İslam hukukunda bazı hükümlerin ortaya konulmasında kullanılan sedd-i zeraî diye bir delil vardır ki, buna göre normalde mübah olan bazı ameller, kişiyi neticesi itibariyle günaha götürdüğünden dolayı günah addedilirler. Şayet sedd-i zeraîyi kaba çizgileriyle, top yekün fenalıklara giden yolları kapatarak, yaşama ortamını emniyet altına almak şeklinde yorumlayacak olursak, birçok meselenin bu bakış açısıyla açıklığa kavuştuğunu görürüz. Mesela bu zaviyeden zina haram olduğu gibi, kişinin zina yapmasına sebep olabilecek harama bakma, yabancı bir bayanla yalnız kalma, avret yerlerini kapatmama veya kadınların fitneye sebep olabilecek hal ve tavırlara girmeleri gibi bir kısım fiiller de haram olur. Nitekim Kur'an'da "zina yapmayın" yerine "zinaya yaklaşmayın" denmesi ne kadar manidardır. Öncelikle chatleşmeye meseleye bu zaviyeden bakabiliriz. Yani internette chatleşmeler ne gibi neticeler doğuruyor?
Yine usul-u diniyeden olan ve sedd-i zeraîyle aynı manaya gelen bir usul kuralı daha vardır: "Vesileler hangi maksada hizmet ediyorsa onun hükmünü alır." Buna göre internette gerçekleşen bu karşılıklı konuşmalarla bizim ulaşmak istediğimiz maksat nedir? Veya bu tür karşılıklı ilişkilerin varıp dayandığı nokta neresidir? Acaba hakikaten hayırlı bir işe mi vesile oluyoruz? Yani konuştuğumuz kişiyle evlenmeyi mi düşünüyoruz? Yoksa karşımızdaki kişiye dinimizi anlatmak gibi bir kastımız mı var? Eğer böyle değil de chatleşen kimseler netice itibariyle günaha giriyorsa yani bu kişilerin ahlaki kişiliği zarar görüyor, chat tiryakisi olarak zamanını israf ediyor, karşısındaki insana yalan söylüyor, internet ortamında müstehcen şeyler konuşuluyor ve bu durum onların ailesini ve arkadaşlarını ihmal etmesine sebep oluyorsa hatta bunların da ötesinde işin sonu zinayla neticeleniyorsa baştan itibaren bilgisayar başında geçirilen bütün zamanların günah olacağını söyleyebiliriz. Biliyor ve duyuyoruz ki, bu türlü konuşmalar neticesinde gayr-i meşru ilişkiler yaşanıyor, dolandırıcılıklar ve kandırmalar vuku buluyor, cinayetler işleniyor ve birçok aile yıkılıyor, Nitekim Cumhuriyet Üniversitesi tarafından ortaya konulan bir araştırma, chatleşmeyle ilgili acı gerçeği gözler önüne seriyor. Bu araştırmaya göre internet kafelere gidenlerin yüzde 43'ünün "chat" yaptığı ve bunların yüzde 36'sı arkadaş bulmak, yüzde 14'ü flört, yüzde 34'ü sıradan konuları konuşmak için, yüzde 6'sı da müstehcenlik hedefli chatleşiyorlar. Öyleyse dönüp kendimize soralım: Ne için chatleşiyoruz? Kaldı ki, dinimizin bize öğrettiği en önemli prensiplerden biri de, insanın nefsine güvenmemesidir. Nefis, her daim günahı emreder, insanı günah işlemeye zorlar. İçte böyle potansiyel bir düşman varken, insan her halde rahat rahat günah ortamlarına dalamaz/dalmamalı. Dini tebliğ etmek mi? Diğer yandan bazen hayırlı niyetlerle bu tür diyaloglara giriliyor ancak sonuç itibariyle hayırlı olmuyor. Çünkü bir kişinin karşı cinsle sıkı bir diyaloga girip konuşması ve aynı zamanda kalp temizliğini ve düşünce duruluğunu muhafaza edebilmesi çok zordur. Hele internet gibi hiçbir kontrol mekanizması olmayan bir ortamda, her an duygu ve düşünce sapmalarının yaşanması an meselesidir. Bunun için eğer internet üzerinden başkalarına dinimizi anlatmak istiyorsak, bunu hemcinslerimize karşı yapalım. Ve bırakalım bayanlara bayanlar, erkeklere de erkekler tebliğde bulunsun. Böylece kaygan bir zeminde dolaşmamış oluruz. Diyebilirsiniz ki, bir bayanın erkeğe ya da bir erkeğin bayana dini anlatması sonucunda, hidayet söz konusu olamaz mı? Bir erkek bir bayanı irşad edemez mi? İrşad ettikten sonra da evlenmesi mümkün değil midir? Bu soruya şöyle cevap verebiliriz: "Mevhum müsbet neticeler, muhakkak menfi neticeye tercih edilmez." Yani, genellikle ve büyük bir ihtimalle sonu olumsuz olan, insanı olumsuz duygulara iten böyle bir diyalog, çok nadir rastlanabilecek, iman dairesindeki mutlu bir evlilik ihtimaline bina edilemez. Yaşanan yüzlerce olay ve yıkılan onlarca aile, bu sözlerimizi ispata yeter. Eğer böyle bir durum oldu ve bir erkek, bir bayanla dini meseleleri konuşmaya başladıysa, bir tarafın diğerini irşadı da söz konusuysa, bu mesele kısa zamanda ilgili kitaplara ve yetkili hemcinslere havale edilmeli ve aradan çekilmeli. Bir de eğer biz birilerine dinimizi anlatmak suretiyle faydalı olmak istiyorsak buna çevremizden başlamalıyız. Yani önce kendi ailemizle, akrabalarımızla ve arkadaşlarımızla ilgilenmeli ve bu daireyi dışa doğru genişletmeliyiz. Yoksa yakın çevremizi ihmal ederek internette tanımadığımız kimselere faydalı olma mülahazası doğru değildir. Hâsılı, bize düşen, sedd-i zeraî prensibine uyarak, tehlikeli zeminlerde dolaşmamak, emin yerlerde durmaktır. Unutmayalım, günah, içerdiği şüphelerle insanın içini rahatsız eden ve kalpte gel gitler yaşatan şeydir. Son olarak bir hususu daha hatırlatalım ki, günah günahı çeker. Bundan dolayı hiçbirimiz hiçbir zaman nefsimize güvenmeyelim.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder