8 Nisan 2008 Salı

(Namaz Zamanı) 10 kisiye yolla konusu

Sevgili arkadaşlar dayanamıyorum artık hergün yüzlerce 10 kişiye yolarsan şu olur bu olur emailleri geliyor. Bu tür emailleri grubumza ve şahsıma yollamayınız. Bunlar email pazarcılarının ve dinimizi bozmaya çalışan kişilerin uydurmalrıdır. Bu konu ile alakalı sizlere aşağıdaki bilgi yazsını yolluyorum. Okumanızı tavsiye ederim.

 
Misyonerlerin uydurduğu hurafeler
İnternette dolaşan asırlık bayat hurafe
Sual:
İnternette dolaşan Ş. Ahmet Vasiyetnamesi neyin nesidir?
CEVAP
1950'de Şeyh Ahmet Vasiyetnamesi diye, İslam harfleri ile yazılı küçük bir risale okumuştum. Daha sonra bu risale kağıtlara basıldı. Şimdi internet çıkınca, misyonerler tarafından tekrar yayılmasına çalışıldığı görülüyor. Okuyucularımızın bu bayat hurafeye alet olmaması için tekrar yazmak zorunda kaldık. Zamanla bu yazı duruma göre değiştirilmiş. Eskiden bunu yazana Türbe bekçisi deniyordu. Daha sonra Harem anahtarının taşıyıcısı dendi. Şimdi ise, Türbe-i şerif hatibi deniyor. Bu adama rüyada denmiş ki:
(Kıyamet alametleri çıkıyor. Çok yakında 3 gece güneş tutulacak üç gün sonra batıdan doğacak, Kur'an insanların gözüne görülmeyecektir. Kim vasiyetnameyi işitip de yazmazsa bir yere göndermezse, yüzü kara ola. Vallahülazim bu vasiyetnamede yanlışım varsa, öbür dünyaya imansız gideyim.)

Bu, misyonerler tarafından dinimize hurafe sokmak için sinsice ve çok cahilce uydurulmuş bir hezeyan namedir. Maksatları, İslam'a hurafe sokmaya çalışmak, zihinleri bulandırmak, az da olsa, böyle basit yazılarla Müslümanları meşgul etmek, ciddi konulara eğilmeyi önlemektir. Eskiden (Yalan söylüyorsam kâfir olayım) denirken, şimdi Bu dünyadan imansız gideyim deniyor. Her iki sözü söyleyen Müslüman ise kâfir olur. Böyle yemin caiz değildir. Hadis-i şerifte, (Allah'tan başkası için yemin etmek şirktir) buyuruluyor.

Bu hurafe yazılalı birkaç asır olduğu halde, bu Ş. Ahmet denilen hayali şahıs ölmeyip hâlâ misyonerler eliyle mesaj gönderiyor. Eski baskılarında, (Haber aldım ki, bu vasiyetin yalan olduğunu söyleyen birinin aynı gün oğlu ölmüş, bir doktor da bu vasiyeti dağıtmadığı için çıldırıp arabası ile bir dereye yuvarlanmış) deniyor. Tehditler sayıldıktan sonra, bu işe alet olacaklara ödüller dağıtıyor. Eskisinde, Bu vasiyeti yayan bir tüccar 90 bin lira kazanmış diyordu. Şimdi, bu 90 bin lirayı az diye yüz bin rubleye çıkarmış. Yeni baskısında ise, para miktarı hiç yok. 3 gün sonra güneş batıdan doğacak diyor, asırlar geçtiği halde hâlâ güneş batıdan doğmadı. Kıyametin kopması ile ilgili, Yehovacılar gibi çok kimseler tarihler vermişse de, hepsi yalan çıkmıştır.

Dikkat edilecek noktalar:
Dinimizde dört delil vardır. Rüya senet değildir. Bu yazının hiç kıymeti yoktur. Sanki din kitapları noksanmış gibi, din kitapları yerine, bu uydurma yazı dağıtılıyor. En mühim nokta ise, bu yazı, dinde noksanlık olduğunu bildiriyor. Eğer bu vasiyette dine uygun şeyler varsa, bunun özelliği kalmaz. Eğer dinde olmayan şeyler konmuşsa, çok kötüdür. Dinin emirlerini yapmayan, yasaklarından kaçmayan kimse, bir yazıyı yaymakla nasıl ilahi rızaya kavuşabilir? Zaten hainlerin maksatları da budur. Müslümanları dini emirlerden koparıp hurafelerle avutmaktır.

13 rakamlı başka bir hurafe:

Bir de 13 rakamlı bir yazı dağıtılıyor. Bu da hurafedir. Hıristiyanlarca 13 rakamı uğursuzdur. Bu yazıda bakın kaç tane 13 var. Rüyamda Hazret-i Zeynebi gördüm diyen kızın yaşı 13, fakir 13 gün sonra zengin olmuş, yaşlı kimse 13 gün sonra hapse düşmüş, zengin 13 gün sonra servetini kaybetmiş, memur 13 gün sonra işinden olmuş. Bu yazıyı 13 sayfa yazıp, 13 kişiye gönderen, 13 gün sonra murada kavuşurmuş, yazmayana da 13 gün sonra bela gelirmiş. Rakamların toplamı 13 eden önemli olaylardan, Peygamber efendimizin 571'de doğduğu, İstanbul'un 1453'de alındığı hatırlanınca, fanatik hıristiyanların neden 13 sayısını uğursuz saydıkları anlaşılır. Bu işlere alet olup da misyonerlerin oyununa gelmemeli.

Dilek duası
Sual:
Dilek duası denen bir mektup, 1984 yılında Amerika'da bulunmuş. Eline geçip 7 kişiye gönderen zengin olmuş. Göndermeyenin başına felaket gelmiş. Aslı var mı?
CEVAP
Bu da bir hıristiyan hurafesidir. Biz böyle yazıların hepsini imha ediyoruz.

Lâ Mekke
Sual:
(Coca Cola yazısı tersten okununca, Lâ Muhammed, Lâ Mekke yazıyor. Böyle içecekleri içmek haramdır. Bunu herkese duyurmak çok sevaptır) gibi şeyler söyleniyor. Bir de, e-maillerle veya SMS ile çeşitli mesajlar gönderiliyor. Mesela, (Medine'den gelen vasiyetname, yahut içinde dualar da olan bir mesajı 13 veya şu kadar kişiye gönderen çok zengin olur. Eline geçip de göndermeyenin başına büyük felaketler gelir) deniyor. Bunlar doğru mudur?
CEVAP
Kesinlikle doğru değildir. Coca Cola yazısını tersten okuyunca La Muhammed, La Mekke yazılı olduğu da, doğru değildir. Zoraki benzetme yaparak o hale sokulmaya çalışılıyor. Diyelim ki La Mekke yazsa ne çıkar? Yani Mekke yok dese ne olur? Biz de, New York, Paris, Berlin yok desek ne olur? Bu şehirler yıkılır mı? Bunları, diğer vasiyetname ve mesajları misyonerler hazırlıyor. Maksatları Müslümanları böyle hurafelerle meşgul etmek, ciddi meselelerden, ilimden uzak kalınmasını sağlamaktır. Onların bu oyunlarına alet olmamalıyız.
 
 

 
Duanın kabul olması için
Sual: Kur'an-ı kerimde, (Dua edin, duanızı kabul ederim), hadis-i şerifte ise, (Rabbiniz kerimdir, kendine açılan eli boş çevirmekten hayâ eder) buyurulduğu halde, bazı dualar niçin kabul olmuyor?
CEVAP
Duanın kabul edilmesi için bazı şartlar vardır. Duanın kabul edileceğinden şüphe etmemeli, şartlarına riayet edilip edilmediğinden şüphe etmelidir. Gereken şartlara riayet etmeden duanın kabul edilmesini beklemek uygun olmaz.
Önce çalışmak, sonra dua dinin esası!
Kabul edilir ancak, çalışanın duası!

Duanın kabul edilmesi için gereken şartlardan bir kısmı şöyle:
1- Haram lokmadan sakınmalıdır!
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Haramdan sakının! Midesine haram lokma girenin kırk gün duası kabul olmaz.)
[Taberani]

Sad bin Ebi Vakkas hazretleri dedi ki: Ya Resulallah, dua buyur da, Allahü teâlâ, benim her duamı kabul etsin! Cevabında buyurdu ki:
(Duanızın kabul olması için helal lokma yiyiniz! Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri haramdır. Sonra ellerini kaldırıp dua ederler. Böyle dua nasıl kabul olunur?) [Şir'a]

Yine buyurdu ki:
(Duanın kabul olması için iki şey gerekir. Duayı ihlas ile yapmalıdır. Yediği ve giydiği helalden olmalıdır. Müminin odasında, haramdan bir iplik varsa, bu odada yaptığı dua kabul olmaz.) [Tergibüs-salât]

2- İtikadı düzgün olmalıdır.
Bid'at ehlinin duaları kabul olmaz. Hadis-i şerifte, (Bid'at ehlinin duası ve ibadetleri kabul olmaz) buyuruldu. (İbni Mace)
Âyet-i kerimenin, duanın tesir edebilmesi için, okuyan ve okunan kimsenin buna inanması ve okuyanın itikadının düzgün olması, Allah rızası için okuması, kul hakkından sakınması, haram yememesi ve karşılığında ücret istememesi şarttır.

3- Uyanık kalble ve kabul edileceğine inanarak dua etmelidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâya, kabul edileceğine tam inanarak dua ediniz! Biliniz ki, Allahü teâlâ gafil bir kalb ile yapılan duayı kabul etmez.)
[Şir'a]

4- Dualarım niçin kabul olmuyor dememelidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, duanızı kabul eder. Dua ettim, hâlâ duam kabul olmadı diye acele etmeyiniz! Allah'tan çok isteyiniz! Çünkü kerem sahibinden istiyorsunuz.) [Buhari]

İstenilen şeyin olmaması, duanın kabul olmadığını göstermez. Onun için duaya devam etmelidir! Duanın kabulünün gecikmesinin başka sebepleri de vardır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümin dua edince, Allahü teâlâ, Cebraile, "Ben onu seviyorum, isteğini hemen yerine getirme!" Facir, [günahkâr] dua edince de "Ben onun sesini sevmiyorum. İsteğini hemen yerine getir" buyurur.) [İbni Neccar]
Şu halde, duanın kabulünün gecikmesi zararlı değildir.

5- Bela gelmeden önce çok dua etmelidir.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Sıkıntılı iken duasının kabul edilmesini isteyen, refah zamanında çok dua etsin!) [Tirmizi]
Ebu İshak hazretlerinden dua istediler. Dua etti. Duasının kabul edildiğini gören bir talebesi, (Efendim, bu duayı bana da öğretin, ihtiyaç halinde ben de edeyim) dedi. Buyurdu ki: (Duamın kabul edilmesinin sebebi, otuz yıldır kıldığım namazlar, ettiğim dualar ve haram lokmadan sakınmamdır.)

6- Duaya hamd ve salevatla başlamalıdır.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ey namaz kılan, acele ettin. Namaz kıldıktan sonra dua ederken önce Allahü teâlâya layık olduğu şekilde hamd et, sonra bana salevat getir, sonra dua et!) [Tirmizi]

7- Yalvararak dua etmelidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Gafil olan kalb ile yapılan dua makbul değildir.) [Tirmizi]

Hazret-i Davud zamanında kuraklık oldu. Halk dua etmek için aralarından üç âlimi seçtiler.
Âlimlerden biri şöyle dua etti:
(Ya Rabbi, Kitabında kendimize zulmedenleri affetmemizi bildirdin. İşte biz, nefslerimize zulmettik. Senden af diliyoruz. Bizi affet!)

İkinci âlimin duası da şöyle:
(Ya Rabbi, Kitabında köleleri, azat etmemizi bildirdin. İşte biz kul olarak huzurundayız. Bizleri azat eyle!)

Üçüncü âlim de şöyle dua etti:
(Ya Rabbi, Kitabında, kapımıza gelen saili kovmamamızı, yüz çevirmememizi bildirdin. İşte biz de sail olarak huzurundayız. Senden rahmet istiyoruz. Bizi boş çevirme!)

Duaları kabul olarak rahmet yağdı.

8- Sebeplere yapışmadan istemek kuru bir temennidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Çalışmadan dua eden, silahsız harbe giden gibidir.) [Deylemi]

9- Günah işlemeyen dil ile dua etmelidir.
Peygamber efendimiz, (Allahü teâlâya günah işlemeyen dil ile dua edin) buyurdu. Böyle bir dilin nasıl bulunacağı sual edilince, (Birbirinize dua edin! Çünkü ne sen onun, ne de o senin dilinle günah işlemiştir) buyurdu. [Tergibüs-salât]

10- İsm-i a'zam ve esma-i hüsna ile dua etmelidir.

Sual: Gafletle dua etmektense hiç dua etmemek daha iyi değil mi?
CEVAP
Gaflet içinde olduğunu söyleyerek, duayı bırakmak doğru değildir. Kalbine geldiği gibi dua etmek, ezberlediği duayı okumaktan daha iyidir. (Bezzâziyye)

Dua dinin direğidir. (Allahü teâlâ indinde duadan daha şerefli bir şey yoktur), (Düşmandan kurtulmak, bol rızka kavuşmak için dua edin! Çünkü dua, müminin silahıdır) hadis-i şerifleri duanın önemini açıkça bildirmektedir. Allahü teâlâdan bir şey istememek ise çok kötüdür. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, kendisinden bir şey istemeyene, dua etmeyene gadap eder.) [Tirmizi]

Başka bir hadis-i şerifte, (Dua ibadettir) buyuruldu. İbadeti terk etmek ise hiç uygun değildir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Bana dua edin kabul edeyim. [Bana halis kalb ile dua ederseniz kabul ederim.] Bana ibadet etmek istemeyenleri, zelil ve hakir eder, Cehenneme atarım.) [Mümin 60]

Hamd ve salevat
Sual:
Dua ederken, hamd ve salevat gerekir mi?
CEVAP
Peygamber efendimize salevat getirmek duanın kabulüne vesiledir. Hamd duanın başı, salevat getirmek ise, kanatları gibidir. Duaya hamd ve Resulullah efendimize ve Onun âline ve eshabına salevat ile başlamalı, yani (Elhamdülillahi rabbil âlemîn, essalâtü vesselâmü alâ resûlinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn) demeli, sonunda da yine salevat okumalı, (Allahümme salli alâ seyyidinâ ve nebiyyinâ Muhammed) demelidir. Resulullah efendimize okunan dua, yani salevat kabul olacağı için, kabul olmuş iki dua arasında edilen dualar da, kabul olur.


Yahoo! kullaniyor musunuz?
Istenmeyen postadan biktiniz mi? Istenmeyen postadan en iyi korunma Yahoo! Posta'da
http://tr.mail.yahoo.com --~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...

Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok: