dinî vazife ve mükellefiyetlerin de başladığı zamandır. İslâm hukukuna
göre, büluğ ile kişi kendine, başkalarına ve Allah Teâlâ'ya karşı
mes'ul hâle gelir. Ve bazı vazifeler yerine getirmekle mükellef olur.
Bu bakımdan, geçmişte belli bir yaş sınırıyla bazı haklar ve vazifeler
verilmekte ve bunlar kişiye değişmekte idi. Evlilik, bir ergin kişinin
hayatındaki en önemli vâkıa olarak değerlendirilmektedir. İslâm
hukuku, evliliği, sıhhatli bir nesil yetiştirilmesinin ve dolayısiyle
sağlıklı bir cemiyete sahip olabilmenin tek yolu olarak görür.
Müslüman-Türk âile hayatının temelinde Peygamber Efendimiz(s.a.v.)'in,
"Erkeğin cenneti evidir"sözü yatmaktadır. Kumar, içki, fuhuş ve her
türlü ahlâksızlığın yasak olduğu Osmanlı cemiyetinde ev ve âile
esastı. Hatta pek çok mesîre (gezinti) yerleri âileler için teşekkül
ettirilmişti.
Akrabalık bağları karşılıklı mes'uliyet ve mükellefiyetler gerektirir.
Ecdâdımız akrabalarına günlük ictimaî hayatta, müsafirlikte, düğün ve
cenaze gibi hallerde, zor durumlarda her türlü yardımı yaparlar,
hiçbir fedâkarlıktan geri durmazlar. Gerek âile ve gerekse cemiyet
hayatında, küçükler büyüklere saygı, büyüklerde küçüklere sevgiyi
cennete giden bir yol, rızâ-i ilâhiye kavuşturacak bir vesîle olarak
kabul ederler... Yaşlılar her zaman âile bakılmışlardır.
Ecdâdımız âileye ve âile fertlerine karşı mes'uliyet, mükellefiyet v
vazifelerini yerine getirmede destek olabilmesi için, iki büyük
müessese kurmuşlardır.
1-Maddî destek kaynağı olan VAKIFLAR,
2- Mânevî destek kaynağı olan DEGÂHLAR...
Bu müesseseler, ecdâdımız Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde en yüksek
seviyede tatbikata geçirilmiş ve cemiyetin pek çok yükünü
üstlenmişlerdi. Binlerce vakıf insanlara ırk, din, renk, milliyet,
cinsiyet ve sınıf ayırımı yapmadan hizmet vermişlerdir. Sadece Allah
rızası için... Dergahlar ise, Allâh'ın veli kullarının riyâset ve
nezâretinde bir çeşit tesânüd (sosyal dayanışma), mânevi huzur ve
ferahlama merkezleriydi. Dergahlar kan bağı üzerine değil de Allah
aşkı ve rızâsı üzerine kurulmuş müesseselerdi.
Hulâsa, cemiyetin sağlıklı ve güçlü olması, ancak âilelerin sağlıklı
ve güçlü olmalarıyla mümkündür. Bu bakımdan âilenin birliğine,
bütünlüğüne ve âile fertlerinin maddî ve mânevî yönden iyi olmalarına
ehemmiyet vermeliyiz. Âile; karşılıklı itimat, doğruluk, dürüstlük,
mes'ûliyet, bağışlama, sabır, musâmaha, şefkat, sevgi ve saygı
esasları üzerine binâ edilir. Bu güzel hasletleri hiçbir zaman gözardı
etmemeliyiz.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...
Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder