Duserek mi, yukselerek mi yasiyoruz?
- Icinde bulundugumuz su devrede gunluk manevi hayatimizi yukselerek mi yasiyoruz, yoksa dususe gecerek mi acaba?
'Bunu anlamak mumkun mu?' diyebilirsiniz. Maneviyat buyuklerinin yaptiklari degerlendirmelere bakinca boyle bir tespitin mumkun oldugunu gormekteyiz. Dinî hayatinizda yukselme mi var, yoksa dusus mu... Tekamul mu soz konusu, yoksa tesaful mu? Anlamak kabil diye dusunmekteyim.
Buyukler diyorlar ki :
- Islediginiz sevaplardan ciddi sekilde seviniyor, maruz kaldiginiz gunahlardan da ayni ciddiyette uzuluyorsaniz manevi hayatinizda dusus yok, demektir.
Boyle degil de durum bunun tam aksine ise, yani :
- Isledigi sevaptan ciddi sekilde sevinmiyor, maruz kaldigi gunahtan da ayni ciddiyette uzulmuyorsa insan, onda dusus baslamis, irtifa kaybederek yasiyor demektir. Cunku, sevabindan dolayi sevinmek, gunahindan dolayi da uzulmek imanin ozelligindendir. Bu ozelligini koruyan kimse, kendisini sevindirecek sevaplari yapmaya istek duyacak, uzecek gunahlardan da uzak kalmaya gayret gosterecektir. Kaybetmedigi uzulme ve sevinme duygusu, ona bu azmi ve gayreti verecektir. Hep yukselerek devam edecektir.
Dusus ne zaman baslar?
- Isledigi gunahtan dolayi ciddi bir uzuntu duymuyor, tevbe istigfara gerek gormuyor, sevaptan dolayi da mutluluk hissetmiyor, sukur duygusuna girmiyor. Nerede ise, benden adam olmaz, diyerek gunahla sevap nazarinda esit hale geliyor. Boyle umitsiz hallerde hizli sekilde irtifa kaybi baslamis demektir. Bu dususun sonu nereye kadar iner kestirilemez. Cunku onu dususten caydiracak vicdan sizisi, pismanlik duygusu yok olmustur ic dunyasinda.
Bu meselenin uzerinde cok duran maneviyat alimleri konuyu soyle ozetliyorlar :
- Islediginiz sevaptan ne kadar seviniyorsaniz o kadar muminsiniz, irtikap ettiginiz gunahlardan da ne kadar pismanlik hissediyorsaniz o kadar Musluman'siniz! Meselenin ozu budur.
Nitekim bir adam Rasûlullah Efendimiz'e (aleyhissalâtu vesselâm) gelerek gunahlar karsisinda irkilme, sevaplar karsisinda da sevinme hissini sormus. Efendimiz'in (aleyhissalâtu vesselâm) aciklamasi ise su mealde olmustur :
- Imani kuvvetli mumin gunahini uzerine yikilacak dag gibi buyuk gorur, hep tevbe, istigfar halinde olur. Imani zayif kimse ise gunahlarini burnu ucuna konmus sinek gibi basite alir, tevbe istigfar geregi duymaz!
Isterseniz bu onemli konuyu bize bakan yaniyla soyle baglayalim :
- Mumkun oldukca hayatimizda bizi sevindirecek sevabi cogaltmali, yine mumkun oldukca bizi uzecek gunahi da azaltmali, hatta gunahimizi uzerimize yikilacak dag gibi buyuk gormeli, hep vicdan azabi cekmeliyiz. Neden boyle olmaliyiz? Cunku sevabindan sevinen insan, kendisini sevindiren seyi eninde sonunda daha cok yapmaya yonelir. Gunahindan uzulen insan da, kendisini uzen seyi eninde sonunda hic yapmama geregi duyar. Boylece bu duygular, insanin manevi hayatini dususten kurtarir, yukselmesine sebep olur. Yeter ki imanin isareti olan sevabindan sevinip gunahindan uzulme ozelligini kaybetmesin...
-Alinti-
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...
Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder