17 Temmuz 2009 Cuma

(Namaz Zamanı) Bela ve Musibetler Yürüdüğümüz Yolun Yanlışlığına Delil midir?




 Hayırlı Cumalar...

Rivayet edilir ki: “Musa (as) bir gün Allah’a niyaz edip bu fani dünyada en çok kimi sevdiğini sorar.” Allah (cc) da; sevdiği insanı Ona tarif ederek; “Falan köydeki zattır” buyurur.  Musa (as) bahsedilen yere gelir, sorup soruşturur ve bahse konu olan zatı bulur. Bu zat sedef ve alaten hastalığına yakalanmış, gözü görmeyen, felçli bir kişiydi. Devamlı olarak bu haline rağmen hep Allah’ı zikrediyordu. “Ya Rahman! Ya Ğafur! Ya Vedud!” diyerek Allah’ı anıyor ve haline şükrediyordu. Bu durumu gören Musa (as) hayretini gizlemeyerek; “Ey insan Allah sana bu kadar dert vermişken hala onu zikrediyorsun!” Yaşlı Adam, bu hayrete şöyle cevap verdi; “Allah (cc) bir zamanlar bana sıhhat, selamet, esenlik vermişti. Ayaklarımı, gözümü, tenimi bir müddet kullandım, istifade ettim. Rabbim şu an ise onları tekrar benden geri aldı. Bana bahşettiği bu nimetlerin sahibi zira oydu. Hem bu nimetlerden hiç birini vermeseydi de bir ziyanım olmayacaktı çünkü yüce Allah bana her şeyden daha mühim olan iman nimetini bahşetti. Böyle iken ben Allah’ı zikredip ona şükretmeyeyim de kim yapsın!”

Kula bahşedilen iman nimeti küçümsenecek bir nimet değildir. Bu anlamda bize nasip kılınan iman nimetini azımsamayalım. Yaşam mücadelemizi verirken Allah’ı hiçbir zaman hayatımızın dışına itmeyelim. İçinde Allah’ın olmadığı bir hayat, zehirlenmiş bir hayattır. Küfür, tuğyan ve şirkin egemenliğinde çölleşmiş bir hayattır. Şayet Allah bizlere imanı bahşetmişse yaşadığımız ve bizim için imtihan sebebi olan yaşanmış bir takım olumsuzlukları tekrar, tekrar dile getirip “Biz yanlış yapmışız, keşke böyle yapmasaydık, bir daha bu gibi şeylere paydos” gibilerden klişeleşmiş boş ve de anlamsız bir takım bahanelerin ardına saklanmayalım. Bu tip sözlerin ardına saklanıp sorumluluklarımızı ertelemeyelim. Şayet yapmamız gereken vecibelerimizi ertelersek şunu bilelim ki aslında biz Allah’ı sorguluyoruz demektir. Aynı zamanda işi “bize verdiği nimetlere layık mıyız değil miyiz?” babından tabi tutulduğumuz imtihanı sorgulamaya götürüyoruz demek olur ki maazallah bizleri uçurumun kenarına götürür. Başımıza bela ve musibet geliyorsa bu gittiğimiz yolun yanlışlığına değil, bizim imtihana çekildiğimize delil teşkil eder. Sıkıntılar, bizim iddia ettiğimiz ideallerimizi test etmek içindir. Yüce değerleri öne sürüp bu değerler muvacehesinde yaşam sürdüğümüzü iddia ediyorsak bu değerleri bize bahşeden güç tarafından test edileceğimizi de bilmeliyiz. Bu minvalde maddi bir takım kayıplarımız olmuşsa, zorluklar bizi kuşatmışsa açlık, sefalet, yokluk çekmişsek bu beraber yürüdüğümüz yolun yanlışlığına delil teşkil etmez. Bize verilen gerek afakî, gerekse enfüsi bir takım nimetlerin karşılığında karşılaştığımız sıkıntılar, yapmamız gereken vecibeleri icra etmemizin yanlışlığına değil ama bizim bir takım eksiklerimize delalet ediyor olabilir. Ya da bu nimetlere layık olup olmadığımız ölçülsün diye imtihan vesilesidir karşılaştıklarımız.

Dikkat edelim sınanırken kaybetmeyelim. Bu durumda yapmamız gereken eksikliklerimizi giderip yürüdüğümüz yola devam etmektir. Düşünün ticaretle uğraşıyoruz. İflas ettik. Artık bu iş bana göre değil, bin kere tövbe mi diyeceğiz? Yoksa nerede, nasıl hata yaptığımızı tetkik edip yola devam mı edeceğiz? Hayat devam ediyorsa kendimizi açlığa mahkûm etmeyiz bilakis mücadeleye devam ederiz. Şu ayetleri unutmayalım.

“Andolsun ki, sizi biraz korku, biraz açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden yana eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele.”   

“İnsanlar (yalnızca) “iman ettik” demeleri ile bırakılıverileceklerini ve imtihan edilmeyeceklerini mi sandılar? Andolsun onlardan önce geçenleri Biz, imtihan etmişizdir. Allah elbette doğru olanları da bilir. Yalancı olanları da bilir.”


Hanifi Tosun
--------------------------------

1- Bakara 155


2- Ankebut 2-3





Maillerime Yanıtlarınızı Lütfen sureyya.kzlaslan@gmail.com Adresine Yollayınız...


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...

Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok: