24 Temmuz 2008 Perşembe

(Namaz Zamanı) şefkat yangını

şefkat yangını

Kainatı sıksanız özünden şefkat damlayacaktır... Şefkat lafzı
hecelenirken bile dudaklarda bir yumuşaklık belirtir...Şefkat nasıl
bir iksirdir ki; bir tavuğu cesurca yavrusu hesabına aslana saldırtır,
bir anayı ateşin yangınına atar yavrusu aşkına, bir aç canavarı
yavrusu hatırına aç bıraktırır... ve şefkat neticesi merhamet... Ne
dir bu şefkat?...Niye verilmiştir?... Nedir bu iksirin kaynağı?. Hiç
düşündünüz mü?... Öyle ki kimilerini yangınlara atar... Kimilerini
acılara gark eder durur?... Bir masum çocuğun masum bakışlarındadır
şefkat?. Veyahut bir ihtiyarın, kah bastonun ucunda, kah sırtında
yılların biriktirdiği kamburundadır şefkat...neyi temsil eder
bunlar?... Şefkat dedimya!... Nasılda şefkatimizi celbederler?... Hassas
ruhlu insanlar daha bir hisseder şefkati yaşamlarında... Hele günümüz
dünyasında yaşanan, ciğer yakan hadiseler de?... Masum bebeler,
kadınlar ve ihtiyarlar nasılda katlediliyor, merhametsizce... İşte
bunu hisseder hassas ruhlu, şefkatli insanlar yüreğinde... Daha
hassas, daha ince ruhlulardan bahsedeyim size... Onlar bir bitkiye
bile kıyamazlar... Öyle ki! buluttan kopan bir yağmur damlasının
ayrılığına bile dayanamayıp ağlayı verirler, yağmurla beraber... Ve
daima şefkatin neticesi tatlı bir elemle varlıklara merhamet duygusunu
hissederler ruhlarında... Bir günlüğüne dünyaya göz açan kelebeklerin
ölüm acısını hissederler... Hatta bir anlığına dünyaya göz açıp vefat
eden mahlukların acısını bile... Hele ki küçültülmüş birer kainatçık
olan insana yapılan zulümleri kaldıramaz onların yürekleri...
Tansiyonları fırlayı verir, yürekleri hoplar onların.... bir offf!
lafzı çıkar taaa ciğerlerinden... Ve ortalığı yanık bir ciğer kokusu
sarar.... Ateşsiz fakat yakan bir yangın... şefkat yangını... şefkat
yangınıdır onlar.... Şefkat belamıdır insanın başına acaba?...
Hayatımızı zehir eden, gözleri yaşartan, yürekleri yakan bir
ezamıdır?... Nedir?. Hayır diyorum...cevap sual içinde gizli... şefkat
insanlığını bozmamışlar için bir insan gereğidir... Öyle değimli ki
şefkat, kainatın çarklarının kurulmasındaki en büyük nedenlerden
biridir... Peki bu şefkatin kaynağı nedir?... Tabi ki şefkati sinelere
kim takmışsa O... Sahip!... Bakın dünyanın dört bir yanına, şefkatle
koşturulan analara... doğa ana diye isimlendirdiğimiz, aslı hakikatı
gizli şefkatli bir elin zahire yansıması olan tabiatta buna dahil...
Şuursuz bulutlar, şuurlu bir şekilde, nasıl merhametle koşturulur
ihtiyaç sahiplerine?... Bir ağaç çamurlu suyla iktifa edip, yavrusu olan
meyvelerine lüb denilen gıdaları yedirir... Canavar perçemli bir
arslanın perçeminde görün şefkatin yumuşaklığını, nasılda kuzu gibi
olur yavrusuna... Fir'avn gibi bir şeddat tüm erkek çocuları öldürürken
nasılda şefkat edip üzerine titrer yavrusunun... Bunun cevabını ise:
kainatı atkı ilmekleri gibi dokuyan bir şefkat elinden başka bir şeyle
izah etmek mümkün mü?... Peki neden hali dünya böyle?... Gizli şefkat
eli neden dur demez merhametsizliklere?...Acaba dünya da çalkalanan ve
dünyayı bulandıran şu merhametsiz hadiselere O bizden çok şefkat etmez
mi?... Tabiki edecektir şefkatin asıl muciti... Fakat gelin görün ki
bazı şeylerin faturaları başka mekanlara kesiliyor.... İşin içinde
ince hesaplar ve büyük mükafatlar var... Zengin ve güçlü bir sahibimiz
var...Zorlukta ve darlıkta çalışan her işçinin ( buna her varlık
dahildir) mükafatını verecek bir Sahip...Hem de öyle büyük mükafatlar ki
ne göz görmüş ne kulak işitmiş nede kalbi beşere hutur etmiş
mükafatlar... Ebedi, kedersiz mükafatlar... Yetmez mi?... Bizlere
gelince, biz acaba yaratılmışa, Yaratanından daha mı fazla şefkat
edebiliriz?...Hayır asla ve kat'a... Bize düşen nedir şefkat
yangınında?... Başta O na güvenmek... Unutmayalım ki Onun bir ismide Es-
Sabur dur... Zamanı gelince tüm haksızlıkları izale edecek zalimlere hak
ettikleri cezayı verecek, mazlumlara merhametiyle mükafatı verecek...
Ve diğer bir cilve ise; dünya imtihan, sınanma ve denenme yeri...Bize
düşen ise şefkati hakiki sahibine verip, elimizin dilimizin ve
kalbimizin yettiği, eriştiği kadar şefkatin Sahibi olana ayinedarlık
etmek... Yani şefkat etmek tir varlığa... O bizleri bizlerden daha çok
sever ve düşünür... Şimdi insanın dilinden of! lafzı yerine, oh! lafzı
dökülecektir... Unutmayalım ki biz Ondan daha fazla şefkat edemeyiz,
Onun olan bizlere ve herşeye... Bize düşen bize verilen ölçülerde
şefkat etmektir varlıklara... Ve elimizin erişmediği durumda, dua ve
tevekkül etmektir Ona... Dua dua isteyin, zengin ve güçlü Sahipten...
Onda yok yoktur... İşte şefkat yangını nı söndürecek Rahmet suyu....
Mevlam zalimleri hak ettikleri cezaya ve mazlumları mükafatlarına
eriştirsin... Hem dünyada hem ukbada... seyyid hakan şanlıurfa

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...

Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok: