Ben Müslüman âlimiyim. Benim kalbimde iman vardır. Kendisinde iman olan bir şahıs, imanı olmayan şahıstan efdaldir. Ben onun karşısında kıyam etseydim mukaddesatıma hürmetsizlik etmiş olurdum. Onun için kıyam etmedim.
Kafkas cephesi komutanı Nikola Nikolaviç esir kampını teftiş ederken, Üstad Bediüzzaman'ın bulunduğu koğuşa girdi, burada bütün esirler ayağa kalktığı halde, Said Nursî'nin ayağa kalkmadığını ve kendisini umursamadığını gördü. "Acaba görmedi mi?" diye bir kaç defa daha önünden geçti. Fakat Bediüzzaman'ın tavrında herhangi bir değişiklik olmadı. Sonunda dayanamayıp ona niçin böyle davrandığını sordu. Al¬dığı cevap karşısında hayretten donakaldı. Bediüzzaman şöyle diyordu:
– Ben Müslüman âlimiyim. Benim kalbimde iman vardır. Kendisinde iman olan bir şahıs, imanı olmayan şahıstan efdaldir. Ben onun karşısında kıyam etseydim mukaddesatıma hürmetsizlik etmiş olurdum. Onun için kıyam etmedim.
Bu sözleri işiten Rus Başkomutanında hayretin yerini öfke aldı ve komutan, Bediüzzaman'ın derhâl divan-ı harbe verilmesini emretti.
Divan-ı harp kurulduğu zaman bile Üstad tavrını değiştirmedi, kendisi hakkında idam kararı verildikten sonra sadece şu talepte bulundu:
– Müsaade ediniz, abdest alıp namaz kılayım.
Ve ölümden perva etmeyen Said Nursî, dışarıda darağacı kurulurken huşû içinde dergâh-ı İlâhiyeye yöneldi.
Huşu içinde namaz kılarken, Rus subayları ve Üstad ile birlikte aynı kampta esir olan Alman ve Avusturya subayları hayretle kendisini seyrediyorlardı. Ölümle arasında beş-on dakikalık mesafe bulunan şahıs, nasıl oluyordu da, bu kadar sakin ve telaşsız ola¬bi¬liyordu?
İdam kararı verilince de, Bediüzzaman'ın yerine, esir Avus¬turya, Alman ve diğer Türk subayları telaşlandılar ve onun Rus kumandandan özür dilemesini rica ettiler. Çünkü hepsi de Üstad'ın nasihatlerine alış¬mış ve onu çok sevmişlerdi. Ancak Üstad, bu teklifi reddetti ve inancı uğruna seve seve ölüme gitmeye hazır olduğunu söyledi.
Namaz bitince Nikola, beklenmedik bir davranış gösterdi. Bir asker olması hasebiyle, bu cesaret, bu kararlılık, bu kahramanlık karşısında hayranlığını saklayamadı ve Bediüzza¬man'ın yanına giderek şöyle dedi:
– Beni affediniz. Sizin beni tahrik için bunu yaptığınızı zannediyordum. Hakkınızda kanunî muamele yaptım. Fakat şimdi anlıyorum ki, siz bu hareketinizi imanınızdan alıyorsunuz ve mukaddesatınızın emirlerini ifa ediyorsunuz. Hükmünüz iptal edilmiştir, dinî salâhiyetinizden dolayı şayan-ı takdirsiniz. Sizi rahatsız ettim. Tekrar rica ediyorum, beni affediniz.
KAYNAK : Namazı yaşayanlar - Said Demirtaş
Gönderin, blog oluşturun ve dünyanızı aileniz ve arkadaşlarınızla paylaşın - Windows Live Spaces, hayatınızı paylaşmak daha da kolaylaştı! Şimdi ücretsiz Windows Live Alanınıza gidin Buraya tıkla!
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...
Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder