1 Nisan 2008 Salı

(Namaz Zamanı) Re: Avrupa tarihinin on büyük yalanı

Cümlemize amin! Selamlar...

On 30 Mart, 06:31, "Söz Okulu" <sozok...@gmail.com> wrote:
> mh
> Abdullah Aktan...
> yalanlar konusunda
> doğruya aracılık ettiğiniz  ve
> bizleri aydınlattığınız için teşekkür ederiz..
> Allah Sizi Doğrulardan Yazsın,
> Doğru Yapsın, Doğruluk uğruna yaşatsın,
>  Doğru Yaşatsın, Doğru olarak Öldürsün ve Sadık,
> Sıddik ve Salihlerle beraber haşr ü cem eylesin..
> bizi de size dahil eylesin.
> selamlar.. fg
>
> 21.03.2008 tarihinde abdullah aktan <abdullah.ak...@gmail.com> yazmış:
>
>
>
>
>
> > *Avrupa tarihinin 10 buyuk yalani*
>
> > * *
>
> > Cemil Meric, "Kartaca'nin tarihini Roma'dan dinledik" diye yazmisti. Roma
> > karsisinda maglup olan ve butun izleri silinen bu Afrikali devlet, tarihini
> > anlatacak bir Kartacali cikincaya kadar sessizligini koruyacak muhtemelen.
> > Avrupa'nin Kartaca'si olan Osmanli tarihini de Avrupa merkezli bir bakisla
> > okuyup okutmuyor muyuz? Biz de Osmanli'nin tarihini Avrupa'dan dinleyenler
> > safinda degil miyiz? Osmanli tarihini 'Viyana'ya gittik, Viyana'dan donduk'
> > sablonuna sikistirarak anlatma hastaligimizdan belli degil mi bu? Niye
> > Tebriz'e, Aden'e, dunyanin bir ucundaki Hindistan'in Goa limanina kadar
> > gittik demiyoruz da, Viyana'ya gitmeyi bu kadar onemsiyoruz? Ustelik
> > Viyana'nin Istanbul'dan mesafesinin sadece 956 kilometre oldugunu bile bile
> > soyluyoruz bunlari (oysa Osmanlilarin fethettikleri Bagdat'in Istanbul'a
> > olan mesafesi 1,334, Kirmansah'inki ise 1,579 kilometredir). Daha Yemen'i
> > dahil etmiyorum listeye, cunku olcum aletlerimizi maazallah patlatabilir.
>
> > Tarihimizle ilgili bilgilerimizde Avrupa bu denli sabit, degismez bir olcu
> > ise, bizzat Avrupa tarihiyle ilgili bilgilerimizde bu haydi haydi boyledir.
> > Bu yazida Avrupa'nin kendisi hakkinda uydurdugu, sonra da beyinlerimize
> > yerlestirdigi 10 yalana egilecek ve onlarin gozlerimize serap serpen kuyu
> > baslarinda beliren safligimiza beraberce gulecegiz. Buyurun.
>
> > * *
>
> > *1) Yunan mucizesi yalani*
>
> > * *
>
> > Antik Yunanlilarin insanlik tarihinde essiz bir mucize gerceklestirdikleri
> > tezi, kendi karanlik dunyasina fener tutmak icin cirpinan Avrupali aydinlar
> > icin afyon etkisi yapmis ve bu efsaneye can simidi gibi yapismislardir.
> > Neden? Cunku Ronesans yillarinda Avrupalilar ele gelir neleri varsa bunlari
> > Muslumanlardan aldiklarini biliyor ve Muslumanlar karsisinda icine
> > dustukleri asagilik kompleksinden kurtulabilmek icin onlarin haricinde bir
> > tutamak ariyorlardi.
>
> > Iste sozde Yunan mucizesi, bu iflah olmaz hastaliga bir tur sahte deva
> > olarak sunulmustu. Nitekim bu tez, hicbir ise yaramadiysa bile Yunan
> > halkinin Osmanli bunyesinden koparilmasi icin Avrupa capinda bir heyecan
> > dalgasina yol acti ve bagimsiz bir Yunan devletinin kurulmasiyla sonuclandi.
> > Oysa ne o gun Yunanistan'da yasayanlar Eflatun ve Aristo'nun torunlariydi,
> > ne de ortada herhangi bir mucize vardi. Ustelik Martin Bernal'in "Black
> > Athena" adli 4 ciltlik calismasinda yetkinlikle ortaya cikarttigi gibi,
> > "Yunan mucizesi" diye bilinen uygarligi kuranlar Yunanlilar degil, siyah
> > derili Afrikalilardi, yani Fenikeliler ve Misirlilar! Velhasil Yunan
> > mucizesi tezi, Romantiklerin icad ettikleri bir yalani pazarlama cabasindan
> > baska bir sey degildi.
>
> > * *
>
> > *2) Magna Carta yalani*
>
> > * *
>
> > Hangi akli evvelin kitabini acsaniz, dunyada demokrasinin ve anayasa
> > hukukunun baslangici olarak Ingiltere Krali I. John'un yetkilerini
> > kisitlayan Magna Carta adli belgeyi onunuze surerler. 'Adamlar daha
> > Selcuklular devrinde demokrasinin temellerini atmislar kardesim' yollu
> > konusmalara siz de sik sik rastlamis olmalisiniz. Oysa cok ozel bir durumdan
> > neset eden bu belgenin o gunku Ingiltere tarihi icin dahi "gerici" bir belge
> > oldugunu bilmek onemlidir. Bakin neden?
>
> > Bir kere 1215 yilinda imzalandigi bilinen Magna Carta'nin kral tarafindan
> > imzalanan orijinali degil de, kopyalari elimizdedir. Ikincisi, bu belge
> > ilerici degil, dupeduz gerici bir belgedir, cunku Kral, feodal beylere,
> > baronlara yeni vergiler yuklemek istiyor ve merkezî hukumetin gelirlerini
> > artirmaya ugrasiyordu; baronlar ise tam tersine, eski duzendeki vergilerin
> > aynen devami icin bastiriyorlardi. Iste krala imzalatilan belge, feodal
> > ayricaliklarin yeniden taninmasini getiriyordu, kaldirilmasini degil. Yani
> > ileriye gidisi degil, eskiye donusu amacliyordu.
>
> > Ancak tarihte yapilan bazi hareketlerin amaclanmamis sonuclar dogurmasi
> > nadir rastlanan bir durum degildir. Iste Magna Carta'yi imzalatanlarin
> > basina gelen de bu oldu. Onlar feodal sisteme donulmesi icin ugras verirken,
> > sonraki krallarin, cozumu feodal duzenin disinda aramalarina yol acmis,
> > boylece tahkim edeyim derken feodal duzenin yikilmasini kolaylastirmislardi.
> > Bu sebepledir ki, Kral I. John uzerinde uzmanlasan Johns Hopkins
> > Universitesi eski ogretim uyelerinden Sidney Painter, acikca "Magna Carta'da
> > demokrasi yoktur" diyebilmektedir. Cunku bu belge, Ingiliz feodalizminin
> > resmi beyanlarindan biridir sadece. Painter'in altini cizdigi bir baska
> > husus ise bu feodal gelenegin modern demokrasilerimizde yasamaya devam
> > ettigidir! (1808 Sened-i Ittifak'ini Magna Carta'nin gec bir yansimasi
> > olarak gosterenlerin 'gozune gozluk' diyelim mi?) Yani aslinda feodal duzen
> > yikilmadi, ruhu modern demokrasilere gecmis oldu sadece.
>
> > * *
>
> > *3) Ronesans yalani*
>
> > * *
> > "Ronesans" (Renaissance) kelime anlami itibariyle 'yeniden dogus' demek.
> > 19. yuzyil tarihcileri tarafindan aydinlik kabul ettikleri kendi caglarini
> > karanlik Ortacag'dan ayird etmek uzere icad edilen "Ronesans" terimi,
> > nedense fazlasiyla ciddiye alinmis ve sanki tarihte boyle bagimsiz bir donem
> > yasanmis gibi gosterilmistir. Oysa tarihte Ronesans'i meydana getiren
> > ustalarin yasadigi ve eserlerini ortaya koyduklari bir zaman diliminden soz
> > edebilmekle birlikte, oyle planli programli, tasarlanmis, basi ve sonu belli
> > bir donemi kesinlikle goremeyiz.
>
> > Insanin otoriteleri sorgulamaya basladigi donem olarak yuceltilen
> > Ronesans'in kendisi nedense sorgulanmaz, kutsal bir inek gibi cevremizde
> > doner durur. Oysa Lynn Thorndike adli uzman, daha 1943 yilinda sunlari
> > soyluyordu: "Hic kimse Ronesans'in ayri bir donem olarak varligini
> > ispatlayamadi; hatta bunu yapmak icin caba da gostermedi." Yani Ronesans'in
> > Orta Caglardan nasil ayirt edilebilecegini bilmedigimiz halde Ronesans'in
> > varligi hakkinda kesin bir dille konusabiliyoruz.
>
> > Iste gunumuzun en onde gelen Ronesans uzmanlarindan Peter Burke,
> > dikkatimizi Ronesans'in Latin ve Yunan kaynaklarina, yani binlerce yil
> > oncesine bir 'geri donus' hareketi oldugu noktasina ceker. Yani Ronesans
> > aydinlari, aslinda ilerici degil, gericidir. Nitekim genellikle Ronesans'in
> > humanist yazarlari arasinda zikredilen Montaigne, bazi bakimlardan Ronesans
> > aleyhtari degil midir?
>
> > *4. Amerika'nin kesfi yalani*
>
> > * *
>
> > Avrupa'nin aslinda epeyce gec kalmis "kesifler cagi", Kristof Kolomb'un
> > Hindistan'a gitmek icin yola cikip tesadufen Amerika'yi kesfetmesiyle
> > baslatilir ve amaci, dunyayi tanimak ve disa acilmak gibi masum sebeplerle
> > aciklanir. Oysa gemide tuttugu seyir defterinden gercek niyetini ogrenmek
> > mumkundur Kolomb'un: Tutsak aldigi yerlileri calistirarak elde edecegi altin
> > ve gumusleri gemilerle Portekiz'e getirmek ve "kâfirler"in, yani
> > Muslumanlarin elindeki kutsal topraklari ele gecirmek. Bunu bir Hacli
> > seferiyle gerceklestirmeyi dusluyordu masum kâsifimiz. Kolomb'un,
> > Muslumanlarin bulundugu ulkelerin dogusunda bulunan efsanevî Hiristiyan Kral
> > Prester John'un yardimini saglamak ve boylece bir sandvic harekâtiyla Islam
> > tehdidini bertaraf etmek uzere Hindistan'a gittigini de okuyunca mesele
> > iyice cetrefillesiyor.
>
> > Bu yalanin bir baska boyutu da su: 1492, Amerika'nin kesif tarihi degil,
> > sonradan "Amerika" adi verilen topraklarin isgal tarihidir. Zira Amerika,
> > Kolomb'dan yuzyillar once Vikingler tarafindan kesfedilmis, bazi Musluman
> > gemiciler Guney Amerika'ya gidip gelmis, nihayet son ortaya atilan iddiaya
> > gore ise Cinli bir Musluman olan Zeng He, bu defa Cin'den yola cikarak
> > Amerika'ya ulasmistir. Velhasil Kristof Kolomb, Amerika'nin ilk degil, son
> > kâsifidir.
>
> > * *
>
> > *5. Bilimsel devrim yalani*
>
> > * *
>
> > Bazi yalanlar tekrarlana tekrarlana apacik dogrular katina cikabiliyor.
> > "Bilimsel devrim" terimi ilk kez 1939'da ortaya atiliyor. Yine de onu bir
> > kitabin kapaginda gormek icin 15 yilin gecmesi gerekecektir. Hepi topu 50
> > yillik bir omru bulunan bu terimin dimagimizi boylesine felc etmesi de
> > gosteriyor ki, bir buyuculuk olayiyla karsi karsiyayiz. Tek farki, buyunun
> > bilimsel bir kilikla yapiliyor olmasi.
>
> > California Universitesi'nde sosyoloji profesoru olan Steven Shapin,
> > "Bilimsel Devrim" adli kitabina bu yalanin tarihini yazmakla basliyor.
> > Shapin'e gore "bilim" ve "bilim adami" terimleri ancak 19. yuzyilda
> > kullanima girmis olup 20. yuzyil baslarina kadar da yayginlasmamistir. Yani
> > bilimin kamuoyu nezdinde bugunku degerini kazanmasi, dun denilecek kadar
> > yeni olaydir. Dolayisiyla hem Avrupa, hem de Osmanli tarihine, bilimin bugun
> > kazanmis oldugu yeni cerceveden bakarsak fena halde cuvallariz.
>
> > Bugun 'bilimsel devrim' denilince akan sular durur. Birisi Kopernik,
> > Galile ve Newton'dan soz etti miydi, ayet duymuscasina sessizlige burunur
> > cehreler. Dudaklar bukulur, anlamli anlamli kafalar sallanir, 'Elin adami
> > neler yapmis bizimkiler uyurken' nutuklarina siginilir. Oysa meselenin ic
> > yuzu hic de oyle degildir.
>
> > Mesela Newton'un yasadigi devirde Cambridge Universitesi'nin hali niceydi,
> > biliyor muyuz? Okuyacak ogrenci bulamayan universite, ogrenci cekebilmek
> > icin indirim ustune indirim yapiyor, hocalar okulu cazip hale getirebilmek
> > icin birakin sinifta birakmayi, talebeye sinif atlatiyorlardi, sinif!
> > Ustelik ayni zamanda bir ilahiyatci da olan Newton, buluslarinin bilimsel
> > sonuclarindan cok, kafasindaki din kavrami acisindan tasidigi anlamla
> > ilgileniyor, Hiristiyanligin dunyaya nasil yeniden hakim olacagini tahmine
> > calisiyordu. Bunun icin ayri bir kitap bile yazdigini
>
> ...
>
> tamamını oku »- Alıntıyı gizle -
>
> - Alıntıyı göster -

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...

Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok: