20 Mart 2009 Cuma

(Namaz Zamanı) Dünyevileşme - Cuma Hutbesi

اِعْلَمُوا أَنَّمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَزِينَةٌ وَتَفَاخُرٌ بَيْنَكُمْ وَتَكَاثُرٌ فِي الأمْوَالِ وَالأوْلاَدِ

Dünyevileşme, dünya ve içindeki nimetleri kutsamak sadece işlediği amellerin karşılığını bu dünyada istemeve ahireti uzak görme eğilimidir. Bu eğilime sahip insan için hak ve adalet; para, güç ve iktidar demektir. Bu anlayışa göre en saygın insan, en çok maddi gücü elinde bulundurandır.

Aziz Cemaat! Tüketim hastalığının mikrobu olan dünyevileşme, kimini imanından, kimini amelinden, kimini ahlakında, kimini cebinden, kimini yüreğinden yaralıyor, hatta öldürüyor. Özgür olduğunu sanan çağdaş insan, ne giyeceğine bile kendisi karar veremiyor; Paris'teki modacı onun yerine giyeceğini belirliyor. Koltuklar da, evdeki hayatı daha rahat kılmak için değil; zorlaştırmak içindir. O halılar ve koltuklara şu kadar para verilmiştir, çoluk çocuk rahatça oturup keyfini çıkaramaz; annenin gözü oradadır, ya kirletirlerse. Siz örnekleri çoğaltın. Sonra bakıyor insan, helal çalışarak kazanılan para, gereksiz eşyalara yetmiyor. Bu defa kirli işlere giriyor. Kumarın bin bir çeşidi, toto, loto, piyango gibi emeksiz yemeğe ve sahtekârlığa yöneliyor. "Haram" mı, "ayıp" mı? O da ne demek? Hangi devirde, hangi kültürde yaşıyoruz sözleri havada uçuşuyor. Hulasa ihtiyaç ve taksitler bitmeden ve ahirete yatırım yapamadan insan ölüp gidiyor. Peki, bütün bunlar niçin, daha lüks bir hayat ve sözde dünyada rezil olmamak için. Ne tuhaf, insan, dünyada fakir ve rezil olmaktan korkuyor da, âhirette fakir, rezil ve rüsvay olmaktan korkmuyor! Hâlbuki kulun âhirette rezil olması çok daha korkutucu ve utanç vericidir.

Aziz Cemaat! Medya organlarıyla estirilen dünyevîleşme fırtınası, ekonomik gelir düzeyindeki artış, yükselen sosyal statüyü koruma kaygısı, kendinden yukarıda olana bakmak ve başkalarında olan bizde de niçin olmasın anlayışı bizi uhrevi istikballerden uzaklaştırıyor. Bu öldürücü hastalık o kadar yaygın ve salgın ki, aza kanaat etmek ve haline şükretmek diye bir özellik nerdeyse hiç kalmamıştır. Hâlbuki elinde olana kanaat ve nimete şükür, nimeti arttırır. Hz. Allah, şöyle buyurur: Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir. (İbrahim,7) Hz. Peygamber de şöyle buyurur: Sizden biri, mal ve yaratılışça kendisinden üstün olana bakınca, nazarını bir de kendisinden aşağıda olana çevirsin. Böyle yapmak, Allah'ın üzerinizdeki nimetini küçük görmemeniz için gereklidir. [Buhârî, Müslim ve Tirmizî]

Değerli Kardeşlerim! İslam dini üzerinde hesabı olanlar, dünyevileşmeyi kaçınılmaz ve zaruri göstererek eşyanın insana hükmettiği, eşya merkezli bir dünya kurarak eşyaya mahkûm olmamızı istiyorlar. Onlar biliyorlar ki eşyaya bel bağlayanın dinine hizmet şöyle dursun, zararı büyük olacaktır. Hz. Peygamber şöyle der: Bir sürüye salınan iki aç kurdun sürüye verdiği zarar, kişinin mal ve şeref hırsıyla dinine verdiği zarardan daha fazla değildir. [Tirmizî] Yüce Allah şöyle buyurur: Artık kim haddi aşmışsa ve dünya hayatını tercih etmişse, şüphesiz ki onun varacağı yer cehennemdir. Kim de Rabbinin makamından korkup nefsini heveslerden koruduysa, şüphesiz ki onun varacağı yer cennettir. (Naziat, 37–41) İşte onlar, ahirete karşılık dünya hayatını satın alan kimselerdir. Bu yüzden ne azapları hafifletilecek ne de kendilerine yardım edilecektir. [Bakara,86] Hz. Peygamber Uhud'da öldürülenler üzerine namaz kıldı, sonra minbere çıktı ve sanki vedalaşıyormuşçasına şöyle konuştu: Ben, benden sonra sizin şirke düşmenizden korkmuyorum. Fakat ben, sizin dünyanızdan, dünyayı istemenizden, dünya için öldürmenizden ve tıpkı sizden öncekilerin helak olması gibi, sizin de helak olmanızdan korkuyorum.  (Buhari, Müslim ve Ahmed)

Aziz Müminler! Bu nasihatler, İslam dini, bilime ve teknolojiye düşman veya çalışmaya mani, fakirliği teşvik şeklinde anlaşılmamalıdır. Zira Hz. Peygamber ölçüsüz bir şekilde dünyaya sarılmak kadar; bir tür ruhbanlık hayatına yönelmeyi de doğru bulmamış, sürekli ibadetle meşgul olup kendilerini ve ailelerini dünya nimetlerinden mahrum bırakan kimselerin davranışlarını da hoş karşılamamıştır. [Ahmed bin Hanbel, Buhârî] Zira veren el, alan elden daha üstün, güçlü müslüman, zayıf müslümandan Allah'a daha sevimli ve daha hayırlıdır. Öyleyse bahsettiğimiz eşyaya tutsak olmamaktır. Dünya bir amaç değil, araç olarak kalmalı ve bu aracı da Hz. Allah'ın istediği gibi elde etmeli ve istediği gibi de kullanmalıdır.

Peki, dünyevileşme bize huzur getirdi mi? Hayır. Asla! Hz. Allah şöyle buyurur: İyi bilin ki dünya hayatı, bir oyundur, bir oyalanmadır, bir süstür. Kendi aranızda karşılıklı övünme, mal ve nesli çoğaltma yarışıdır. (Hadid, 20) Kim de beni anmaktan yüz çevirirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olacak ve biz onu, kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz. [Tâhâ, 124]



 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...

Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok: