23 Kasım 2008 Pazar

(Namaz Zamanı) Cuma hutbesi

وَقُلِ اعْمَلُواْ فَسَيَرَى اللّهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُ وَالْمُؤْمِنُونَ..... الي آخر الآية

Yüce Allah'ın yarattığı değişmez kanunlarından biri de çalışmaktır. De ki: Çalışın! Çünkü yaptıklarınızı hem Allah görecek, hem Resulü, hem de mü'minler görecektir. Tövbe, 105 Yeryüzünü size boyun eğdiren O'dur. Şu halde yerin omuzlarında (üzerinde) dolaşın ve Allah'ın rızkından yiyin. Mülk, 15 Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan (nasibinizi) arayın. Cuma, 10 Hz. Peygamber de çalışmanın önemini şöyle vurgulamıştır: Allah kişinin çalışmasını, üretimde bulunmasını, ailesini geçindirmesini; Allah yolunda cihad, gündüzleri oruç ve geceleri namazla geçirme ile bir tutmuştur.  Bu hadisi Buhari rivayet eder

Aziz Cemaat! Dinimize göre miskinlik, tembellik ve yalnız ahirete çalışıp dünyayı ihmal etmek başkasının sırtından geçinmek yasaktır. İslâm dini, kendisini avareliğe veren, başıboş, cebi boş dolaşan derbederleri yermiştir Hz. Ali İnsanı vaktinden önce yıpratan bir şey varsa o da tembelliktir der. Bugün çok çalıştın, birkaç gün dinlenmelisin. Üzme tatlı canını, çalışanlar ne olmuş ki! Şansın var mı kardeşim? Varsa talih kuşu başına konar bir devlet memuru da sen olursun, nasıl olsa orası bir çiftlik gibi bir sürü sözler çalışmayı sevmeyen veya çalıştığını zanneden tembellerin kullandığı kılıflardır.

Bu gün git yarın gel. Ben devletim yaparım. Biz öyle takdir ettik diyerek bankada, sağlıkta, tapuda, maliyede, trafikte su ve elektrik fatura ödemelerinde uzun kuyruklara vesile olanlar, sonrada yaşlıların rahatsızlığına, hatta ölmesine sebep olanlar hep çalıştığını zanneden tembellerin marifeti değil midir? Bugün git yarın gel zihniyeti aslında devleti soymaktır.

Değerli Kardeşlerim! İdeal bir toplum; iman, ibadet, ahlak ve ekonomik yönden güçlü olan bir toplumdur. Bu dereceye ulaşmak ise, ancak toplumu meydana getiren fertlerin ortak gayretleri, samimiyetleri ve dürüst çalışmalarıyla mümkündür. Emekle elde edilen kazanç en hayırlı ve temiz kazançtır.

Helal çalışma insanın onurudur. İlk insan ve ilk peygamber Hz. Âdemden bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) kadar bütün peygamberler bir meslek veya ticaretle geçinmişlerdir. İlk dokumacılığı Hz. Âdem, ilk terziciliği Hz. İdris, ilk saatçiliği Hz. Yusuf, ilk demirciliği Hz. Davud, ilk marangozluğu Hz. Nuh ve Hz. Zekeriya yaparak bu mesleklerin öncüleri olmuşlardır. Hz. Peygamber de geçimini ticaretle sağlamış ve şöyle buyurmuştur: "Dürüst ve güvenilir bir tacir, peygamberler, sadıklar ve şehitlerle beraberdir." Bu hadisi Tirmizi rivayet eder "Helalinden çalışarak yorgun bir vaziyette yatağa giren insanın günahları affedilecektir." Bu hadisi Suyuti rivayet eder. Hz. Ebubekir (r.a.) "kölesinin getirdiği bir sütten içti ve hemen kölesine dönerek: "Bunu nerden aldın?" diye sordu. Köle "kehanette bulundum yani ğayıbten bazı haberler verdim de ücret olarak bu sütü aldım" dedi. Bunun üzerine Ebubekir (r.a.) içtiği sütü midesinden çıkarmak için boğazına parmak saldı ve boğulacak şekilde istifra ederek, çıkarmaya çalıştı. Sonrada "Allah'ım midemde kalıp damarlarıma karışan kısmından sana sığınırım." Dedi

Aziz Cemaat! Sorumluluğumuzdaki görev ve iş bir emanettir. Memur, işçi, esnaf veya serbest meslek mensuplarının, helal ve temiz kazanmaya çalışmaları gerekir. Görevine geç gelmek veya hiç gelmemek, mesai bitmeden daireden ayrılmak, hasta olmadığı halde rapor almak, hizmet verirken vatandaşı aşağılamak, onu ayakta bekletmek, ben sadece görevimi yaparım, fazlasına karışmam, risk almaktan hoşlanmam demek, daha başlamadan mesai bitse de yatsak zihniyeti ile çalışmak bir fırsat ve başarı değildir. Rüşvetsiz iş yapmamak, vazifeden kaytarmak halka bağırıp çağırmak haramdır, günahtır. Hizmet etmeyi, iş görmeyi, problem çözmeyi bir ibadet aşkıyla ve güler yüzle yapmalıyız.

Aziz Cemaat! Memur olmak için insanlar her yolu deniyorlar. Öğretmen atamalarında insanların sevinç çığlıklarını ekranlarda seyrediyoruz. Peki, neden? Vatana millet hizmet için mi? Bunlar dine, vatana, millete bütün insanlığa hayırlı bir nesil yetiştirme fırsatı yakaladıkları için mi, yoksa emeksiz yemek bulduklarına mı seviniyorlar? Eskiden memurluk pek tercih edilmez, orası en son rızık kapısı olarak görülürdü. Herkes bir mesleği, sanatı, ticareti veya özel sektörde çalışmayı tercih ederdi. Öğretmene kız bile vermezlerdi. Özellikle 2002 ekonomik krizden sonra herkes devlete döndü. Eğitim fakültesi taban puanları neredeyse mühendisliği bile geçti. Peki, bu ülkede imalatı, ticareti ve sanatı kim yapacak? Bunlar ihmal edilirse ekonomik kriz de kaçınılmaz olacaktır. Artık kimse memur olmaya heveslenmesin. Çünkü gidince size yapılacak iş çıkmayacak, anlayacaksınız ki, memurluk boşa para kazanmak demektir. Türkiye'de 1 milyon memurun yapacağı işe 3 milyon memur alınıyor. Bakalım o zaman ben aldığım parayı hak etmiyorum deyip tekrar istifa edebilecek miyiz?

Hutbemi Hz. peygamberin hadisleriyle bitiriyorum. "Ey sad yiyeceğinin temiz ve helal olmasını sağla ki, duası kabul olan birisi olasın. Yoksa bir kişi midesine haram lokma indirdi mi ondan kırk gün dua kabul edilmez. Haramdan beslenenleri ateş temizler." Bu hadisi Buhari rivayet eder

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...

Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok: