yarın gece inşallah kadir gecesi muhtemel gecelerden Rabbim hakkıyla idrak etmeyi nasip etsin.bu gece de üstad Bediüzzaman hz. ş.urfa da hicri takvime göre Ramazan ayının 25.gecesi vefat yıldönümü bu vesile ile aziz üstadı da Rahmetle anıyor ve onun bize bıraktığı ne büyük mirası olan iman hakiketlerine yani Risalei Nur külliyatına bu asrın manevi reçetesine göz atmanızı tavsiye ediyorum.anlamıyorum demek yerine biraz kapasitemizi zorlayalım zahmetsiz rahmet olmaz unutmayalım.hakkıyla okuyunca üstad ın niye benimle görüşmek istenler risalei nurları okusunlar çünkü onlaraı okuyanlarla manen görüşürüz dediğinin idrakinede varacağız inşallah..baki selam ve dua ile hayırlı geceler daim dua ile
Kadir Gecesi
En nurlu ve feyizli geceyi Kadir Gecesinde idrak ederiz. Kur\'ân\'da adı geçen tek ay Ramazan ayıdır; tek gece de Kadir Gecesidir. Bu bereketli saatlerin şeref ve kıymetini Kâinatın Rabbi Sevgili Habibine haber vermektedir. Bu gecenin faziletine o kadar değer verilmektedir ki, o vakitlerde tecelli edecek rahmetin ve ruhanî hâdiselerin anlatılması için müstakil bir sûre inmiştir. Bu sûre Kadr Süresidir.
Yine Cenâb-ı Hak bu gecenin kudsiyetini bildirmek için beş âyetli bir sûrede üç defa \"Leyletü\'l-Kadr\" ifadesini açıkça zikretmektedir:
\"Şüphesiz, o Kur\'ân\'ı Kadir Gecesinde indirdik. Bilir misin, Kadir Gecesi nedir? Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır.\"
Ulvî hâdiseler de sûrenin sonunda şöyle ifade buyurulur :
\"O gecede melekler ve Cebrail Rablerinin izniyle her iş için arka arkaya iner. O gece, tan yerinin aydınlanmasına kadar bir selâmettir.\"
Kadir Gecesinin en önemli özelliği, cin ve insanlara iki cihan saadeti bahşeden, kâinat kitabının ezelî bir tercümesi olan yüce kitabımız Kur\'ân-ı Kerimin bu gecede ilk olarak dünya semasına indirilmesidir. Daha sonra ise ihtiyaca göre âyet âyet veya sûreler halinde vahyin mazharı Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselama Cebrail (a.s.) vasıtasıyla takdim edilmiş olmasıdır.
Yine bu mübarek gecede insanlığın ebedî refahına sebep olacak, ona bereketli bir ömrü kazandıracak bir fırsat verilmektedir. Bu geceyi dua, zikir ve ibadetle geçiren kişi, ancak seksen sene gibi uzun bir ömürde kazanabileceği ecir ve sevabı bir gecede elde etme bahtiyarlığına ermiş olacaktır.
Bu gecedeki İlâhî ziyafete ve Kur\'ânî sofraya başta Kur\'ân-ı Mübini Resulullah Aleyhissalâtü Vesselama vahiy yoluyla getiren Cebrail olmak üzere melekler de inerek şenlendirirler. Kalb ve basîreti açık olan mü\'minlere uhrevî âlemden manzaralar sergilenir. Meleklerin pey der pey inmesiyle yeryüzü manevî bir tazyike maruz kalır. Dünya adetâ onlara dar gelmeye başlar. Mü\'minlerin etrafını kuşatarak onlara Rablerinin bağış ve rahmetini müjdelerler. Tan yeri ağarıncaya kadar devam eden bu ulvi tecelli, ümmet-i Muhammed\'in gönüllerine engin bir huzur ve saadet dalgası estirir.
Kadir Gecesinde böyle nurlu hâdiselerin yıldönümlerini idrak ederiz. Onun kadrini bilmekle de feyiz ve bereketinden, dünyayı kuşatan nuranî havasından istifade etmiş oluruz.
Bin aydan hayırlıdır denmesinin hikmeti nedir?
\"Bin ay\" seksen üç sene dört aylık bir süreye tekabül eder. Geçmişteki salih kimselerin bir ömür boyu kazandıkları manevi mertebeyi bir gece içinde elde etme fırsatıdır. Resulullah (a.s.m.) sahabilere İsrailoğullarından bir kimsenin Allah yolunda bin ay boyunca silâhlı olarak cihat ettiğini anlatmıştı. Sahabiler bunu duyunca şaşırdılar ve kendi amellerini az, gördüler. Bunun üzerine Kadir Suresi indirildi.
Başka bir rivayette Peygamberimiz Sahabilere İsrailoğullarından dört kişinin seksen sene boyunca hiç günah işlemeden ibadet ettiklerini anlattı. Sahabiler bunu hayretle karşıladı. Cebrail Aleyhisselâm geldi, \"Yâ Muhammed, ümmetin o birkaç kişinin seksen sene ibadetinde hayrete düştüler. Allah sana ondan daha hayırlısını indirmiştir\" diyerek Kadir Suresini okudu ve, \"İşte bu senin ve ümmetinin hayran kalışından daha hayırlıdır\" buyurdu.(1)
Diğer bir rivayette Resulullah'a bütün ümmetlerin ömürleri gösterilmişti. Kendi ümmetinin ömrünü kısa görünce, ömrü uzun olan ümmetlerin amellerini düşündü. Kendi ümmetinin bu kısa ömürlerinde yaptıkları amellerle onlara ulaşamayacakları endişesi içinde üzüldü. Yüce Allah da Habibine, bu üzüntüsüne mukabil Kadir Gecesini vererek diğer ümmetlerin bin yılından daha hayırlı kıldı. (2)
Kadir Suresi bu hadiseler üzerine nazil olmuştur.
Bu sure, Sahabilerin üzüntüsünü hafifleten bir suredir.
Kadir Gecesinin Bu Kadar Faydalı Olmasını Nasıl Açıklarsınız?
Evet bir tek Ramazan, seksen sene bir ömür semeratını kazandırabilir. Leyle-i Kadir ise, Kur\'an'ın bildirmesiyle bin aydan daha hayırlı olduğu bu sırra kat'i bir delildir. Evet nasılki bir padişah, saltanatında belki her senede, ya tahta geçme merasimi namıyla veyahut başka bir şaşaalı cilve-i saltanatına mazhar bazı günleri bayram yapar. Halkını, o günde umumî kanunlar dairesinde değil; belki hususî ihsanatına ve perdesiz huzuruna ve has iltifatına ve fevkalâde icraatına ve doğrudan doğruya lâyık ve sadık milletini, has teveccühüne mazhar eder. Öyle de: Ezel ve Ebed Sultanı olan onsekiz bin âlemin Padişah-ı Zülcelal\'i; o onsekiz bin âleme bakan, teveccüh eden ferman-ı âlîşanı olan Kur\'an-ı Hakîm\'i Ramazan-ı Şerifte indirmiş. Elbette o Ramazan, mahsus bir bayram-ı İlahî ve bir meşher-i Rabbanî ve bir meclis-i ruhanî hükmüne geçmek, Cenab-ı Hakkın hikmetinin muktezasıdır. Madem Ramazan o bayramdır; elbette bir derece, adî ve hayvanî meşguliyetten insanları çekmek için oruca emredilecek.
Neden \"Kadir\" Gecesi?
Kadir Gecesi hüküm gecesi demektir. Duhan Suresinde açıklandığı üzere İlâhi takdirce belirtilen hükümler Kadir Gecesinde ayırd edilir. Bu anlamda Kadir Gecesine takdir gecesi diyenler de vardır. Aslında eşyanın, işlerin ve hükümlerin miktar ve zamanları ezelde takdir edildiği için burada söz konusu olan takdir, önceden tespit edilen kader programının yerine getirilmesiyle ilgili planların hazırlanmasıdır. (3)
\"Kadr\" kelimesinde \"tazyik\" manası da vardır. Buna göre o gece yeryüzüne o kadar çok melek iner ki, dünya onlara dar gelir.
Bir hadiste, \"O gece yeryüzüne inen meleklerin sayısı çakıl taşlarının sayısından çok daha fazladır\" buyurularak buna işaret edilir. (4)
Kadir Gecesinin Ramazan\'ın hangi gecesine rastladığı hususunda pekçok rivayet olmakla birlikte, Ramazan\'ın son on gününde aranması tavsiye edilmiştir. Bazı hadis-i Şeriflerden de 27. gecesine denk geldiği bildirilmektedir. \"Onu yirmi yedinci gecede arayınız\" mealindeki hadis bu hususa işaret etmektedir. (5)
Bu rivayetlerin ışığında, İslâm âlimleri Kadir Gecesinin Ramazan\'nın yirmi yedinci gecesi olarak kabul etmiş ve böylece Müslümanlar o geceyi Kadir Gecesi niyetiyle ihya edegelmişlerdir.
Bunun için mü\'minler mümkün mertebe, vakit ve imkânları ölçüsünde Kadir Gecesini değerlendirmeye çalışırlar. Uyku ve istirahatla geçirmemeye gayret ederler. Çünkü bu gecede herbir Kur\'ân harfine otuz bin sevap verilmektedir. Diğer ibadetlerin sevabı da o nisbette artış göstermektedir.
Kadir Gecesini değerlendirmek ve o vaktin feyiz ve bereketinden istifadeyi arttırmak için namaz kılınır, Kur\'ân okunur, Kur\'ân tefsirleri mütâlâa edilir. Zikredilir, salavat-ı şerife getirilir. Dualar edilir, Allah\'a niyaz ve tazarruda bulunulur. Fakir ve kimsesizler doyurulur, bol bol sadaka verilir. Hâsılı her vesileyle vakit nurlandırılır. Kadir Gecesinin getireceği büyük kazanç hakkında rivayet edilen hadisler en güzel teşvik mahiyetini taşımaktadır.
\"Kim inanarak, sevabını ancak Allah\'tan bekleyerek Kadir Gecesinde kıyam üzere olursa (uyanık kalıp ihya ederse) geçmiş günahları affedilir.\" (6)
Bu gecede nasıl dua edelim?
Bunu da Hazret-i ÂiŞe (r.a.) vasıtasıyla yine Peygamberimizden, öğrenelim:
\"Dedim ki, \'Yâ Resulallah, Kadir Gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim?'
Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam \"Allahümme inneke afüvvün tuhibbü\'l-afve fa\'fu annî (Allah'ım, Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle) dersin\' buyurdu\"
Kaynaklar
1) Hak Dini Kur an Dili. 6:4592
2) Muvatta. ıtikâf:6
3) Duhan Suresi, 3.
4) Hak Dîni Kur\'ân Dili, 9:5970.
5) Müsned, 2:27.
6) Buhari, Siyam: 71, ıbni Mâce, Dua
Ahmet ÖZDEMİR | |
Bediüzzaman Said Nursî aramızda |
Hicrî 1429 yılındayız.
Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin 50. vefat yıldönümü.
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri vefat ettiğinde takvim yaprakları H. 1379 Ramazan ayının 25'inci gününü gösteriyordu. Bu M. 23 Mart 1960 Çarşamba günü idi. Saat ise, 03.00'tü.
Talebeleri başına toplandılar. Sahur vakti geçmiş, yeni bir gün başlamıştı. Urfa minarelerinden sabah ezanı okunuyordu. Talebeleri, Üstadın her zamanki gibi kalkmasını ve "Sabah namazı girdi mi?" diye sormasını bekliyorlardı. Fakat Üstad kalkmıyor ve namaz vaktini de sormuyordu. Buna bir mânâ veremediler. Hâlbuki o çoktan derin âlemlere uçmuştu. Rabbine kavuşmuştu.
Sabahleyin vâiz Ömer Efendiyi çağırdılar. Ömer Efendi gelip duruma bakmış ve yaşlı gözlerle "İnnâ lillah ve innâ ileyhi râciun" diyebilmişti. Böylece talebeleri, Üstadlarının vefat ettiğini o an öğrenebildiler. Az sonra otel sahibi Mehmet Efendi gelmiş, kapı aralığından durumu fark etmiş ve "eyvah!" diyerek dizlerine vurarak feryat etmeye başlamıştı.
Haberi alan il emniyet müdürü hemen doktor gönderip muâyene ettirdi. Doktor "Allah, Allah! Çok ateşli, vefat etmiş. Fakat hiç ölüm haline benzemiyor. Yalnız bu zatın hemen kalkmasını istemiyorum. Biraz kalsın. Ben şüpheleniyorum" dedi. Daha sonra doktor ölüm raporunu yazdı. Arkadan tereke hâkimi gelerek Bediüzzaman Hazretlerinin saat, cübbe, sarık ve yirmi liradan ibaret dünya malını tespit etti. Bunların kardeşine verilmesine karar verdi.1
Vefat haberini alan binlerce Urfalı otelin önünü doldurdular. Bütün illere telgraflarla, telefonlarla Bediüzzaman'ın vefat haberi duyuruldu.
Vefat haberi kısa sürede yurdun dört bir yanına yayıldı. Haberi alan on binlerce insan Urfa'ya akın etti. Öğleden sonra techiz ve tekfin işleri yapıldı. Bu sırada Bediüzzaman'ın naşının üzerinde binlerce güvercinler uçuşurken, hafiften damla damla yağmur da yağıyordu. O gece cenaze camide kaldı. Sabaha kadar hatimler, duâlar yapıldı. Cami buraya gelenlerle dolup taşmaya başlamıştı.
Cenaze namazı 26 Ramazan Perşembe günü ikindi namazını müteâkip vali, belediye başkanı ve on binlerce insanın katılımıyla Ulu Cami'de kılındı. Şehirde bir sessizlik hâkim olmuştu. Adeta Urfa halkı işini gücünü bırakmış cenazeye katılmıştı. Ulu Cami'den dergâha uzanan 1,5 km'lik yol ancak iki saatte alınabilmişti. Bediüzzaman'ın cenazesi eller ve parmaklar üstünde dergâha getirilip oradaki iki kubbeli lâhde defnedildi. Bazı yerlerde cenazeye gelemeyenler tarafından gıyabî cenaze namazı kılındı. Basında vefat haberi birinci haber olarak yankılandı.
Bediüzzaman Hazretlerinin kabri o günden itibaren ziyaretgâh halini almıştı. Duyanlar sıraya geçmişti. Gerçi Said Nursî hayatta iken ziyaretçilerden sıkılırdı. Bu durumu mektuplarında defalarca ifade etmişti. Mezarının ziyaret edilmesine gönlü razı değildi. O "Dostlar uzaktan ruhuma Fatiha okusunlar, mânevî duâ ve ziyaret etsinler. Kabrimin yanına gelmesinler. Fatiha uzaktan da olsa ruhuma gelir. Risâle-i Nur'daki âzamî ihlâs ile bütün bütün terk-i enâniyet için buna bir mânevî sebep hissediyorum. Kendini Risâle-i Nur'a vakfetmiş olan, yanımda bulunanlardan nöbetle birer adam kabrimin yakınında olup, bu mânâyı, lüzumsuz ziyarete gelenlere bildirsinler" diyordu.2
Ülkede 27 Mayıs darbesi olmuş, demokratlar iktidardan uzaklaştırılmış ve ordu idareye el koymuştu.
Ona hayatta rahat yüzü göstermeyen zihniyet, mezarında da rahat bırakmadı. Uydurma gerekçelerle vefatından aylar sonra 11 Temmuz gece yarısı mezarını parçalayarak onun cenazesini uzak diyarlara kaçırdılar. Bunu yaparak Bediüzzaman sevgisini yok edeceklerini sandılar. Fakat aldandılar.
Bediüzzaman mezarının kırılacağını yıllar önce hissetmiş ve "Yıkılmış bir mezarım ki, yığılmıştır içinde"3 diyerek haber vermişti. Hatta devamında "Saidden yetmiş dokuz emvat bâ-âsam âlâma" diyerek, Hicrî vefat tarihi olan 1379 tarihine de işaret etmişti. O İslâm'ın geleceğiyle ilgili müjdeler de vermişti aynı satırlarda.
Şimdi o her zamankinden daha çok seviliyor. Adeta ölümü mânevî bir bomba gibi her yerde etkisini gösteriyor. İnsanlar onun sevdalısı olmuş. Kadirşinas Urfalılar her yıl onun vefat yıldönümüne rastlayan Kadir Gecesinde hatimler ve mevlidler okutuyorlar. Risâle-i Nurlar elden ele, dilden dile dolaşıyor. Kitap fuarları Risâle-i Nurlarla şenleniyor. Bugün Bediüzzaman'ın mezarının nerede olduğu bilinmiyor belki. Fakat onun ismi ve dâvâsı sadece yurt sathına değil, dünya sathına yayılmış. Artık o gönüller üzerinde taht kurmuş, bulunduğu yerden bizleri tebessümle seyrediyor. O maddeten bizden ayrılmış, fakat mânen aramızda yaşamaya devam ediyor.
Not: Okuyucularımın Kur'ân-ı Kerîm'in ifadesiyle bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesini tebrik eder, hayırlara vesile olmasını dilerim. Bediüzzaman'a ve onun dâvâsına gönül verenlerin vefat haberlerini gazetemizde okuyoruz. Okuyucularımız taziye vererek bize de duyurmuş oluyorlar. Vefat eden bütün ağabey, abla, kardeş ve bacılarımıza Ramazan-ı Şerif'in hürmetine Allah'tan rahmet, aile ve yakınlarına sabr-ı cemiller diliyorum. A.Ö.
Dipnotlar:
1- Necmeddin Şahiner, Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursî, s. 421
2- Emirdağ Lâhikası, s. 417
3- Sözler, s. 635 |
" birimiz şarkta, birimiz garpta, birimiz mazide, birimiz müstakbelde, birimiz dünyada, birimiz ahirette olsak biz birbirimizle beraberiz"
Tamamıyla yeni Windows Live Messenger ailesine katıl Buraya tıkla!
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...
Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder