Asıl kahraman adam, öfkelendiği zaman hiddetine ve nefsine hakim olandır.

2- Nefse hakimiyet, en büyük ibadettir.

3- Öfkeyi yutmak, ruhi ve nefsani bir mücahededir.

4- Gazap, şerrin bütün nevilerini toplayan kötü bir haldir.

5- "Öfkelenme" demek; seni öfkeye sevk edecek şeyleri ve sebepleri yapma, öfkenin hakimiyetine meydan vermemek için nefsinle mücadele et, demek­tir.

Hiçbir kelam, amelsiz kabul edilmez. Ve hiçbir amel de ihlas olmadan makbul değildir.

* * * * *

İhlas, Peygamberin yoludur.

* * * * *

Varis-i Peygamberî gibi büyüklere ve bu büyükler misüllü olana tazim gerektir. Tazim insanı küçültmez, bilakis yüceltir.

* * * * *

Ehl-i imanın ferasetinden sakının. Çünkü o Al­lah'ın verdiği nurla, hususan tahkiki iman kuvvetinin nuruyla bakar.

* * * * *

Aza kanaat, nefsin kısmetini kaçırmak demek de­ğildir.

Allah korkusu veya sevgisiyle ağlamak, ibadettir.

* * * * *

Kerem sahibi olmak için, ilahi, kudsi sırlar sakla­mak şarttır.

* * * * *

Çalış, tembelliğe düşme, ömür azdır, vazife çoktur. Fani dünyada bakî saadeti kazandıran Nur Risalelerine çalışmaktan geri durma.

* * * * *

Hiç kimseye eziyet için çalışma, mü'mine iyi niyet, hüsn-ü zan besle.

* * * * *

Ferahlıkta, darlık saklıdır. Her bela, bir iyiliğin müjdecisidir:

"Zeval-i elem, lezzettir. Zeval-i lezzet, elemdir."

* * * * *

Dinî olmayan belaların Hak'tan geldiğine inanıp, sabretmek gerektir. Sabırlı insanlar Allah'ın nuru altındadırlar.

* * * * *

Rızkın için üzüntüye düşme. O seni arar; o kadar arar ki, sen onun kadar arayamazsın.

ÜMİT VE NİKBİNLİK (İYİMSERLİK)

Her şeyin iyi cihetini ve güzel veçhesini görmek, yani imanlı bir nikbinliğe (iyimserliğe) malik olmak, gü­zel huy ve ahlâkla meşru dairede yaşamak ve bundan İlâ­hî bir haz duymak akıl, kalp ve ruhun her zamanki du­rumu ol­malıdır.

Ruh, akıl ve kalp eğer maarif-i İlâhiye ile, ilm-i iman ve ma­rifetullahı ders veren Risale-i Nur'la salim ise; en tehlikeli anlarda, bedbinlik veren en ümitsiz hallerde, yaşamayı çok acı bulduğun en bunaltıcı ve buhranlı çağlarda, inim inim in­lediğin saatlerde bile nikbin (iyimser) olabilirsin.

Nikbin olmakla da hayatın dağlarvari dağdağaları al­tın­da ezilmekten kurtulmak için şahlar gibi şahlanabilirsin ve şahlanmalısın.

Bilhassa yeis, ümitsizlik ve bedbinlik hislerinin sana mu­sallat olduğu devrelerde ve zamanlarda bütün nikbinlik ve ce­saretini ele alarak yeisin attığı sefahet yatağından fırlamalı­sın ve fırlayacak kudretin özünde mevcut olduğunu bilmelisin.

Gözlerinin ümit, saadet ve muvaffakiyet sürurunun ve sevincinin parlak kıvılcımlarıyla parladığını âyineye bakıp görmelisin.

Sakın hiçbir zaman deme ki; her işin kötü gittiği bir sı­rada, insan nasıl ümitvâr ve nikbin olabilir?

Nikbin bir vaziyete sahip olmak demek; daima kuvvet-i imanla dayanmaya, en kötü durumlarda bile herşeyi iyi görmeye, hadiseleri mümkün olabilen en müsbet, yani en olabilir taraflarını elde edebilecek surette karşılamaya hazır bulunan ruhun müsbet bir durumuna erişmektir.

Ruh böyle bir durumu birden bire elde edemez. Ancak bilmelidir ki irade, sabır, sebat ve enerji ile herşeye vasıl olunur.

Gelişigüzel yaşayan adam ölüme sürüklenir. Hadiseleri ve güçlükleri yenmek elinde değilse bile hiç olmazsa kendi kendine telkinlerde bulunmalısın ve istiğfar ve "hasbünallâ­hu ve ni'me'l-vekil" duasına devam etmelisin.
subirimagen.es



" birimiz şarkta, birimiz garpta, birimiz mazide, birimiz müstakbelde, birimiz dünyada, birimiz ahirette olsak biz birbirimizle beraberiz"



Aileniz ve arkadaşlarınızla paylaşmak için bir ayda 500'e kadar fotoğraf gönderin! Şimdi ücretsiz Windows Live Alanınıza gidin Buraya tıkla!
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...

Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok: