9 Temmuz 2008 Çarşamba

(Namaz Zamanı) bir sinegin dilinden

Bir Sinegin Dilinden

 

Hayirli gunler efendim! Biliyorum benden biktiniz, bilhassa sicak havalarda sizi cok fazla rahatsiz ediyorum, ama ne olur beni oldurmeden once bir kere dinleseniz? Nedir bu gururunuz anlamiyorum! Sizi Allah yaratti da, beni baska birisi mi yaratti? Gerci bazi kendini bilmezler beni ve diger butun canlilari akilsiz ve suursuz evrim diye bir kavram cercevesinde tesadufen kendi kendimize olustugumuzu(!) soyluyorlar, ama siz onlara aldirmayin. Sizi ve beni, butun kâinati en mukemmel sekilde yaratan Rabbimiz Allah'dir. Madem oyle nicin beni kucuk goruyorsunuz? Benden sadece cesamet bakimindan buyuksunuz. Tabiî ki, Rabbim sizi butun canlilardan ustun kilmis ve serefli bir mevkie cikarmis, ama bu sadece Allah'i taniyip bilen ve O'na kulluk yapanlar icindir. Kendini yaratani bilemedikten sonra herhalde benden daha asagi bir mevkie dusmeleri gerekir. Cunku ben Rabbimi biliyorum; halimi hic degistirmedim. Ne ogrettiyse onun disinda hicbir sey yapmiyorum. Evet, sizin gibi imtihana tâbi degilim, ama bu halimden memnunum.

Cunku itaat ve istikamet uzerinde fitratimin geregini yapiyor, vazifelerimi hic aksatmiyorum.

 

O kadar cok isim oldugu halde -hayvanat âlimleriniz disinda cogunuz- ne is yaptigimi bilmiyorsunuz. Bazi cahiller "bosu bosuna yaratilmis, ne hikmeti var ki, ikide bir bizi rahatsiz eden bu kara bocegin?" gibi dusunmeden bos laflar ediyorlar. Bana gore bu laflari soyleyenler eger yaraticilarini biliyorlarsa bir sey demem, ama eger yaraticilarini bilmeyen muzaaf cahil iseler onlara sunu soylerim: Ey Allahim, Seni tanimayan su adamlari yaratacagina onlarin sadece kafasindan bile milyonlarca sinek yaratirdin; hem de Sen'i bilirlerdi! Isyan etmezlerdi. Ama Kadîri Mutlaksin, bana bir sey demek dusmez, muhakkak ki onlari yaratmanda da bir hikmet vardir!"

 

Sadece gozlerime ve kanatlarima bile biraz dikkatlice bakilirsa ne kadar nazik ve sanatli bir anatomiye sahip oldugum gorulur. Buyuk bir saati yapmak mi, daha zordur, yoksa kucuk bir saati mi? Tabiî ki kucuk saatin carklari, zemberegi vs. aksami cok kucuk ve nazik yapida olacagindan, yapilmasi cok daha zordur. Bu zorluk ve kolayligi sadece akla yakinlastirmak icin kullandim, yoksa Rabbimin yaratmasinda zor ve kolay diye bir sey olmadigini biliyorum. O 'ol!' dediginde bir mikrop ile ben veya bir fil ile bir dinozor ayni kolaylikta yaratiliverir.

 

Hayat surmeniz icin vucudunuzda hangi organlar varsa benzeri fonksiyonlari yerine getirmek icin benim de ayni isleri yapan organlarim ve sistemlerim var. Sadece anatomileri ve isleyis mekanizmalari farkli, ama yaptiklari islerle, hayatta kalabilmem icin gerekli butun fizyolojik fonksiyonlari aksamadan yerine getiriyorlar. Meselâ kalbiniz var, benim de kalbim var. Kalbiniz kaninizi damarlar icinde dolastirdigi halde, kalbim kanimi organlarimin arasindaki vucut bosluklarinda dolastiriyor. Siz akcigerle solunum yaptiginiz halde ben trake adi verilen cok ince kilcal borucuklarimin dokularimin icine kadar uzanmasi sayesinde dogrudan solunum yapiyorum. Artiklari bosaltmak icin bobrekleriniz var, benim ise orta bagirsagima acilan cok sayida hususî tupcuklerim ayni isi yapmaktadir. Basimdaki organlar cok sayida parcadan olusturulmus; agiz âletlerim binlerce kucuk gozcukten yapilmis petek goz basta olmak uzere hepsi cok nazik ve hassas organlardir. Gordugunuz gibi ben de goruyorum. Ama benim gormem sizinkinden farkli; iki adet fotograf kamerasi tipindeki gozunuz ile iki adet petek gozum birbirinden cok farklidir. Her bir gozum ustten bakildiginda, bal petegini andiran altigen mercekleri gorulen yuzlerce kucuk gozcukten (ommatidium) yapilmistir. Her bir kucuk gozcugun ayri ayri mercegi, kristal koni adi verilen kirici bir cihazi, etrafini yalitan pigment hucresi ve ic tarafta da retinula tabakasi vardir. Gozumden buyutulmus bir cizimi daha iyi anlamaniz icin bu sayfada yayimliyorum. Vucudum kitin adi verilen ozel bir proteinden yapilmis killarla kaplidir, fakat bu killar oyle cok basit seyler degil, aksine her bir kilim ozel bir duyu alicisidir. Killarimin icindeki boslukta hassas sinir uclari bulunur ve bu sayede en kucuk titresimleri bile hissederim. Kitin sert ve dayanikli bir madde olup butun vucudumu orter, bunun da uzeri hususî bir proteinden yapilarak mumsu madde ile suya karsi gecirimsiz kilinmistir.

 

Agzim uzun bir hortum gibi olup, ucu genis bir sunger seklinde ve sivi hale gelmis, her turlu gidanin tadina bakip yalayacak bir dil ihtiva eden boru halindedir. Ayaklarim kitinden yapilmis cok parcali ince ve nazik olup uclari da cengellidir. Boylece duz duvarlarda gozle goremediginiz kucuk puruzlere takilip dusmeden tutunabilirim.

 

Hele kanatlarim, cok ince zar gibi hafif fakat saglam ve dayanikli olup ici bos boru seklindeki kitin dallarla desteklenmistir. Kanatlarimin altinda uclari kucuk topuz seklinde olan (halter organi) denge organim, ucarken dengemi bulmami sagliyor. Bu denge organlarima maalesef bazi akli evveller "korelmis ikinci kanat cifti" diyorlar, tabiî bunu soylemelerinden asil maksat yine evrime havale etmek! Diger bircok bocek gruplari ikiser cift kanat tasiyor ya! Nicin tek cift kanadimin oldugunu izah etmek icin, bu denge organlarima korelmis kanat deyip isin icinden cikiyorlar. Ya Hû! insanda biraz akil olur, hadi bizim beynimiz sinek beyni, size ne oluyor? Nicin durup dururken kanatlarim korelsin? Allah beni bir cift kanatla ucacak sekilde yaratmis, kanatlarimin altina da oyle mutasyonla tesadufen falan gelismesi mumkun olmayan hususî yapida denge organlari koymus! Bunu dememek icin yok evrimmis, yok adaptasyonmus, yok tabiî seleksiyonmus! diye kivranip duruyor ve sikintiya giriyorlar. Halbuki atalarim da binlerce yildan beri her canli gibi arada sirada mutasyona ugruyordu, ama hic degismedik. Bizim de bazi yavrularimiz zayif, bazilari guclu olarak dunyaya geliyor. Bu Allah'in bir kanunu! Bunun sayesinde guclulerin nesli devam ediyor, zayiflar baska canlilara yem oluyor, gida zinciri kuruluyor ve hayat bu ekolojik denge icinde devam ediyor. Hicbir sinek arkadasimin simdiye kadar baska bir canliya donustugunu de gormedim!

 

Ucma kabiliyetimle sizden ustunum! Akliniz ve ilminiz var, terakkiye aciksiniz ama hâlâ benim gibi ucan bir makine yapamadiniz. Meselâ havada cok kisa mesafede takla atabilirim, tavana yapisip sirt asagiya dogru dusmeden durabilirim; bana vurmak icin gelen elinizi havada hissedip kacabilirim; hic kosmadan oldugum yerden aniden havalanabilirim. Ucaklariniz ise havalanmak icin kilometrelerce uzunlugunda bir pistte kosturup duruyorlar. Ben her yere hemen inebilirim, bana pist filan lâzim degil. Ucaklariniz ise pist olmazsa inemiyor, hattâ pistte su birikintisi veya kar olunca inemiyorlar. Kocaman hantal seyler... Kumandalari baskalarinin elinde oldugundan kotu insanlarin eline gecince bir de bomba gibi kullaniliyorlar. Halbuki ucma koordinasyonumu Rabbim bana kendi vermis; hicbir yere carpmadan ve kimseye zarar vermeden ucuyorum. Mukaddes Kitab Kur'ân'da bir âyet var, ne diyor kitabiniz bir dinleyelim: "Ey Insanlar, size bir temsil verildi, onu dinleyin: O Allah'dan baska yalvardiklariniz var ya, onlarin hepsi bir araya toplansalar, bir sinek dahi yaratamazlar. Sinek onlardan bir sey kapsa, bunu ondan kurtaramazlar" (22/73) Ne kadar mucizevî bir kitap bu? Ne yazik ki, cogu insan kiymetini bilmiyor. Butun insanlarin, bir araya gelseler bile benim gibi bir sinegi yaratamayacaklarini Kur'ân soyluyor; kaptigim bir seyi benden kurtaramayacaginizi belirtiyor. Cok dogru! Cunku ben yiyeceginizden herhangi bir parcayi kaptigimda, hemen uzerine agzimdaki sindirim enzimlerimi doker ve onu eritirim. Cok guclu olan bu enzimlerim bu maddeyi parcalar ve sivi hâline getirir, sonra bunu icerek mideme alirim. Artik o maddeyi eski haline getirmek mumkun degildir. Sematik olarak yukariya cizdigim bu beslenme tarzimi biraz izah etmeye calistim.

 

Sinek denildiginde tek bir turu dusunursunuz. Aslinda biz sinekler cok kalabalik bir grubuz. Asagi yukari 90.000 kadar turumuz vardir. Sinek denildiginde muhakkak iki kanatli oldugumuzu anlayacaksiniz. Bu yuzden iki kanatlilar manasina gelen diptera takimi icinde toplanmis durumdayiz. Tabiî bu kadar kalabalik olunca icimizde faydalilar oldugu gibi hastalik ureten turler de var. Bazi arkadas turlerimiz meyvelerin arasinda tozlasmaya sebep olurlar. Cok cesitli gidalarla beslenenlerimiz vardir. Et yiyenler, meyve yiyenler, bitkilerin ozsuyunu icenler, her turlu organik artik uzerinde beslenenler...

 

Karasinekler olarak musca cinsine giren, ben ve arkadaslarim cevrenizde en cok gorulen turleriz. Butun sinek turlerinde oldugu gibi sicaklik ile paralel olarak ureme hizimiz da artar. Cok sayida yumurta yapariz; yumurtadan cikan larvalarimiza halk arasinda kurt veya kurtcuk denir. Kurtlanmis dediginiz etler, mevyeler vb gibi gidalarda gordukleriniz aslinda benim yavrularimdir. Onlarin annesi olan disi sinek, yumurtalarini acikta biraktiginiz gida artiklari veya canli lesleri uzerine birakir. Sicakliga bagli olarak birkac gun icinde bu yumurtalar acilir; icinden kurtcuklarim cikar. Cok istahli olan bu yavrularim onlerine ne gelirse yer, yedikce buyurler; pupa dediginiz daha sakin, uyku donemi gibi bir hale gecerler. Kisa bir muddet sonra da, bu pupalarin icinde tamamen farkli bir anatomik yapiya sahip bizler cikariz. Bilmeyen bir kimseye; yumurtadan cikan ve surunerek gezen bu kurtcuklarimi gostererek, bunlarin daha sonra ucan birer sinek olacagini soyleseniz inanmaz. Cunku hic akla gelmeyecek bir sekilden tahmin edilemeyecek bir forma donusmekteyiz.. Her iki halimizin de bircok hikmeti vardir. Meselâ biz sinekler olmasaydik, oluleri curutme islemi sadece bakterilere birakilsaydi, cesetlerin parcalanmasi icin cok uzun bir sure gerekecekti. Ama kurtcuklarim suru halinde ise giristiklerinde, bir cesedi birkac gun icinde kemikleri kalincaya kadar yiyebilmektedirler.

 

Larvalarimin cok hizli birer curuk ve les tuketicisi olmasi tibbî acidan da onemlidir. Iyilesmeyen yaralarin uzerine konulduklarinda, hizli bir sekilde curuk dokulari tuketmekte, iyilestirmeyi hizlandirmaktadirlar.

 

Simdi size, cok yanildiginiz ve beni haksiz yere sucladiginiz bir hususu hatirlatmak istiyorum. Biliyorsunuz yazin sicakta yumurtalarimiz hizli gelisir, cabuk cogaliriz. Her birimiz yuzlerce yumurta yapabilir. Sayimiz cogalinca da, yiyecek bulmak icin copluklere, pisliklere konariz, tabiî bu arada yiyeceklerinizden de nasibimizi aliriz. Bu durumumuzu gorenler, bizleri hastalik tasiyici ve yayicisi olarak suclamaktadirlar. Halbuki tam aksine, sicakta hizla ureyen mikroplari temizlemekteyiz. Mikroplar et, sut vs her turlu gida urunleri uzerinde uremekteler, onlari biz uretmiyoruz ki? Mikroplar da birer canli ve Allah'in kendilerine verdigi kabiliyeti kullanarak cogaliyorlar; bizler ise, gida alirken onlari da birlikte yiyerek ortaligi temizliyoruz. Sindirim enzimlerimin cok guclu oldugunu daha once soylemistim, bu guclu enzimlerle her turlu mikrobu parcalayabiliyoruz. Ayrica ben cok temiz bir hayvanim; her ne kadar pisliklere konsam da, el ve ayaklarimi devamli olarak bu enzimlerle yikayip temizliyorum. Asil ben olmasam mikroplar cogalir ve hastaliklar her tarafa yayilirdi. Bu vesileyle hakkimdaki bu iftirayi da duzeltmis olayim. Insaallah bundan sonra elinize kondugumda beni hemen kovalamazsiniz. Aksine soyle yakindan bakip hareketlerimi takip edin; vucudumdaki ince sanatlara bir goz gezdirin. Zayif bir ifadeyle dilimden dokulen yukaridaki yazilanlarla birlikte dusunun beni. Bakin bakalim, vicdaninizin derinliklerinde neler duyacaksiniz!

 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...

Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok: