27 Eylül 2008 Cumartesi

(Namaz Zamanı) gölge et ama ne olur gölge olma!

Gölge et, ama ne olur gölge olma!


Sinoplu Diyojen yanlış söylemiş. "Gölge etme" diyeceğine, keşke "gölge
olma
başka ihsan istemem" deseydi hatırını soran Makedonyalı İskender'e.
Siz, hesap yaparken, bir şeyin gölgesini hesaba katar mısınız? Ben
katmam.
Çünkü gölgeler solda sıfır gibidirler; bin tane gölge bir 'şahsiyet'
etmez,
tıpkı soldaki bin tane sıfırın toplam değerinin yine sıfır olduğu
gibi.

İnsanlar ya gölgedirler, ya da şahsiyet. Gölge iseler, gölgesi
oldukları
biri vardır; yani kölesi oldukları biri. O birine, siz 'gölgeci' de
diyebilirsiniz. Gölgeci, insanları kendisinin gölgesi olarak görmekten
zevk
duyar. Ve hiçbir gölge iradeli hareket edemez.

Gölgelerin ne sevgileri gerçek sevgidir, ne de nefretleri sahici
nefret.
Onlar, kendisinin patlıcanın değil padişahın dalkavuğu olduğunu
söyleyen
muzip gibidirler; sevgi ve nefretleri gölgecininkine ayarlıdır. Emirle
severler, emirle nefret ederler.

Oysaki şahsiyetler, kendilerine ait bir kafa ve kendilerine ait bir
yürek
taşıdığının bilincinde olan insanlardır. O kafayı düşünmek, analiz
yapmak,
yerinde onaylamak ve yerinde reddetmek için; o yüreği de duymak,
sevgiye
değer olanı sevmek, inanmaya değer olana inanmak, nefreti ve inkarı
gerekli
olandan da nefret etmek ve reddetmek için kullanırlar.

Gölgenin "ben idraki" olmaz; dolayısıyla "omurgası" da olmaz. Bu
nedenle,
hiç bir gölge hiç bir zaman "bir başkası olmaktan" kurtulup "kendisi"
olamayacaktır. Ve omurgası olmayan hiç bir gölge, hiç bir zaman dik
duramayacaktır.

Gölgelerle yapılan siyasetin içerisinde "şahsiyeti" aramak da beyhude
bir
uğraştır elbet. Gölgelerin yaptığı siyasetin omurgalı olmasını
beklemek
abesle iştigaldir. Dik durulması gereken yerde, dik durmasını
bekledikleriniz yerlerde sürünüyorlarsa, gerçek nedeni işte budur.

Tarihi bir tecrübedir: Kadrolar şuurlandırılır, kitleler
şartlandırılır.
Peki bizde nasıl yürür bu işler: Kadrolar şartlandırılır, kitleler
şuurlandırılmaya çalışılır. Bu ikincisi olmayacak iş.

Gelelim kadrolara... Evet, kadrolar şartlandırılır, çünkü
şuurlandırılırsa,
başlarında buldukları demirbaşların konumunu sorgulamaya, onların
oraya
hangi çaba, liyakat ve vasıfla çıktıklarının hesabını istemeye
başlarlar.

Onun için de, gölgeci liderler şu ezeli taktiği uygularlar: Dama çık,
merdiveni çek. Merdiveni çek ki, senden sonra kimse senin çıktığın
yere
çıkamasın. Ondan sonrası kolay: Bir yandan "Hadi aslanlarım, koşun,
geride
kalanı elerim!" salvoları, bir yandan da "O kadar da değil, beni
geçeni
vururum!" tehditleri.

Tüm sorunumuz, insan kumaşının kalitesinde düğümleniyor. Kumaşı
kaliteli
insanları siyasete taşırsanız, kaliteli siyaset üretirler; ticarete
taşırsanız, kaliteli ticaret. Tersi de geçerli. O halde, en akıllıca
yatırım, siyasetten de, ticaretten de önce, insan unsuruna olan
yatırım.

Tabi ki, hayatın alanları, birbiriyle bıçak sırtı gibi ayrılan şeyler
değildir. Ne ki, "Ne yapmalı?" sorusunun doğru cevabı da "Nereden
başlamalı?" sorusundan bağımsız bulunamaz. Geleceğin inşası için
harekete
geçen bir kitlenin, politikaya yatırımının insan unsuruna olan
yatırımına
oranı, bir buz dağının su üstündeki kısmının su altındaki kısmına
oranı
kadar olmalıdır. Yalnızca böyle yapan bir hareket, toplumsal dönüşümün
lokomotifi olmayı hak eder ve yaşadığı zamanın aktif öznesi olur.
Değilse,
kendisine umut bağlayan kitlelerin umutlarını yad ve yabancı
lokomotiflerin
hoyrat emellerine peşkeş çeken birer vagon olurlar ki, bu tam da
yaşadığı
zamanın "pasif nesnesi" olmaya tekabül eder.

Bütün bunları bana hatırlatan, Rasulullah'ın Buhari tarafından
aktarılan
bir hadisi oldu. Burada aktarayım, bakalım size neler hatırlatacak:
"İnsanlar da develer gibidir: Bazen yüz tanesi bir arada bulunur da,
içlerinden, binmek için bir tane bile bulamayabilirsin."

mustafa islamoğlu

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...

Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok: