Insan Abdulhamid'in sakli yuzu
Sultan Abdulhamid, zamane yoneticileri gibi devlet hazinesinden yigitlik yapmaz, her yil cocuklugundan beri biriktirdigi sahsi hazinesinden bir miktar parayi borcunu odeyemedigi icin hapse dusenleri kurtarmaya tahsis ederdi.
Burhan Felek, cocukluk hatiralarini topladigi "Hayal Belde Uskudar"da Abdulhamid donemine rastlayan kendi sunnet dugununde bizzat padisahin gonderdigi ceyrek altini avuclarina aldigi zamanki heyecanini unutamadigini yazar. Tahta cikis yildonumu olan 19 Agustos tarihinde toplu sunnetler duzenleten Abdulhamid, boylece bugun dahi devam eden bir cift gelenegi ; sunnetlerin Agustos ayinda yapilmasi gelenegi ile toplu sunnet torenlerini baslatmis oluyordu. Artik torenlere ceyrek altin gonderen bir Abdulhamid Baba yok; gerci ama onun ayak izini aramizda gorebiliyoruz hepimiz.
Iste "Atiye" ismini Urfa'daki bir aileye kadar yayginlastiran sey, sultanimizin, Tanzimatla birlikte kimyasi bozulan Devlet Baba imajini diriltmek ve sahipsiz olmadiklari duygusunu halka yeniden asilamak icin gosterdigi olaganustu cabanin sonucuydu. Kitleleri sarip sarmalayan ve kendilerini bir buyuk ailenin uyeleri, padisahi da babalari gibi gormeleri yonunde gudumleyen Abdulhamid'in, bakanlarini ve vezirleri de yanina alarak halka o soguk gunlerde yakacak temin etmek icin nasil seferber oldugunu yazmiyor maalesef tarihlerimiz.
Onlar yazmiyor diye, yapilan iyilikler karsisinda kalem sonsuza kadar susacak degil elbette. Iste Bogazici Universitesi ogretim uyelerinden Nadir Ozbek, ABD'de hazirladigi doktora tezinde (Iletisim Yayinlari tarafindan "Osmanli Imparatorlugu'nda Sosyal Devlet" adiyla 2002'de yayinlandi), Abdulhamid'in bu yardimsever yonune buyutec tutuyor ve ortaya inanilmasi guc bir tablo cikiyor: Aydinlarin Kizil Sultan dedikleri Abdulhamid'i halkimizin hâlâ neden bu denli sevdiginin ipuclarini buluyoruz bu kitapta.
Gorelim mi ipuclarindan birkacini?
Atiyye-i seniyyeler, padisahin genis bir kitleye sundugu hediyelerdir. Bu hediyeler, sunnet dugunlerine ceyrek altin gondermekle sinirli kalmamis, mezuniyet torenlerinde ogrencilere hediye kitap gondermekten tutun da, Uskudar'da itfaiyeci Mehmet Efendi'nin 7-8 yaslarindaki zavalli sakat kizina protez bacak yaptirmaya kadar uzanan gercek bir yardim seferberligine donusmustur adeta.
Mesela soguk gecen kis gunleri icin ozel bir komisyon kurulmus, bunlar evini isitacak imkâni bulunmayan haneleri tespit ettikten sonra Hazine-i Hassa Nezareti'nin tahsis ettigi 15,300 kurus karsiliginda 50 ton komur satin alip Istanbul'un yoksul halkina dagitmistir. Arsiv belgelerinden ogrendigimize gore, komurun dagitildigi bir semt halki o kadar memnun olmustur ki, padisaha bir tesekkur mektubu gondermistir. Yardimlarin yalniz Istanbul halkina yonelik oldugunu saniyorsaniz, Abdulhamid'in projesini anlamamis olursunuz. Mesela Filibe'nin fakirlerine komur yardimi yapildigini ve onlarin da padisaha tesekkurlerini belirten bir arzuhal sunduklarini gosteriyor arsivler.
Abdulhamid'in her tahta gecis yildonumunde aliskanlik haline getirdigi bir atiyyesi de, borclari yuzunden hapse dusenleri kurtarma operasyonudur. Zamane yoneticileri gibi devlet hazinesinden yigitlik yapmaz, her yil cocuklugundan beri biriktirdigi sahsi hazinesinden bir miktar parayi borcunu odeyemedigi icin hapse dusenleri kurtarmaya tahsis ederdi. Nitekim 1892 yilinda, dogum gununu vesile kilarak komisyona mahkûmlarin durumunu inceletmis, tahsis edilen miktarin gerekenden fazla oldugu anlasilinca affin kapsami genisletilmis ve aftan 50 kisinin daha yararlanmasi saglanmistir.
En iyisi carpici bir ornekle konuyu noktalamak.
29 Mayis 1899'da bir dilekce gelir Abdulhamid'e. 6 yil once sol bacagini kaybeden 26 yasinda bir genc, icine dustugu sefaleti anlatarak Sultan'dan durumuna bir care bulmasini ister. Abdulhamid, ilgilenmesi icin mektubu Bahriye Naziri Hasan Husnu Pasa'ya ulastirir. Pasa, raporunda bacagin kalcaya cok yakin bir yerden kesilmis oldugunu, bu nedenle de, takma ayagin bir korse ile bele baglanmasi gerektigini yazar. Hesap kitap yapilir. Protez, tam 18 liraya mal olacaktir. Konu bu defa Sadrazam Halil Rifat Pasa'nin masasindadir. Sadrazam paranin odenebilmesi icin padisahin onayini ister. Belgenin kenarina Abdulhamid'in zarif notu, takma bacagin parasinin atiye-i seniyyeden odenmesini buyurmaktadir. (Bkz. Yavuz Selim Karakisla'nin "Toplumsal Tarih" dergisinin Agustos 2003 tarihli sayisindaki yazisi.)
Talebi, 2 ay gibi kisa bir surede cevaplanan bu delikanlinin kim oldugunu mu merak ettiniz? Soyleyeyim : Bu talihli gencin ismi, Ahmet, Mehmet degil, Kirkor oglu Onnik'tir. Yani bir Ermeni cocugu! Osmanli milletlerini tek bir aile gibi yonetmek icin yapilan son soylu girisimlerdendi Abdulhamid'inki.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...
Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder