27 Ağustos 2008 Çarşamba

(Namaz Zamanı) tarihi romanlar ne kadar gercek

Tarihi Romanlar Ne Kadar Gercek

 

Birkac yildir ulkemizde baslayan ve Osmanli kadinefendilerini konu alan tarihi roman furyasi ile tarihin nasil acimasizca karalanabilecegini ve masum insanlara nasil bu kadar kolay iftira atilabilecegini maalesef goruyoruz.

 

Safiye Sultan ile baslayan; Bir Hurrem Masali, Nurbanu, Hatice Sultan ve Kiraze ile devam eden bu karalama kampanyasinda, Osmanli kadinefendilerinin; cikarci, maddeci, makam ve mevki duskunu, gayri ahlâkî tavirlar icinde gosterilmeleri dogrusu rahatsiz edici. Bu kitaplari kaleme alanlarin ciddi birer tarihci olmamalari bir yana, dunyayi yoneten bir sarayin mensuplarina mal edilen akil almaz hafiflikler de aslinda gerceklerle bagdasmiyor. Cunku romanlarda bu kadinefendilere yakistirilan tavirlar, Osmanli harem sistemi denen ve cogu sozlu kurallara bagli disiplinli bir muessesede sergilenmesi mumkun olmayan seylerdir. Valide sultan idaresindeki haremde, padisahlar bile gonlunce hareket etme ozgurlugune sahip degildi.

 

Osmanli sarayinda yasayan kadinlara atilan iftiralar bir yana, genel manada toplumun icindeki kadin da bu saldirilardan payini aliyor. Bu tarz carpitmalara gore o, sadece evinde oturan, sokagi ancak kafes arkasindan seyredebilen, sosyal hayatta hicbir soz hakki olmayan ikinci sinif bir varliktir.

 

Gercekte bu eserleri kaleme alanlarin yaptiklari sey, hayallerindeki cirkinlikleri kagida gecirmekten baska bir sey degildir. Onlar olani degil, kendilerine gore olmasi gerekeni yaziyor. Bu kitaplar cok satinca arkasi geldi. Uzucu olan sey ise, okuyanlarin bu romanlarda anlatilanlari gercekmis gibi kabul etmeleridir. Peki isin asli nedir? Osmanli kadini gercekten de eli kolu bagli, iradesini kullanamayan bir konumda miydi?

 

Sorunun cevabi gozlerimizin onunde duruyor. Belki adlarini defalarca duyduk, belki onunden yuzlerce kez gectik. Osmanli kadininin yaptirdigi eserler, onun sosyal hayatin tam ortasinda oldugunu, arzu ettigi taktirde neleri yapabilecegini ve Osmanli devlet anlayisinda kadina verilen degeri gosteren en guzel sembollerdir.

 

Bu romanlarin yazarlari, eserlerini kaleme alirken baslarini kaldirip da sadece Istanbul'un sokaklarina baksalardi, yazdiklari ile gercek tarihin ne kadar buyuk bir tezat olusturdugunu goreceklerdi. Cunku gayri ahlâkî tavirlar icinde gosterdikleri Osmanli kadinlari, en buyuk hayir kurumlari ve camileri insa ettirmis, para ve makam duskunu karalamalarina karsi, dev kulliyelerle toplumun hayatina hayat olmuslar ve iftiralara da en buyuk okullari insa ederek cevap vermisler.

 

Kendisini sadece evinin degil, halkinin da anasi olarak goren Osmanli kadinefendileri, toplumun ihtiyaci olan seyleri yapmakta kendisini vazifeli saymis ve elindekileri harcamakta tereddut gostermemistir. Bunlarin en guzel orneklerini Istanbul'da gormekteyiz.

 

Buyuk bir toplumun ihtiyaclarina toptan cevap veren en onemli yapilar suphesiz kulliyelerdir. Osmanli kadinlari da, tarih boyunca bircok kulliye insa ettirmistir. Onlardan biri Kanuni Sultan Suleyman'in kizi Mihrimah Sultan'dir. Kendisi daha genclik yillarinda Uskudar Iskelesi'nin karsisina, Mimar Sinan'a, icinde medrese ve imareti de olan bir kulliye insa ettirmis. Bugun bu medrese, dispanser; imaret ise, kutuphane olarak kullanilmaktadir. Mihrimah Sultan, kulliye icindeki camiyi karanlik bulmus, onun bu hosnutsuzlugunu unutmayan Sinan, Mihrimah Sultan'in yillar sonra Edirnekapi'da yaptiracagi ikinci kulliyenin camisini hicbir camide yapmadigi kadar aydinlik yapmistir. Bu kulliyenin hemen karsisinda Yeni Valide Camii denen dev yapilar toplulugunu da, Ucuncu Ahmet'in annesi Emetullah Gulnus Sultan yaptirmistir. Bugun bu mubarek kadin, Osmanli'nin kadina gosterdigi degeri anlatircasina, yaptirdigi kulliyenin yola bakan kiyisinda ustu acik bir turbede, o cok sevdigi beyaz gullerin arasinda yatmaktadir.

 

Bazilarinin yerden yere vurdugu, Peygamber âsigi Birinci Ahmet'in esi Kosem Sultan'in Uskudar sirtlarindaki Cinili Camisi, medrese, hamam ve Istanbul'daki en buyuk kervansaray tipli is merkezi olan Buyuk Valide Hani da, bu valide sultanin âlicenapligi hakkinda bizlere gerekli malumati vermektedir.

 

Cinili Cami'ye gelmisken hemen yanindaki dev Atikvalide Kulliyesi'ni gormemek olmaz. Ikinci Selim'in hanimi olan Nurbanu Valide Sultan, Mimar Sinan'a nasil bir eser yaptirmak istedigini anlatmis ve Koca Sinan da Uskudar'daki bu tepeye mimarlik harikasi olan bu yapiyi; mektep, medrese, daru's-sifa, daru'l-kurra, imaret, kervansaray, hamam ve camisiyle birlikte insa etmistir.

 

Uskudar Atik Valide Kulliyesi'nden asagiya inerken Kavsara Mustafa Baba Camii'yle karsilasiyoruz. Kavsara Mustafa Baba tarafindan yapilan ve 100 yil kadar sonra yikilan caminin, Sultan Abdulmecid'in annesi Bezmialem Valide Sultan tarafindan yeniden insa ettirildigini goruyor ve Osmanli kadinlarinin sadece eser insa ettirmedigini, yapilanlari korudugunu da anliyoruz.

 

Eminonu'ne gecelim. Eminonu Iskelesi'nde bizi butun hasmeti ile Yeni Cami karsiliyor. Bu buyuk yapi her seyi ile tam bir Osmanli kadin mimari eseridir. Caminin insaatini, Sultan Ucuncu Murat'in hanimi Safiye Sultan baslatmis, fakat omru vefa etmemis, insaati Dorduncu Mehmet'in annesi Hatice Turhan Sultan tamamlamistir. Ne yazik ki Safiye Sultan romanini yazanlar, roman icinde bu kadinefendiyi, hayir icin yaptirdigi Misir Carsisi'nda turlu melânetler isliyor gostermekten cekinmemisler. Halbuki Kahire'de yaptirmis oldugu hayir eserlerinden Yeni Cami ve Kulliyesi'ne kadar butun yapilar, onlarin karalamalarina en guzel cevabi vermektedir.

 

Sultan Ahmet'e dogru yuruyelim. Kadirga sirtlarinda yine Mimar Sinan'a ait sirin bir kulliye ile karsilasiyoruz. Bu yapinin sahsinda Osmanli kadinlarinin sadece kendileri icin degil, esleri icin de hayir kurumlari insa ettiklerini gormekteyiz. Ikinci Selim'in kizi Ismihan Sultan cok sevdigi kocasi Sokullu Mehmet Pasanin vefati sonrasinda bu kulliyeyi onun adina insa ettirmis, hattâ bu mabedi farkli kilmak icin, caminin ozel birkac yerine Haceru'l-Esved'in parcalarindan koydurmustur.

 

Kadirgaya gelmisken meshur Kadirga Parki'na da giriyor ve bugun Istanbul Surlari icinde ayakta kalmis tek namazgâhi goruyoruz. Altinda kare plânli cesmesi olan ve merdivenle ust katina cikilan namazgâh, Birinci Abdulhamid'in kizi Esma Sultan'a ait. Bu yapinin isiginda namazgâh insa eden bir padisah kizinin, Ortakoy Yalisi'ndaki hayatina ait carpitmalari hatirliyor ve iftiranin bu kadarina pes demekten kendimizi alamiyoruz.

 

Sultan Ahmet yanindan Gulhane'ye dogru inerken yine bir kadin mimari yapisiyla karsilasiyoruz. Ucuncu Ahmet'in kizi Zeynep Sultan Camii ve bu caminin arkasinda bugun de ilkokul olarak kullanilan mektebi... Fakat ne yazik ki yol yapim calismalari sirasinda kaldirilan turbesi bir daha insa edilmediginden, Zeynep Sultan'in nasi, caminin bodrumunda yeni turbesinin insa edilecegi gunu beklemektedir.

 

Ayasofya ve Sultanahmet Camii arasinda uzun ve kubbeli bir yapi dikkatimizi cekiyor. Bugun hali muzesi olarak kullanilan bu yer, Istanbul'un en buyuk hamami olan ve Mimar Sinan'a yaptirilan Hurrem Sultan Hamami'dir. Kanuni Sultan Suleyman'in hanimi Hurrem Sultan'in, burayi kendi imkânlari ile insa ederken nasil sikinti cektigini, Irakeyn Seferi'nde olan Kanuni'ye yazdigi mektuplardan ogreniyoruz.

 

Cemberlitas'ta anitin hemen yaninda bulunan ve Istanbul'da yabancilarin en cok ragbet ettikleri yerlerden biri olan Cemberlitas Hamami da, Ikinci Selim'in hanimi Nurbanu Sultan'in vakfiyesidir.

 

Eminonu'ne dogru geri donuyoruz. Eminonu-Karakoy arasini baglayan meshur Galata Koprusu, bizlere yine baska bir Osmanli hanimefendisini hatirlatiyor. Burada koprunun olmadigi donemlerde insanlarin karsiya gecmek icin katlandiklari binbir sikintiyi goren Sultan Abdulmecid'in annesi Bezmialem Valide Sultan, 1836 yilinda buraya ahsap bir kopru yaptiriyor. Insanliga hizmet maksadiyla yaptirildigindan kopruye "Hayratiye" adi veriliyor.

 

Galata Koprusu'nun Karakoy ayagina gecmisken bir sonraki Halic Koprusu'ne, Unkapani'na dogru yuruyoruz. Unkapani Koprusu'nun Azapkapi ayaginda Istanbul'un en muhtesem cesmelerinden biriyle karsilasiyoruz. Birinci Mahmut'un annesi Saliha Sultan'in yaptirdigi cesmenin insa hikâyesi ise bir hayli ilginc: Yillar once o civarda yasayan fakir bir ailenin kizi olan Saliha Sultan, elinde testiyle su doldurmaya gider. Fakat testi elinden duser ve kirilir. Kucuk kiz baslar aglamaya. Oradan arabasiyla gecmekte olan saray mensubu bir hanim, bu manzarayi gorerek arabadan iner ve aglayan kiza testinin parasini vererek artik aglamamasini soyler. Fakat Saliha Sultan'in verdigi cevap karsisinda saskina doner. Saliha Sultan testinin kirildigina degil, bir testi su dolduramayacak kadar beceriksiz olduguna aglamaktadir. Sarayli hanim bu zeki kizi saraya aldirir. Haremde yetisen Saliha Sultan ileride Ikinci Mustafa'nin esi olacak ve o gunun hatirasi olarak da oraya bu muhtesem cesmeyi yaptiracaktir. Iste bu tarihî vak'a bizlere, hem Osmanli toplum yapisinda kadinin yerini, hem saraya en alt tabakadan da birilerinin girip yukselebilecegini, hem de haremin bir kadin okulu oldugunu anlatmaktadir.

 

Osmanli kadinefendilerinin yaptirdigi eserler denince akla ilk gelen hic suphesiz sifahanelerdir. Basta da soyledigimiz gibi toplumun bir nevi annesi olan bu musfik padisah analari, halkin sagligi icin dev hastahaneler vucuda getirmislerdir. Iste Vatan ve Millet caddelerinin arasinda, neredeyse bir sehir genisligindeki Gureba Hastahanesi... Sultan Ikinci Mahmut'un hanimi Bezmialem Valide Sultan, bu hastahaneyi butun garipler icin yaptirmistir. Ayrica hicbir hastadan da kesinlikle ucret alinmamasini emretmistir.

 

Istanbul'un bir baska unlu hastahanesi de Haseki'dir. Kanuni'nin esi Haseki Hurrem Sultan'in yaptirdigi dev kulliyenin bir parcasi olan bu sifahane bugun Haseki semtinde yine insanlara saglik dagitmayi surdurmektedir.

 

Gelelim Anadolu yakasinin meshur hastahanesi Zeynep Kâmil'e... Misir'a calismaya giden ve orada kâtiplik yapan Kâmil Bey, Kavalali ailesinden Zeynep Sultan'la evlenir. Ancak Osmanli ile zitlasan aile, cifti birbirlerinden ayirir. Uzun bir ayriliktan sonra Istanbul'da tekrar bir araya gelen cift, Istanbul'u hayir eserleri ile donatir. Zeynep Hanim ve Kâmil Bey, Osmanli Devleti'nde ciftlerin birbirlerine olan derin muhabbetini anlatircasina, bu hastahanenin bahcesinde beraberce yatmaktadirlar.

 

Osmanli kadinefendilerinin egitim ve ogretime de onem verdiklerinden bahsetmistik. Bir kere hareme gelen her bayan, orada en az bir enstruman calmayi ogrenir; guzel konusma, el becerisi, asi yapma vb. bircok konuda ders alir, bunlarin yaninda en az bir yabanci dili iyi derecede konusurdu. Bu egitimli hanimefendiler, teb'alarinin da egitimini onemsediklerini gostermek gâyesiyle imkânlari olcusunde cevreye okullar yaptiriyorlardi. Eyup'te Ucuncu Selim'in kizi Sah Sultan'in yaptirdigi kulliye icindeki mektep, Cagaloglu'nda Bezmialem Sultan'in yaptirdigi Istanbul Kiz Lisesi, Aksaray'da Sultan Abdulaziz'in annesi Pertevnihal Valide Sultan'in kendi adiyla anilan camisinin yaninda insa ettirdigi Pertevnihal Lisesi ve Ikinci Mahmut'un kizi Adile Sultan'in Halic kiyisina okul olarak yaptirdigi ve bugun halk kutuphanesi olarak kullanilan yapi, Osmanli kadinlarinin insa ettirdikleri okullardan sadece birkacidir. Istanbul'da sadece sarayli hanimlarin degil, gundelikci kalfalarin da yaptirdigi okullara rastlamak mumkundur. Divanyolu'ndaki Cevri Kalfa Ilkogretim Okulu buna en guzel bir ornektir.

 

Insanligin ihtiyaci olan cami, okul, cesme, hamam, hastahane vb. hayir eserlerini vucuda getiren valide sultanlar, fakir insanlarla da yakindan ilgilenmis, ulkenin bircok yerine ashaneler kurmustur. Bugun Eyup'teki, Ucuncu Mustafa'nin hanimi Mihrisah Sultan tarafindan kurulan imarette, insasinin uzerinden 300 yila yakin bir zaman gecmesine ragmen her gun onlarca insana yemek dagitilmaktadir.

 

Istanbul'da, kucucuk bir turda gozumuze takilan Osmanli kadinefendilerinin yaptirdigi yapilarin bir kismini sizlere anlatmaya calistik. Bu kadari bile bizlere Osmanli Devleti'nde ve haremde kadinin yeri ve o mubarek kadinefendilerin halet-i ruhiyesi hakkinda bilgi vermektedir.

 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...

Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok: