4 Temmuz 2008 Cuma

(Namaz Zamanı) burnumuz

Burnumuz

 

Burun, kemik ve kikirdaktan yapilmis ustu adele ve deri tabakasiyla kapli bir uzvumuzdur. Sekil itibariyle uc yuzlu bir piramide benzetilebilir. Kemik kismi daha gerilerdedir. Onde cikinti yapan kismi kikirdaktan yapilmistir. Organizmada, yaratilmis olan her seyin bir hikmeti oldugu gibi, burun dokusunun bu sekilde yaratilmis olmasinin da hikmetleri coktur. Eger burun on kismi kikirdaktan yapilmamis ve deriden yapilmis olsa idi, her nefes alis verisimizde burun deliklerimizin kapanmasi ile soluk alis-verisimiz imkânsiz hale gelirdi. Yapilan tetkikler ile her nefes alista burun girisindeki basincin -6 ilâ -20 mm. su basincinda oldugunu ve burun ucunun -200 mm. su basincina dayanabilecek sekilde yaratildigini gostermektedir. Burun on kisminin kikirdak yerine kemikten yapildigini dusunsek ne olurdu? Bu durumda ise yuzumuzde en cikintili kisim olan burnun en ufak darbelerde bile hemen kirilacagi aciktir.

 

Burun delikleri ortadan bir bolme ile ikiye ayrilmistir. Bu orta bolmenin duz bir hat seklinde ortada bulundugunu soyleyebiliriz. Burun orta bolmesinin duzensizligi durumlarinda, kendisiyle irtibat halinde olan (sinusler, orta kulak, yutak, girtlak ve soluk borusu, akcigerler) organlarimizda hastalik bas gosterir.

 

Yine burunda "concha" denen kanat seklinde ve sagli sollu uc cift kemik cikintilari vardir. Bunlar tipki ucak kanatlari gibidirler ve burna gelen ve disari atilan havanin burun yuzeyine dengeli bir tarzda yayilmasinda vazifelidirler. Burun mukozasinda ve bu mukozanin altinda bulunan zengin kilcal damar agi sayesinde burna giren hava isitilmakta, nemlendirilmekte ve havanin icinde bulunan yabanci artiklar (toz, vs..) tutulmaktadir. Boylece her turlu kirden arinmis ve isitilmis hava akcigerlere gonderilmektedir. Yine bu konaklarin yardimi ile az bir hacimdan, aerodinamik kanunlara uygun olarak, en fazla havanin gecebilmesi saglanmaktadir. Burun hucre ve atomlarindaki bu hassas aerodinamik kanunlara insanlik ancak bu asir icinde vâkif olabilmistir; hâlbuki insanligin dogusundan bu yana bu kanunlar islemektedir. Burun bizzat kendisi bu aerodinamik kanunlari bilemeyecegine gore, ona bu sekilde hizmet etme emrinin verildigi aciktir. Hafif bir nezle hâli hepimizin basindan gecmistir. Bu burun kanatciklari ve burun mukozasi siser ve nefes almamiz guclesirken; konustugumuz zaman vucudun ihtiyacina gore uzerindeki damarlarin buzulerek bu kanatciklarin kuculmesine meydan verebilecek sekilde yapilmis bu muhendislik sâheserini, ancak ve ancak havayi ve onun kanunlarini; insani ve onun ihtiyaclarini ve butun hucre ve atomlarini bilen bir Zat'dan baskasi yapabilir mi?

 

Burundan nefes alirken vucudun ihtiyaci olan oksijen bir taraftan iceri alinirken, diger taraftan da vucut icin bir zehir olan karbondioksit disari atilmakta; ayni zamanda asagida da gorulecegi uzere konusma ve koklama fonksiyonlari da icra edilebilmektedir.

 

Burnun kanatciklarinin en altta olaninin alt tarafina gozyasi kanali, orta ve ust kanatciklarin altlarina ise sinuslerin (burun bosluklari ile irtibatli kemiklerde bulunan bosluklar) kanallari acilirlar. Yuz bosluklarinin varligi hem bas kemiklerinin hafif olmalari, hem de girtlaktan cikan ses ile rezonansa gecerek sese belirli bir karakterin kazandirilmasi icin gereklidir, hem de sesin tonunun yukseltilmesi bu sayede saglanir.

 

Yukarida da bahsettigimiz gibi burun mukozasi altinda cok sayida kilcal damar vardir. Bunlar âdeta birer kalorifer radyatoru gibi iceriye alinan havayi isitirlar ve nemlendirirler. Bu damarlarin ceperlerinde bulunan duz kaslarin kasilip gevsemeleri ile iclerinden gecen kan miktarinin azalip artmasi, burundan gecen havanin sicakligi, soguklugu ve nem derecesi ile yakindan alakali oldugu gibi, vucudun sinir sistemi ile de cok yakindan ilgilidir.

 

Burun fizyolojisi uzerinde en cok calisan ve yillarca emek veren, bu mevzuda sozu gecerli Proetz hayran oldugu burnu soyle tasvir etmektedir-, "Burun harikulade bir organ... Adeta birbirinin aynadaki hayali gibi, ayni cati altinda ve aralarinda septumdan ibaret bir duvar ile ayrilmis ikiz apartmanlar gibi... Ilk katta antrum var; ikinci katta sfenoid sinus; catinin hemen altindan 2-3 merdivenle cikilabilen cati katinda ise frontal sinus var. Odalarin hole acilan kapilari yok, sadece vantilator delikleri goruluyor. Duvar kaplamalari her an icin yeni, cunku devamli olarak yenileniyorlar. Mal sahibi cok titiz, duvarlar uzerinde bir tek leke ve toz gormeye tahammulu yok. Derhal kaplamalari zemine indirip, buradan katlayip ve kivirip arka kapidan disari atiyorlar. Bu arada odalar yeniden boyaniyor. Fakat ev sahibi bunu da yeterli gormuyor; temizlik ve yenileme isleri fasilasiz surup gidiyor."

 

Burun vazifelerinden birkacini kisaca soyle ozetleyebiliriz:

 

1- Koklama fonksiyonu: Uzerinde hususi bir yazi yazilabilecek kadar genis bir mevzu...

 

2- Ideal bir air-condition cihazi: Havanin giris-cikisi ve giren havanin suzulmesi yaninda, havanin nasil isitildigindan bir nebze yukarda bahsetmistik. Yemek yerken hic burnunuzu kapamayi denediniz mi? oyleyse bir deneyin ve burun nimetini dusunun!...

 

3- Akcigerlerin korunmasi: Burundan soluk alip verme ile duvari tek hucreden yapilmis olan akciger alveolleri korunmus olur. Istenildigi zaman istenildigi kadar hava optimal nem ve sicaklikta, toz ve mikroplardan arinmis bir sekilde akcigerlere sevk edilir. Burun deliklerinden bir gunde ortalama 15 m3 hava gecer. Havanin sicak ve soguk iklim insanlarinda da, burun icinden katettigi yol farklidir.

 

4- Solunum havasinin rutubetlendirilmesi: Normal bir solunum icin rutubetlendirme islemi sarttir. Rutubetsiz bir havanin akcigerlere gitmesi durumunda akciger icindeki alveoller kolaylikla kururlar ve hucreler olebilir; alveolde cereyan eden oksijen ve karbondioksit alis-verisinin fizikî ve kimyevî kanunlara gore nemli bir vasatta yapilmasi lâzim gelmektedir. Burnun nemlendirme fonksiyonu olmadigi zaman kisi solunum guclugu cekebilir. Keza ust solunum yollarinin yabanci cisimlerden korunmasi, biraz sonra anlatilacak olan ve cok hayatî bir fonksiyon olarak gorunen siliyar faaliyetin temini icin de mukozanin islak olmasi gerekmektedir.

 

Tukruk ifrazati nasil gida alimina ve cinsine gore degisme gosteriyorsa, burun mukozasindaki bezlerin ifrazatlari da solunum havasindaki nem nispetine gore degisme gosterir. Kis ve yaz, nisbî nem ne kadar artarsa artsin veya azalirsa azalsin, burundan gecerek akcigerlere vâsil olan havadaki nem orani asagi yukari sabit kalir ve % 90 civarindadir.

 

5-Inspirasyon havasinin isitilmasi: Nemlendirme ile birlikte isitma islemi de yapilmaktadir. Havanin isitilmasi isi burun kilcal damar agindan yayilan isi radyasyonu ile olmaktadir. Atmosfer havasi burna 0°C ile25°C arasinda geldiginde vucut isisinda en fazla 1 derecelik oynama yapabilir. '

 

6- Inspirasyon havasinin suzulmesi: Burnun havadaki tozlari ve mikroplari tuttugu cok eskiden beri bilinmektedir. Fakat son zamanlardaki arastirmalar burundaki mekanik, biyolojik ve serolojik vasitalara ilâveten burunda toz ve mikroplari tutup, ilerlemelerine mâni olan "elektrostatik suzme mekanizmasi" denen bîr barajin mevcut oldugunu gostermistir. Yapilan bir arastirmada suspansiyon halindeki cisimlerin 0.04 volt elektrikle yuklu olduklari gosterilmistir.

 

7- Kendi kendini temizleme fonksiyonu: Solunum havasi isitilmis, nemlendirilmis ve temizlenmis halde akcigerlere giderken, burunda bir baska fonksiyonlar sistemi harekete gecmektedir. Bu fonksiyonlar unitesinde vazifeli sistemler sunlardir:

 

a) Burun hucrelerinde bulunan titrek tuyler ve siliyar faaliyet,

 

b) Burun salgisi,

 

c) Burnun mikrop oldurucu ozelligi, c) Burun ifrazatindaki H iyonu konsantrasyonu.

 

Bu sistemler icinde siliyar faaliyet ve burun mukusunun (salgisinin) ehemmiyeti cok buyuktur. Tek katli silindrik epîtelden yapili ust solunum yollari mukozasinda bulunan her bir silindrik epitelde takriben 250 silia denen titrek tuy ve 150 mikrovillus denen cikinti vardir. Beher mikronkarede ise 24-35 tane silia bulunur. Burunda bulunun silialar dakikada 250 defa saga ve sola salinim hareketi yapmaktadirlar. Irinli vasatta bile bu hareketlerine devam ettikleri gibi, olumlerinden sonra bile 72 saat sure ile bu hareketlerine devam ederler. Oksijensiz ortamda dahi calismalarim surdururler.

 

Yapilan bir calismada silialarin, olumden 112 saat sonra bile calistiklari gosterilmistir. 112 saat buzdolabinda kalan kadavralarin burunlari serum fizyolojikle yikanirsa silialarin tekrar harekete basladiklari bildirilmistir.

 

Burun mukusu ise doner kayis gibi devamli hareket halinde olan bir salgidir. Hareketin surat ve yonu bulundugu bolgeye gore degismektedir. Bu harekete siliyar faaliyet ve yutkunma refleksi sebep olmaktadir.

 

8- Konusmaya yardimi: Girtlaktan gecen nefes sadece belirli frekansta seslerin cikmasina sebep olur. Ondan sonra sesin yukseltilip renklendirilmesi burun ve sinuslerin yardimi ile olmaktadir. Burnun tikali oldugu durumlarda konusma bozulur ve kisi M, N ve G gibi harfleri cikartamaz.

 

9-Umumî duruma tesiri: Inspirasyon ve ekspirasyon havasinin burundan gecisi sirasinda duvarlara yaptigi pozitif ve negatif basinclar kisinin kendini iyi veya kotu hissetmesine sebep olmaktadir.

 

Cok kisa olarak hulâsa etmeye calistigimiz burun ve onun vazifeleri bu organimizin yaratilis sirlarinin cok az bir bolumunun izahi olsa gerektir. Ilerde yapilacak arastirmalar ile degil burnumuzun, onun bir bolumunun ve hatta o bolumunun en ufak parcasinin hârikaligini idrâk ettigimiz zaman, Yuce Mimarinin bu muthis sanati karsisinda hayretlerimizi ifadeden âciz kalacagiz.


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...

Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok: