Hesabini verebilecek misin?
Ozellikle icinde yasadigimiz zaman diliminde iktisat etmeyen kimselerin, zillete, manen dilencilige ve sefalete dusmeleri kacinilmazdir. Bugun israf, toplumun hemen her kesiminde buyuk bir felaket halini almistir. Cunku, luks sayilabilecek pek cok esya artik zaruri ihtiyac maddesi telakki edilmektedir.
Iktisat, her seyden once manevî bir sukurdur; cunku muktesid insan, Mun'im-i Hakiki'ye ve dolayisiyla O'nun verdigi nimetlere karsi hurmet hisleriyle dolar, onlarin ardindaki rahmet-i Ilâhiye'yi daha iyi kavrar; Rezzak-i Hakiki'yi bilmenin hasil ettigi ulvî duygular sayesinde nimetlerden daha derin lezzet duyar; kendisine bahsedilen o kiymetli hediyeleri bosa harcamaktan kacinir, onlari ihtiyac miktarinca kullanir. Boylece, hem bir manada bedenine kesintisiz perhiz yaptirdigi ve itidal uzere yasadigi icin hep sihhatli kalir, hem Cenâb-i Hakk'in verdiklerine kanaat ederek onlari dengeli kullandigindan baskalarinin eline bakma zilletinden kurtulup izzetini korur, hem de bu manevî sukrune bir mukafat olarak, hakkinda bir bereket vesilesine donusen iktisat sayesinde, devamli ziyade nimetlere kavusur.
Israf ise nimetlere ve onlari gonderene karsi saygisizlik oldugu gibi, kanaatsizlik, hirs ve zillet misillu marazlarin da menseidir. Zira, musrif adam, Ilahî takdire ve alin teriyle elde ettigine razi olmaz, surekli daha fazlasini ister; hic sukretmez, daima sekvâda bulunur; helal rizkini az bulur, gayr-i mesru olup olmadigina aldirmadan daha kulfetsiz ve daha cok kazancin pesine duser, hatta o yolda izzet ve haysiyetini dahi feda eder. Bu itibarla, iktisat, nimetlerin artarak devam etmesinin ve izzetle yasamanin onemli bir vesilesi oldugu gibi, israf da bereketin kesilmesinin ve zillete dusmenin muhim bir sebebidir.
Tuketim hastaligi ve iktisattaki sir
Ozellikle icinde yasadigimiz zaman diliminde iktisat etmeyen kimselerin, zillete, manen dilencilige ve sefalete dusmeleri kacinilmazdir. Bugun israf, toplumun hemen her kesiminde buyuk bir felaket halini almistir. Cunku, luks sayilabilecek pek cok esya artik zaruri ihtiyac maddesi telakki edilmektedir. Oyle ki medeniyet, bedeviyete nispeten adeta hayati birkac kat agirlastirmis, insani el emegi ve alin teriyle kazanip helal cizgide yasayamaz hale getirmistir. Buyuk sehirde meskun bir insanin, orta halli bir gelirle iasesini karsilayabilmesine neredeyse imkan yoktur. Maalesef, simdilerde, reklam vasitasiyla iyice azginlastirilan tuketim hastaligi dar gelirli kimselere de sirayet etmistir ve artik cesitli hirsizliklar, rusvetler, spekulasyonlar, igfaller, kacakciliklar ve aldatmalar ortaligi kasip kavurmaktadir.
Bilhassa hizmet-i imaniye ve Kur'aniye'de bulunan insanlar, mutlaka kendilerini iktisada alistirmak zorundadirlar. Aksi halde, itibarlarini yitirme, guven kredilerini kaybetme ve davalarina laf getirme ihtimalleriyle karsi karsiya kalirlar. Oysa, itibar ve guven, hizmet erleri icin en gecerli akce ve en buyuk sermayedir. Guvenilirligini yitirmis bir mu'min, irsad vazifesini yaparken kendisine lazim olan butun sermayesini kaybetmis demektir. "Insanligin Iftihar Tablosu'nun hane-i saadeti sadece bir odaciktan ibaretti; o munevver odacik oyle daracikti ki, Peygamber Efendimiz namaz kilarken rahat secde edebilmesi icin Hazreti Aise'nin birazcik toparlanmasi gerekiyordu. Kâinatin Efendisi dahi oyle yasamisken bu bize biraz fazla degil mi?" demelidir.
Bu dairenin mutrefîni olmamali!..
Diger taraftan, esas olan, dunyayi kalben terk etmektir, kesben degil. Bu acidan, bir mu'min, tam bir ehl-i dunya gibi calisip kazanabilir ve Karun kadar zengin olabilir.. olabilir, zira o, iktiza ettigi an, elinde-avucunda ne varsa, hepsini Allah'in rizasi istikametinde infak edebilir. Ne var ki, insan bazi aliskanliklar edinince, o yolla bir kisim sûiistîmallere de kapi aralayabilir. Rehber-i Ekmel (aleyhi ekmeluttehâyâ) ve Ashab-i Kiram efendilerimiz, ozellikle belli bir donemden sonra, her turlu ferah-feza yasama imkanlarina sahip olmalarina ragmen, mutevazi ve zâhidâne bir hayati tercih etmisler ve buradaki her nimetin hesabinin otede sorulacagi inanciyla hep dunya-ahiret muvazenesini gozeterek yasamislardir.
Hesabi sorulacak nimetler
Evet, Allah Rasûlu ve Hazreti Ebu Bekir gibi has dairedeki bir kisim arkadaslari, maddî hayat itibariyla en fakirâne yasayan insanlardi. Hem de onlar bu hale kendi ihtiyarlariyla razi oluyorlardi. Sayet isteselerdi, herkesten daha mureffeh yasayabilirlerdi. Zira, Rasûl-u Ekrem Efendimiz sadece kendisine verilen hediyeleri dagitmayip yaninda biraksaydi, o gunun maddeten en zenginlerinden biri olabilirdi, ama O (sallallahu aleyhi ve sellem) oyle yapmayi hic dusunmedi; ummetini helâlinden kazanip zengin olmaya tesvik ettigi halde kendisi hem kiyamete kadar gelecek olan butun irsad erlerine ornek olmak hem de ahiret meyvelerini otelere birakmak icin fakirligi ve zahidâne bir hayati ihtiyar etti.
Oyle ki, bir gun Fazilet Gunesi (aleyhi's-salatu ve's-selam) iki arkadasi ile beraber Ebu Eyyûb el-Ensârî Hazretleri'nin evine gitmisti. Evin hanimi onlari karsilamis, Ebu Eyyûb Hazretleri de hemen bir hurma salkimi kesip getirmis, kutlu misafirlerine ikram etmisti. Allah Rasûlu "Bu hurma dalini niye kestin, meyvesinden toplasaydin ya!" buyurunca, ev sahibi, "Ya Rasûlallah, evime seref verdiniz; size hem kuru hurmasindan, hem tam olgunlasmayanindan hem de olgun tazesinden tattirmak istedim, onun icin daliyla beraber getirdim." demisti. Ebu Eyyûb el-Ensâri Hazretleri, bu kutlu misafirlerine hurma ikram etmisti; ama bununla yetinemezdi. Hemen kalkip disari kosmus, bir oglak tutup kesmis ve sonra onun yarisini kebap yapmis, diger yarisini da suda pisirmisti. Sefkat Peygamberi, sofraya konulan etten bir parca almis, onu bir yufkanin icine koymus ve "Ey Ebâ Eyyûb! Bunu Fatima'ya gotur, zira gunlerden beri o boylesini tatmadi." buyurmustu. Ebu Eyyûb da hemen bu emri yerine getirmis ve tekrar aziz misafirlerinin yanina donmustu.
Herkes yemegini yiyip doyunca, Rehber-i Ekmel (sallallahu aleyhi ve sellem) "Serin golge, ekmek, et, hurma, henuz olgunlasmamis hurma, olgun taze hurma ve soguk su..." demis; bunlari sayarken de mubarek gozleri yaslarla dolmustu. Sonra sozlerine soyle devam etmisti: "Nefsim kudret elinde olan Yuce Allah'a yemin ederim ki, iste bunlar da sorulacaginiz nimetlerdendir; Allah Teâlâ, "Sonra o gun size verilmis olan her nimetten sorguya cekileceksiniz." (Tekâsur, 102/8) buyurmustur; evet, iste bunlar, o kiyamet gunu sorgulanacaginiz nimetlerdendir." Peygamber Efendimiz'in bu sozu, orada hazir bulunan Ashab-i Kiram'a oyle agir gelmisti ki, hepsi derin derin mulahazalara dalmislardi. Bunun uzerine Musfik Nebi soyle buyurdu: "Bu turlu nimetlere rastlayip da onlara el uzattiginizda "Bismillah" deyin; doydugunuz zaman da, "Sonsuz sukurler olsun Allah'a ki bizi doyurdu, nimetlerle serfiraz etti ve lutf u ihsana erdirdi." diyerek o nimete sukredin."
Islamiyet, hem yeme-icme, giyim-kusam, araba, ev ve esya gibi maddî ihtiyaclari karsilarken hem de ihsan-i Ilahî olarak verilen her turlu riziktan istifade ederken asiriliktan kacinmayi ve orta yoldan ayrilmamayi emretmis; savurganlik hastaligindan, satafat tutkusundan ve luks arayisindan kaynaklanan israfin her cesidini yasaklamistir.
"Dikkat ediniz! Ben bunun icilmesini haram kilmiyorum; fakat bilin ki, kim (yemesinde-icmesinde, giyiminde-kusaminda) Allah icin mutevazi olursa, Allah onu yucelttikce yuceltir; kim de kibirlenir ve buyukluk taslarsa, Cenâb-i Hak onu da alcalttikca alcaltir. Kim iktisatli hareket ederse, Allah onu zengin kilar; kim de israf ederse, Cenâb-i Hak onu fakr u zarurete mubtela eyler.. ve kim Allah'i cokca zikrederse, Mevlâ-yi Muteâl ondan hosnut olur."
Sozun ozu; iktisat, insani kanaatkâr kilar; hadis-i serifin ifadesiyle "Kanaat, tukenmez bir hazinedir." ve "Kanaat eden aziz yasar; tamah eden zillete duser." Iktisat, berekete ve izzetli yasamaya vesile olur. Israf ise kanaatsizlige, surekli hayattan sikayet etmeye, hirsa, riyaya ve ihlassizliga sebebiyet verir; insanin izzetini kirar ve onu baskalarina yuz suyu dokmeye mecbur eder.
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=574454
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...
Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder