Tedavi Edilmesi Gereken Bir Hastalik: CIMRILIK
Zenginlik, makam, sohret, ilim vb, seyler Muhammedi yoldan cikan insanlarin -Kabe\'de dahi olsa- gayyâlara gitmesine vesiledir. Akibet cok onemlidir, evet husn-u hâtime, ahirete inanan insan icin vazgecilmez bir esastir. Oyleyse \"Bizde var olan her sey, O\'ndandir\" deyip, tevhid ufkunu yakalamali, sonra o ufkun gereklerini taviz vermeden yerine getirerek, surekli husn-u hâtimeye ulasma cabasi icinde bulunmaliyiz.
1. Cimriligin Tanimi
a) Cimri kelimesi sozlukte, "hasis, parasini hicbir sekilde harcamak istemeyen, nekes, eli siki ve pinti" gibi anlamlara gelmekte olup Farscadan Turkcemize gecmis bir kelimedir.1 Kur'ân ve Sunnet'te, genellikle "buhl" ve "suh" kelimeleriyle ifade edilmektedir.2
Cimrilik yapan kisiye "bahîl" denir. Bahîl; mali elinde tutmaktan zevk alir, verse de istenilince verir. Cimriligin zitti ise comertliktir. Comert kisi, istenilmeden verir ve vermekten de zevk alir.
b) Cimrilik terim olarak, "harcanmasi gereken mali sarf etmekten kacinmak, para ve mali cok sevdiginden dolayi, baskasina bir sey vermekten cekinmek" seklinde tarif edilmektedir. Gazâlî'ye gore, Allah'in verdigi mali, yaratilis gayesi icin harcamaktan kacinarak elde tutmak cimrilik; yaratilis gayesinin disinda kullanmak israf; yaratilis gayesine uygun olarak harcamak da comertliktir.3
2. Kur'ân'da Cimrilik Kavrami
Kur'ân'da cimrilikle ilgili olarak uc ayette "buhl" kelimesi dokuz ayette de bu kokten turetilmis fiiller kullanilmistir.4 Yine uc ayette "suh", bir ayette de cimrilik anlaminda "esihha" kelimesi zikredilmistir. Ayrica cimrilik anlaminda Kur'ân'da bazi ayetlerde "katr ve men" kelimelerinin de kullanildigini gormekteyiz. "Katûr" kelimesi, Turkcede "hasis, eli siki, yahut cok cimri" anlamlarina gelmektedir. Kur'ân'da, kisinin elindeki seyleri car-cur etmesi demek olan israfin ziddi olarak kullanilmistir. "Men" kelimesi ise, bir ayette, "yemneûne" seklinde fiil kipinde, bir ayette "menû'" seklinde, iki ayette de "mennâ'" seklinde mubalagali ism-i fail olarak kullanilmistir.5
Kur'ân'da Hakk'i inkâr eden kâfirlerin durumlari anlatilirken genellikle; "Onlar, gosteris yaparlar ve hayra mani olurlar." (Mâûn, 107/6-7) Yani onlar, son derece cimri olduklari gibi baskalarinin yapacagi hayra da engel olurlar denilmektedir. Simdi burada ayetler isiginda cimrilik kavramini incelemek istiyoruz:
- Cimrilik, mal ve parayi biriktirip infak etmemektir. Kur'ân'da cimrilik, Allah'in insana verdigi mal ve parayi biriktirip, Allah'in emrettigi sekilde infak etmemek anlaminda kullanilmaktadir: "Arkadan cekistirmeyi, yuze karsi eglenmeyi ve baskalarini ayiplamayi ve servet biriktirip onu saymayi âdet edinenlere yaziklar olsun." (Humeze, 104/1-2); "Altin ve gumusu yigip da onlari Allah yolunda harcamayanlara hemen acikli bir azabi mujdele." (Tevbe, 9/34)
Kur'ân'in temel esaslarindan biri, adalettir. Para, altin ve gumus, toplanip yigilmak icin degil, topluma dagilip is gormek icindir. Bu degerler toplumda dolasirsa faydali olur. Eger mallar belli ellerde birikirse birkac kisi istifade eder, toplumun buyuk bir kesimi ac ve fakir kalir. Bu ise Allah'in adaletine aykiridir. Herkesin, Allah'in yarattigi nimetlerde hakki vardir. Insanda bulunan cimrilik hastaligi ise, elde bulunan nimetleri muhtaclara sarf etmeyi engellemektedir.
- Insan cimridir. "Gercekten insan cimri olarak yaratilmistir. Basi derde dustu mu sizlanir durur. Ama servet sahibi olunca da pinti kesilir." (Mearic, 70/19-21); "Nefisler cimrilige egilimli yaratilmistir. (Insanin mayasinda cimrilik vardir.)" (Nisa, 4/128)
Yuce Allah, bu ayetlerde cimrilik duygusunun insanin yaratilisindan gelen bir duygu oldugunu belirtmekte ve insanin mayasindaki bu duygunun kendisi tarafindan yerlestirildigini soylemektedir. Ancak bu duyguyu insanin faydali yerlerde kullanmasi gerekir. Sayet bu duygu insanin fiillerine hâkim olursa o durumda insani iyiliklerden alikoymaya sebep olur.6 Cimrilik, imtihan icin ve degisik hikmetler icin konulmus, onunla mucadele ile insan terakki eder. Islâm dini ikinci bir tabiat kazanmak icin gelmistir.
- Seytan fakirlikle korkutarak insani cimrilige iter. "Seytan sizi fakir olacaksiniz diye korkutur, (fakir olursunuz diyerek sadaka vermenize engel olur.) sizi cimrilige ve cirkin seylere tesvik eder. Allah ise kendi katindan bir af ve lutuf vaad eder. Allah'in ihsani genistir, her seyi hakkiyla bilir." (Bakara, 2/268)
Maldan verilen zekât ve sadaka mali eksiltmez, bereketlendirir. Cunku sadaka, malin manevî pisliklerini temizler, onu helâl ve temiz yapar. Allah'in rahmetinden umidini kesmis olan o karamsar iblis, hayirli islere karsi gizlice veya acikca umitsizlik telkin eder, yanlis ve aldatici fikirler ve duygular sacarak insani cimrilige ve hasislige sevk eder. Mali fenaliga, fuhsiyata, anlamsiz seylere, isyana harcamayi tesvik eder. Allah ise, verilen sadakalarla ahirette gunahlari bagislamayi, dunyada da yapilan harcamalarin yerine kat kat kârlar, dunya ve ahirette ecirler ve sevaplar ihsan ederek sonsuz mutlulugu guvence altina aliyor.7
- Cimri, malinin kendisini olumsuz kilacagini sanmaktadir. "O, malinin kendisini ebedi yasatacagini sanir." (Humeze, 104/3) Insan, mal sevgisiyle buyuk bir hirs icinde mal toplayip biriktirmeye calisir. Ayrica biriktirdigi malin, kendisine her seyi yapma gucu verecegini zanneder. Boylece olumun kendisine gelmeyecegini ve mal varligindan dolayi ebediyyen hayatta kalacagini zannetmekte, olumden sonrasini hic dusunmemektedir. Hâlbuki mal, mulk ve servet hepsi gecicidir. Ecel gelip de ruhu bedeninden ciktigi zaman buyuk bir hirsla biriktirdigi mali ve serveti geride kalacak, sayet bu mal ve serveti Allah yolunda infak etmemisse kendisini cehennemde azap cekmekten kurtaramayacaktir.
- Cimrilik, nefsin bencil bir tutkusudur. Bu tutku insani Allah yolunda infak etmekten alikoyar ve insanin arinmasini engeller. Bu duygu, insanin sahip oldugu degerleri, Allah yolunda infak etmekten alikoyar. Boylece insan, nefsinde bulunan bu bencil duyguyu/cimriligi yenemezse, nefsini arindirmasi da mumkun olamaz. Cunku gercek kurtulus insanin nefsini kotu arzulardan temizlemesiyle mumkundur.8 Su ayet, insanin nefsindeki bu bencil duyguyu cok carpici bir sekilde ifade etmektedir: "De ki, Rabbimin rahmet hazinelerine siz sahip olsaydiniz tukenir korkusuyla yine de cimrilik ederdiniz. Hakikaten insan cok cimridir." (Isrâ, 17/100)
Allah'in lutfettigi imkânlari Allah'in emrettigi sekilde sarf etmek ve malin zekâtini ve sadakasini vermek cimrilik degildir. Malinin zekâtini ve sadakasini vermeyen kisi cimridir.
- Nefsinin bencil tutkularindan korunan, mutlulugu ve basariyi elde eder. Insan hayra ve iyilige ancak Allah'in kendisine verdigi nimetlerden comertce harcamakla kavusabilir. Nitekim Yuce Allah, "Sevdiginiz mallarinizdan Allah yolunda harcamadikca fazilet mertebesine ulasamazsiniz. Bununla beraber her ne infak ederseniz, Allah mutlaka onu bilir." (Al-i Imran, 3/92) buyurmaktadir. Surekli almak isteyip, hicbir zaman vermek istemeyen tamahkâr cimriden bir hayir beklenemez. Nefsinin bencil tutkularindan korunabilmis olan kimse, hayrin onundeki bu engeli asmis ve hayra dogru kosar adimla giderek, mal varligindan bol bol vermeye baslamis olur. Iste gercek manasiyla kurtulus da buna denir.9
- Mu'minler cimrilik yapmaz. Kur'ân'in cesitli yerlerinde mu'minlerin ozellikleri anlatilmaktadir. Iste Kur'ân'da aciklanan mu'minlerin ozelliklerinden biri de onlarin cimrilik etmemeleri ve harcadiklari zaman orta yolu takip etmeleridir. Bu husus Furkan sûresi 67. ayette soyle belirtilmektedir: "Onlar ki harcadiklari zaman, ne israf ederler, ne de cimrilik ederler; (harcamalari) bu ikisinin arasinda dengeli olur." Kâmil manada mu'minler cimri olmamalidir.
- Cimriler ve cimriligi tavsiye edenler icin azap vardir. Yuce Allah, insanlari bu cimrilik hastaligindan kurtarmak icin onlari cesitli ayetlerde farkli usluplarla surekli uyarmaktadir. "O cimrilik eden, ustelik etrafindaki insanlara cimriligi tavsiye eden ve Allah'in lutfundan kendilerine verdigi nimetleri gizleyen nankorler yok mu, iste Biz onlari zelil ve perisan edecek bir azap hazirladik." (Nisa, 4/37);
"O gun (cimrilik edip biriktirdikleri seyler) cehennem atesinde kizdirilip da onlarin alinlari, bogurleri ve sirtlari bunlarla daglanacak ve 'iste bunlar, kendiniz icin biriktirip sakladiginiz seylerdir. Haydi tadin bakalim biriktirip sakladiklarinizi!' denilecektir." (Tevbe, 9/35)
Kur'ân bircok yerde insanin bu bencil duygudan kurtulmasini ve bunun yerine comertlik duygusunu gelistirerek iyilikte bulunmasini her vesile ile ogutlemektedir.
"Allah'in kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik edenler, sanmasinlar ki o, kendileri icin hayirlidir; tersine bu onlar icin pek fenadir. Cimrilik ettikleri seyler, kiyamet gununde boyunlarina dolanacaktir." (Al-i Imran, 3/180)
Bu ayette Yuce Allah, eksilecegi korkusuyla mallarini Allah yolunda infak etmeyip cimrilik yapanlari yermekte ve bu yaptiklarinin kendileri icin hayir oldugunu sananlarin yanlis dusunduklerini bu davranislarinin kendileri icin iyi olmadigini belirtmektedir. Allah yolunda harcamayip da biriktirdikleri mallari, kiyamet gununde ates seklinde onlarin boyunlarina gecirilecektir. Iste Yuce Allah, bu muthis azap tehdidiyle onlari cimrilikten vaz gecmeye davet etmektedir. Gercekten insanoglu bu dunyaya hicbir seye sahip olmayarak gelir. Allah fazl u keremiyle onlara mal mulk vererek, onlari zenginlestirir. Nihayet Allah kendi ihsanindan verdigi mallari infak etmelerini isteyince, Allah'in onlara yapmis oldugu ihsani hatirlamadiklari gibi, mallarin gercek sahibi olduklarini da iddia ederek ve cimrilik yaparak infaktan geri dururlar. Hâlbuki sadece mal degil, Allah'in bizlere bahsetmis oldugu kabiliyet, istidat ve ilim gibi butun nimetleri Allah yolunda infak etmek gerekir.
Mallarindan zekât ve sadaka verdiklerinde eksilecegini zannederler ve mallarini infak etmeyerek, biriktirmenin kendileri icin hayirli oldugunu dusunurler. Hâlbuki boyle yapmalari onlar icin serdir. Bir gun gelecek bu dunyadan gocecekler ve biriktirdikleri mallar da geride kalacaktir. Mulkun gercek sahibi Yuce Allah'tir. Insan, kiyamet gununde yalniz Allah rizasi icin infak ettiklerini kendi yaninda bulur. Kendisine asil fayda verecek de odur.10
3. Cimriligin Akibeti
Aslinda Yuce Allah'in, insan fitratina koymus oldugu duygular, bizatihi kotu degildir. Bunlarin yanlis olarak kullanilmasi kotudur. Cimrilik duygusu sadece dunya hayati icin mal biriktirme hirsi ile Allah'in vermis oldugu nimetleri baskalarina vermeme, boylece sosyal yardimlasma ve dayanismaya engel olmak seklinde kotuye kullanilirsa yanlistir. Nitekim israfi yasaklayan Islâm, cimriligi de siddetle yasaklamaktadir.
Yuce Allah, "Onlar hem cimrilik yapar, hem de insanlara cimriligi tavsiye ederler. Allah'in lutfundan kendilerine verdigi (mal, ilim gibi) seyleri de gizlerler. Biz, o nankorlere alcaltici bir azap hazirlamisizdir." (Nisa, 4/37) buyurur.
Cimriler, Cenab-i Allah'in comertce lutfettigi nimetlerin, yalnizca kendilerine verildigini zannederek, onlarda yoksullarin da hakkinin oldugunu kabul etmezler. Mal ve servetin bir imtihan araci oldugunu bilmeyenler, baskalarina da cimriligi tavsiye ederler. Nitekim bu husus ayette soyle ifade edilmektedir: "De ki: Eger Rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydiniz, o zamanda harcanip biter korkusuyla cimri davranirdiniz. Insan cok cimridir." (Isra, 17/100) Iste mallarindan fakir fukaranin da hakkini verebilenler, mutluluga kavusmus benliklerdir. Allah'in lutuflari her insana farklidir. Insan kendisine lutfedilen nimetler adina "zekâti, bir emanetci ve tevzî memuru gibi yerine getirmelidir."
Allah Resulu (s.a.s.) ise; "Cimrilikten sakinin, cunku cimrilik sizden oncekileri helâk etmis, onlari birbirlerinin kanlarini dokmeye, harami helâl gormeye yonlendirmistir..." (Muslim, Birr 56) buyurmaktadir. Efendimiz (s.a.s.) bir defasinda ashabina: "Size cehennem ehlini haber vereyim mi?" buyurdular. Ashab, "Evet ya Rasulallah!" dedi. Hz. Peygamber: "Kaba, cimri ve kibirli kimselerdir." (Buharî, Edeb 61; Eyman 9) buyurdu. Cimrilik, cehennem azabina goturen yollardan biridir. Dolayisiyla inanan insanlar cimrilikten siddetle sakinmalidirlar.
4. Cimriligin Sebepleri
Cimrilige sebep olan etkenleri iki baslik altinda toplamamiz mumkundur:
a) Asiri mal sevgisi ve mal biriktirme hirsi: Insanin olumsuz yonlerinden biri olan cimriligin sebeplerinden en basta geleni, asiri mal sevgisi ve mal biriktirme hirsidir. Cunku insanoglunun fitratinda mal sevgisi ve mal biriktirme hirsi vardir. Onun icin surekli bu dunya icin calisir, mal mulk biriktirir. Nitekim ayetlerde: "Gercekten insanin mal sevgisi pek siddetlidir." (Âdiyât, 100/8) denilmek suretiyle insanin bu yonune isaret edilmektedir.
Bu ayette de ifade edildigi gibi insanoglunun gonlunde mal sevgisi ve mal biriktirme hirsi o kadar coktur ki, insan, daima hep kendi nefsini dusunur, baskalarini ise ya cok az dusunur ya da hic dusunmez. Yeryuzundeki butun mallara sahip olsa, hatta Allah'in rahmet hazineleri kendisinin olsa bile, yine de azalir korkusuyla tam bir sekilde infak etmekten cekinir. Dar gonlunde, eline cimrilik zincirlerini vuracak sebepler olusur.
Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) de: "Insanoglunun iki vadi dolusu mali olsa, ucuncu vadiyi de ister. Onun gozunu ancak toprak doldurur. Tovbe edenin tovbesini Allah kabul eder." (Muslim, Zekat 116) buyurarak insanoglunun mala olan sevgisini ve hirsini guzel bir sekilde ifade etmekte ve bu sevgi ve hirsin ancak olumle son bulacagini belirtmektedir.
Islâm, insana guzel ve ikna edici usullerle mala olan asiri sevgisinin kendisini felakete surukleyecegini izah eder. Insan malin akibetini dusunurse, comertligin kendisi icin daha hayirli oldugunu anlar. Aslinda insanin bu dunyada yiyerek tukettigi, giyerek eskittigi ve Allah yolunda harcayip da ahireti icin biriktirdiginden baska bir mali yoktur. Insanin mirascilarina birakacagi mal icin butun gayretini sarfetmesi, bu ugurda Rabbinin gazabina ugramasi gercekten hayret vericidir. Resulullah (s.a.s.) bu gercegi soyle aciklamistir: Hz. Peygamber bir gun: "Hanginiz, vârisinin malini kendi malindan daha cok sever? diye sordu. Ashâb: "Ey Allah'in Resulu! Icimizden herkes, kendi malini varisinin malindan daha cok sever", dediler. Bunun uzerine Resulullah (s.a.s.): "Kisinin gercek mali, hayatinda Allah yolunda verdigi maldir. Harcamayip, biriktirip, geriye koydugu da varislerinin malidir." buyurdu. (Buhârî, Rikak 12)
b) Tul-i emel ve cocuklarin gelecegi dusuncesi: Insanoglunun fitratinda ebediyen yasama duygusu vardir. Ancak insanoglu fanidir. Bu dunyada ebediyen yasamasi mumkun olmadigina gore bu duygusunu cocuk sahibi olmak suretiyle kendinden sonra gelecek nesli vasitasiyla saglamaya calisir. Tenasulun hikmetlerinden birisi budur. Cocuk sahibi olan ana babalar, cocuklarinin gecimini ve istikbalini saglamak dusuncesiyle mal biriktirip mallarini harcamaktan cekinirler. Boylece cimrilik yaparlar. Kisinin Allah'in kendisine vermis oldugu mal mulku harcamayip da cimrilik yapmasi, kendi lehine olan bu nimetleri aleyhine donusturmesi demektir. Havle binti Hâkim anlatiyor: "Resulullah (sav) bir gun torunlarindan birini kucaklayarak soyle dedi: "Sizler, kendilerinden dolayi cimrilik, korkaklik ve cehalet yapilanlarsiniz. Sizler Allah'in insana verdigi guzel nimetlerdensiniz."11 Kimin cocuklari onun korkak, cimri ve gafil olmasina sebep olursa, suphesiz ki, o husrandadir. Kim de, her seyden once Rabbi ve kullarinin hukukuna riayet ederse kurtulmustur. Aslinda ailevî haklari yerine getirmek ve mal stok etmek icin cimrilikte bulunmak, fakirligi onlemedigi gibi zenginligi de garantilemez.
Muslumanin geride birakacagi nesli korumak icin onlarin ihtiyaclarini karsilamayi dusunmesi guzel bir seydir. Nitekim genelde insan, sonradan meydana gelecek sikinti ve darliklara karsi koyabilmek icin cocuklarina mal birakmaya calisir. Aslinda bu, iyi bir niyettir. Hadiste soyle ifade edilmistir: "Vârislerini zengin bir halde terk etmen, onlari insanlara avuc acacak kadar fakir bir durumda terk etmenden daha hayirlidir." (Ahmed b.Hanbel, Musned, 1/172) Fakat kisinin, cocuklarinin gelecegini garantiye almasi ve onlari rahat icinde birakmasi, din ve ahlâkindan tavizler vermek suretiyle olmamalidir. Insanin, cimrilikte bulunarak nefsini, muruvvetini ve Allah'in rizasini feda etmek suretiyle kendinden sonrakilere mal birakmasi cok akillica olmasa gerektir.
Islâm, kisinin mal ve cocuklarini diger nimetler gibi imtihan vesilesi kabul eder. Insan, tembellik gosterip yapilmasi gereken vecibe ve fedakârliklardan geri durursa, bu nimetler onun icin belâ olurlar ve hatta en azili dusman kesilirler. Islâm, insanlara once kendi nefislerine, sonra ailelerine, sonra akrabalarina, en sonda da diger insanlara iyilikte bulunmalarini emretmistir. Kisinin nefsine iyilikte bulunmasi; ihtiyaclarini helâlden gidermesi, kendini haramdan alikoymasi, cemiyette kendisini kucuk dusurecek hallerden ve muslumanin izzetine yakismayan duruma dusurucu fakirlikten korumasidir. Bu ise ancak, icinde zulum ve israfin bulunmadigi vasat bir hayat bicimiyle olur. Musluman, kendisini mesru hedefine ulastiracak mali elinde bulundurabilir. Bunu bulamadigi takdirde fakir sayilir.
5. Cimriligin Zararlari
Islâm dininde comertlik ovulurken, cimrilik de yerilmistir. Cimrilikten son derece sakinmak gerekir. Zira onceki milletlerin helâk olma sebeplerinden biri de cimriliktir. Nitekim hadiste de ifade edildigi gibi cimrilik onlari kan dokmeye ve helâli haram saymaya sevk etmistir. "Iki haslet vardir ki, bunlar mu'minde toplanmaz. Bunlar, cimrilik ve kotu ahlâktir." (Tirmizî, Zuhd 8)
Bu huy, pek cok fenaliklarin kaynagi durumunda olan bencillige benzetilebilir. Nitekim bencil insan, maddî manevî her imkâni kendi kaprislerini tatmine sarf ederek pek cok insanî iliskiyi bozar. Sosyal baglari koparir. Mesela, sila-i rahimi, yakinlara ilgiyi, hediyelesmeyi, ihtiyac sahiplerine yardim etmeyi engeller.
Cimrilik insanin mutsuzluguna sebep olur. Cimri insani, halk kinar, onun insanlar yaninda sayginligi kalmaz. Kisacasi cimrilik her turlu hayra engel olan bir hastaliktir. Cunku hayir, her hangi bir sekilde Allah'in verdigi nimetleri muhtaclara comertce, bol bol vermekle elde edilir. Cimrilik ise, insani Allah yolunda kendisine verilen nimetleri sarf etmekten alikoyar.
Cimriligin hem ferde hem de topluma bircok zarari vardir. Cimrilik, mali hapsederek ne sahibinin faydalanmasini mumkun kilar, ne de sahibinin mensup oldugu cemiyetin istifade etmesini saglar. Iste cimrilik, hem sosyal cevrede hem de iktisadi sahada buyuk sikintilarin meydana gelmesine sebep olur. Malin cimrilik edilerek saklanmasi ekonomik krizler dogurur. Ahlâkin bozulmasina sebep olur. Kalbleri fesada ugratir.12
6. Cimrilikten Kurtulma Yollari
Islâm âlimleri, cimriligi kalbî hastaliklardan biri olarak kabul etmekte ve bu hastaligin ancak ilim ve amel yoluyla tedavi edilebilecegini soylemektedirler. Kulluk, Islâm'in emirlerini yasaya yasaya ikinci bir fitrat kazanma isidir. Insan, comertlik yapa yapa bundan kurtulur. Rizkin Allah'tan olduguna inanmak, dua ederek kucuk yaslardan itibaren comertlige alismak gerekir.
a) Ilim Yolu: Cimrilik hastaligindan ancak bu hastaligin ahlâkî, dinî ve sosyal bakimdan zararlarini ve bundan kurtulma yollarini ogrenmek suretiyle kurtulmak mumkundur. Cimriligin zararini bilen bir insan, cimrilikten sakinir. Meselâ, yilani ve zararini bilen, yilanla oynar mi? Yilani koynuna alip yatar mi? Iste cimriligin zararini cok iyi bilen bir kisi bu kotu ozelligi terk eder.
b) Amel Yolu: Bu yol ise, insanlarin dertleriyle ilgilenmek suretiyle olur. Hz. Peygamber (sav) bir hadislerinde; "Mu'minlerin dertleriyle dertlenmeyen bizden degildir." (Suyutî, el-Camiu's-Sagir, 2/164) buyurmustur. Dolayisiyla icinde yasadigimiz toplumda, insanlarin sosyal durumlariyla ilgilenmemiz gerekmektedir. Nefsimize zor gelse de toplumumuzdaki fakir ve yardima muhtac insanlara yardim etmek zorundayiz. Cimrilikten kurtulup kendimizi comertlige alistirirsak toplumumuzdaki fakir ve muhtac insanlarin yardimina kosabiliriz.
Her toplumda hem zenginler hem de fakirler vardir. Bunlarin birbirlerine, ozellikle zenginlerin fakirlere yardim etmeleri gerekir. Zenginler cimri davranir, fakirler de sabirsiz olurlarsa, toplumun duzeni ve dengesi bozulur. Tarihin her doneminde ve gunumuzde de ornekleri goruldugu gibi, toplumda hirsizlik, kapkac, catismalar ve kan dokmeler baslar. Bu ise bir toplumun helâkine sebep olur. Insanlar kan dokmeyi, haramlari helâl saymayi mesru gormeye baslarlar. Zenginle fakir arasindaki mesafe acildikca, zulum artar ve her cesit haksizlik toplumda yayginlasmaya baslar. Zulmun artmasi ve yayilmasi ise, yikilisa yaklasildiginin alameti sayilir. O halde cimrilik de zulmun sebeplerinden biridir. Zulumle bir arada zikredilmesinin boyle bir alakaya dayandigini soyleyebiliriz.
Bir hadiste cimrilikten kurtulma yolunu sevgili Peygamberimiz soyle aciklamaktadir: "Zekâtini veren, misafire ziyafet ceken ve bir felaket aninda baskalarina yardimda bulunan cimrilikten kurtulur." (Buharî, Mezalim 8) Ibn Munzir de Hz. Ali (r.a.)'in "Malinin zekâtini veren nefsinin cimriliginden korunmus olur." dedigini rivayet etmistir.13 Nitekim insanda bulunan mal biriktirme hirsinin cimrilige donusmesini onlemek icin Kur'ân ve hadislerde sik sik zekât ve sadaka vermek emredilmektedir. Bu sebepten cimrilik hastaligindan kurtulma yollarindan biri de; malî durumu yerinde olanlarin mallarinin zekâtini vermeleridir.
Gazalî, cimriligin tedavisi hususunda sunlari soylemektedir: "Cimrilik, fakirlikten korkma ve tul-i emelden kurtulmanin carelerinden biri de cimrilerin durumlarini, herkesin onlardan nefret ettigini dusunmektir. Cimrinin kendisi dahi cimrilerden hoslanmaz. Cimrileri seven hicbir cimri yoktur. Cimri insan bunu dusunurse kendisinin de diger cimriler gibi insanlar tarafindan agir, berbad goruldugunu, hoslanilmadigini anlar."14
Ayrica mal edinmenin amacini dusunerek de kalbi cimrilik hastaligindan kurtarmak mumkundur. Zira mal, ihtiyaci karsilamak icindir. Ihtiyaci kadar mali aldiktan sonra gerisini, ahireti kazanmaya harcamak gerekir. Mu' min, basiret nuruyla, ahiret icin mal harcamanin, mali elde tutmaktan hayirli oldugunu anlarsa, yureginde mali Allah yolunda harcama arzusu agir basar.15 Olumu cok hatirlamak, mal biriktirmek icin calisan, didinen ve yorulan arkadaslarinin ve akraninin olduklerini, olumlerinden sonra mallarinin zayi oldugunu dusunmek de insani cimrilik yapmaktan vazgecirir.
Yuce Allah, kendi sifatlariyla bize eksikliklerimizi ve zaaflarimizi nasil giderebilecegimizi ve nasil yucelere erisebilecegimizi ogretmekte ilahi ahlâkla vasiflanma istemektedir. Allah'in guzel isim ve sifatlari vardir. Onlardan biri de comertliktir. Yani Allah comerttir, comert olani sever. Iste insan Allah'in bu sifatini taklit edip comert olursa, hem Allah'in cirkin gordugu cimrilikten kurtulur hem de Allah'in rizasini kazanir. Nitekim Gazalî, cimrilik hastaliginin tedavisinin cimriligin ziddi olan comertlik yapmak yani mali Allah yolunda harcamakla mumkun olabilecegini soylemektedir.16
Butun bunlarin yaninda cimrilikten kurtulmak icin Allah Resulu (s.a.s.) dua etmeyi tavsiye etmektedir. Bir hadis-i seriflerinde "korkakliktan ve cimrilikten sana siginirim."; baska bir hadiste ise; "Her sabah gokten iki melek inerek, onlardan biri: Allah'im infak edenin (malini bereketlendirmek suretiyle) arkasini getir." seklinde dua ederken, digeri de "mali tutup cimrilik edenin malini telef et (malini yok et)" diye bedduada bulunur."17 Bu hadis ile Efendimiz (s.a.s.), infak etmek suretiyle nefsin cimriliginin kirilmasina tesvik buyurmaktadir.
Insan, fitrati itibariyle cimri ve aceleci olarak yaratilmistir. Yani bunlar onun fitratinda vardir. Ayrica, onda hem kin, nefret ve adavet gibi hususlar, hem de sevgi, muhabbet ve insanlik gibi hasletler vardir. Butun bu saydiklarimiz insanda, iyiye ve kotuye acilan birer koridor hukmundedirler. Bu itibarla da insan, mahiyetindeki kotuluklere acilan kapilari kapamali ve kotu duygularini ve tutkularini mutlaka dinî dusunce ve dinî duygu ile zabt u rabt altina almalidir ki, biz buna dindeki ifadesiyle, "fitrat-i sâniye-ikinci fitrat" kazanma diyoruz. Insan boyle bir fitrati kazanmalidir ki, kendisi icin mukadder olan kemâlâti idrak edebilsin. Yani her sey olmaya musait olan fitratini, bir sey olmaya, yani mu'min olmaya tevcih edebilsin.
* Firat Univ. Ilahiyat Fak. Ogrt.Uyesi
DIPNOTLAR
1. Olgun, Ibrahim; Dravsan, Cemsit, Turkce Farsca Sozluk, Iran 1350, s. 40; Sukun, Ziya, Farsca Turkce Lugat, (Ferhengi Ziya), M.E.B., Ist, 1984, I, 659.
2. Ragib el-Isfahanî, Mufredat, Beyrut 1992, s. 109; 446; Ibn Manzur, Lisanu'l-Arab, Beyrut 1990, II, 496; XI, 47.
3. Gazâlî, Ihyâu Ulûmiddin, Beyrut, ts., III, 63.
4. Cagrici, Mustafa, "Cimrilik Mad.", T.D.V.I. Ans, Ist, 1993, VIII, 4.
5. Bkz., Mâûn, 107/6-7; Meâric, 70/21; Kaf, 50/25; Kalem, 68/12.
6. Kurtubî, el-Câmiu Liahkami'l-Kur'ân, V, 406.
7. Yazir, Hak Dini, Kur'ân Dili, II, 203.
8. Bkz., Sems, 91/9.
9. Seyyid Kutub, Fî Zilâli'l-Kur'ân, XIV, 385.
10. Seyyid Kutub, a.g.e., II, 582,583.
11. Canan, Ibrahim, Hadis Ansiklopedisi, (Kutub-i Sitte), Akcag Yay., Ist, trs., XVII, 487.
12. Seyyid Kutub, a.g.e., X, 565.
13. Suyutî, ed-Durru'l-Mensur, Beyrut, trs.VIII, 110.
14. Gazâlî, a.g.e., III, 578.
15. Ates, Suleyman, Islâm Tasavvufu, s.323.
16. Gazâlî, a.g.e., III, 578.
Bu yazi Yeni Umit Dergisi internet sitesinden alinmistir.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...
Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder