Tebe-i tâbiinin büyüklerinden olan, aynı zamanda büyük bir fakih, muhaddis ve kudretli bir müctehid olan Süfyan-ı Sevrî hazretleri, bir sene Beyt-i Muazzama'da Kabeyi tavaf ederken bir adam dikkatini çekti. Bu adam devamlı Peygamber Efendimize salât-ü selâm getiriyordu. Hatta Arafat'ta, Müzdelife'de ve sair mübarek mekanların hepsinde daima salevât-ı şerîfe ile meşgul oluyordu, halbuki her makamın bir duâsı vardı.
Bunun üzerine o kimseye yanaşıp sordu:
- Ey Fülan kişi! Her makamın bir duâsı ve tesbihi vardır. Halbuki sen duâyı ve tesbihi bırakmış, bütün makamlarda salevât-ı şerîfe okuyorsun. Duâları mı bilmiyorsun, yoksa salevât okumana sebep olan bilmediğimiz bir şey mi var?
Bunun üzerine adam sordu:
- Efendim, siz kimsiniz?
- Bana Süfyân-ı Sevrî derler. Adam bu ismi duyunca birden yumuşadı, hürmetini ifade ettikten sonra:
- Eğer bu zamanın seçkin bir siması ve büyük bir alim olmasaydınız, halimi anlatmaz ve sırrımı açıklamazdım, diyerek başından geçenleri anlatmaya başladı:
- Efendim, babamla birlikte Hac etmek üzere Horasan diyarından yola çıktık. Yolculuk zor ve meşakkatli geçiyordu. Babam çok yaşlı olduğu için bu yolculuk ona biraz ağır geldi ve hastalandı. Yolda bir konaklama yerinde mola verdik. Orada babamın tedavisiyle meşgul oldum, fakat ne yaptımsa çare olmadı ve emri hak vaki olup babam vefat etti. Tabi bu benim için çok zor bir durumdu. Memleketten uzak, gurbet elde babam vefat etmişti. Beraber çıktığımız bu Hac yolculuğunda, tek başıma Hac edecek ve tek başıma geri dönecektim.
Hac yolculuğumuz devam ettiği için, bir an önce babamın teçhiz ve tekfin işlemlerini halledeyim diye, babamın üzerine bir örtü örterek dışarı çıktım. İşleri ayarlayıp geri döndüm, babamın yüzüne tekrar bakayım diye örtüyü kaldırınca ne göreyim? Babamın yüzü simsiyah zift gibi kapkara bir hale dönmüş. (bir rivâyete göre de merkep yüzüne dönmüş.)
Ne yapacağımı şaşırdım. Bu yaban ellerinde derdimi kime anlatıp, durumu nasıl izah edecektim. Son derece çaresizlik ve üzüntü içinde ağlamaya başladım. Bu halde ağlaya ağlaya uyumuşum.
O esnada bir rüya gördüm. Ben yine babamın başında üzüntülü bir şekilde ne yapacağımı bilemez halde beklerken yanıma, mübarek yüzü pırıl pırıl parlayan, güzel kokulu bir zat geldi. Babamın üzerindeki örtüyü hafifçe kaldırıp mübarek eliyle babamın yüzüne mesh etti. Sonra örtüyü tekrar kapattı. Bana "niçin üzüldüğümü" sordu. Bende durumu olduğu gibi anlattım. Tebessüm ederek "Üzülme Allâh-u Teâlâ bu belayı izale etti." dedi ve oradan ayrıldı.
Ben hemen babamın üzerindeki örtüyü kaldırdım, bir de ne göreyim. Babamın yüzü tekrar eski haline dönmüş, hatta ayın on dördü gibi de parlıyordu. Öylesine sevindim, öylesine mutlu oldum ki anlatamam. Derhal o zatın peşinden koşup yetiştim. Dedim ki:
- Ey Allah'ın güzel kulu! Beni gurbet elde çaresizlikten kurtardın. Kimsin Sen?
- Beni tanımadın mı? Ben Muhammed Mustafa'yım. (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) Bunu duyunca derhal Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)in mübarek ayaklarına kapandım ve bunun hikmetini sordum. Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:
- Senin baban hâli hayatında bazı haramları irtikab eden bir kimse idi. Lakin güzel bir adeti vardı. Her gün Bana mutlaka yüz defa salevât-ı şerîfe okurdu. İşte okuduğu salevatlar hürmetine Allâh-u Teâlâ babanın suretini tekrar eski haline tebdil etti. Ben, Bana salevât okuyanların imdadına koşar, onlara şefaat ederim.
Uykudan uyandığımda bu rüyanın etkisinde kalmıştım. Üzerimde bir hafiflik, içimde bir ferahlık vardı. Fakat bu sadece bir rüya idi. Acaba babamın yüzü gerçekten eski haline dönmüş müydü?
Büyük bir tedirginlik içinde babamın yüzündeki örtüyü kaldırdığım zaman gördüm ki, gerçekten babamın yüzü eski haline dönmüş ve ayın on dördü gibi pırıl pırıl parlıyordu. Rabbime öylesine şükrettim, öylesine hamdettim ki... Benden babamın vefatının üzüntüsü tamamen gitmiş, yerini sevince bırakmıştı.
İşte o zamandan beri, farzları eda ettikten sonra devamlı Efendimiz Aleyhissalatü Vesselam'a salevat getirmekle meşgul olurum."
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ Âli Seyyidinâ Muhammed
Bunun üzerine o kimseye yanaşıp sordu:
- Ey Fülan kişi! Her makamın bir duâsı ve tesbihi vardır. Halbuki sen duâyı ve tesbihi bırakmış, bütün makamlarda salevât-ı şerîfe okuyorsun. Duâları mı bilmiyorsun, yoksa salevât okumana sebep olan bilmediğimiz bir şey mi var?
Bunun üzerine adam sordu:
- Efendim, siz kimsiniz?
- Bana Süfyân-ı Sevrî derler. Adam bu ismi duyunca birden yumuşadı, hürmetini ifade ettikten sonra:
- Eğer bu zamanın seçkin bir siması ve büyük bir alim olmasaydınız, halimi anlatmaz ve sırrımı açıklamazdım, diyerek başından geçenleri anlatmaya başladı:
- Efendim, babamla birlikte Hac etmek üzere Horasan diyarından yola çıktık. Yolculuk zor ve meşakkatli geçiyordu. Babam çok yaşlı olduğu için bu yolculuk ona biraz ağır geldi ve hastalandı. Yolda bir konaklama yerinde mola verdik. Orada babamın tedavisiyle meşgul oldum, fakat ne yaptımsa çare olmadı ve emri hak vaki olup babam vefat etti. Tabi bu benim için çok zor bir durumdu. Memleketten uzak, gurbet elde babam vefat etmişti. Beraber çıktığımız bu Hac yolculuğunda, tek başıma Hac edecek ve tek başıma geri dönecektim.
Hac yolculuğumuz devam ettiği için, bir an önce babamın teçhiz ve tekfin işlemlerini halledeyim diye, babamın üzerine bir örtü örterek dışarı çıktım. İşleri ayarlayıp geri döndüm, babamın yüzüne tekrar bakayım diye örtüyü kaldırınca ne göreyim? Babamın yüzü simsiyah zift gibi kapkara bir hale dönmüş. (bir rivâyete göre de merkep yüzüne dönmüş.)
Ne yapacağımı şaşırdım. Bu yaban ellerinde derdimi kime anlatıp, durumu nasıl izah edecektim. Son derece çaresizlik ve üzüntü içinde ağlamaya başladım. Bu halde ağlaya ağlaya uyumuşum.
O esnada bir rüya gördüm. Ben yine babamın başında üzüntülü bir şekilde ne yapacağımı bilemez halde beklerken yanıma, mübarek yüzü pırıl pırıl parlayan, güzel kokulu bir zat geldi. Babamın üzerindeki örtüyü hafifçe kaldırıp mübarek eliyle babamın yüzüne mesh etti. Sonra örtüyü tekrar kapattı. Bana "niçin üzüldüğümü" sordu. Bende durumu olduğu gibi anlattım. Tebessüm ederek "Üzülme Allâh-u Teâlâ bu belayı izale etti." dedi ve oradan ayrıldı.
Ben hemen babamın üzerindeki örtüyü kaldırdım, bir de ne göreyim. Babamın yüzü tekrar eski haline dönmüş, hatta ayın on dördü gibi de parlıyordu. Öylesine sevindim, öylesine mutlu oldum ki anlatamam. Derhal o zatın peşinden koşup yetiştim. Dedim ki:
- Ey Allah'ın güzel kulu! Beni gurbet elde çaresizlikten kurtardın. Kimsin Sen?
- Beni tanımadın mı? Ben Muhammed Mustafa'yım. (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) Bunu duyunca derhal Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)in mübarek ayaklarına kapandım ve bunun hikmetini sordum. Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:
- Senin baban hâli hayatında bazı haramları irtikab eden bir kimse idi. Lakin güzel bir adeti vardı. Her gün Bana mutlaka yüz defa salevât-ı şerîfe okurdu. İşte okuduğu salevatlar hürmetine Allâh-u Teâlâ babanın suretini tekrar eski haline tebdil etti. Ben, Bana salevât okuyanların imdadına koşar, onlara şefaat ederim.
Uykudan uyandığımda bu rüyanın etkisinde kalmıştım. Üzerimde bir hafiflik, içimde bir ferahlık vardı. Fakat bu sadece bir rüya idi. Acaba babamın yüzü gerçekten eski haline dönmüş müydü?
Büyük bir tedirginlik içinde babamın yüzündeki örtüyü kaldırdığım zaman gördüm ki, gerçekten babamın yüzü eski haline dönmüş ve ayın on dördü gibi pırıl pırıl parlıyordu. Rabbime öylesine şükrettim, öylesine hamdettim ki... Benden babamın vefatının üzüntüsü tamamen gitmiş, yerini sevince bırakmıştı.
İşte o zamandan beri, farzları eda ettikten sonra devamlı Efendimiz Aleyhissalatü Vesselam'a salevat getirmekle meşgul olurum."
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ Âli Seyyidinâ Muhammed
Windows Live ile fotoğraflarınızı organize edebilir, düzenleyebilir ve paylaşabilirsiniz.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu ay sponsorumuz http://www.carpetrium.com 'dur. Lütfen sponsorumuzu ziyaret ediniz...
Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder