12 Eylül 2009 Cumartesi

(Namaz Zamanı) Kur'an'a Bağlanan Güçlenir




Her iş Allah’ın elinde. O, her şeye kadir. Asıl güç ve kuvvet sahibi O. Yarattıklarına gücü ve kuvveti veren de O’ndan başkası değil.

İnsana doğru yolu gösteren, hidayete erdiren de O. İmanı da ancak O artırır:

“İnananların, imanlarının kat kat artırmaları için, kalplerine güven indiren O'dur.”1

Ne ki, Yaratan, Kur’an’a bağlılıkları oranında kullarının imanlarını artırmak istiyor. Sünnetullah böyle.

“Müminler ancak o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman yürekleri titrer, kendilerine okunan Allah'ın ayetleri imanlarını artırır. (inançlarını güçlendirir, olgunlaştırır) ve yalnız Rablerine dayanıp güvenirler.”2

Bu ayette Müslüman’ın üç önemli özelliği hatırlatılmakta:

Allah (c.c.) anıldığında (emir ve yasakları hatırlatıldığında) O’nun hükümlerini, gaflet içinde veya ölü bir kalple değil; canlı, duyarlı ve ürperen bir yüreğin derinliklerinde duyarlar (ve ona göre davranırlar).

Onlar, Allah’ın ayetleri (buyrukları) okununca, Rablerine güvenirler, O’nun hükümlerine uyarlar; lakayt davranmazlar. Bu da onların imanlarının artmasına vesile olur. Sadece Kur’an’ın musiki yönüyle ilgilenip anlamadan ve hayata uygulamadan Kur’an okumakla veya dinlemekle iman artmaz. Kur’an’ın hükümleri, hayatta hayat bulunca imanların güçlenmesine vesile olur.

Üçüncü özellik ise; Müslüman ne kendine (aklına, bilgisine, gücüne, kuvvetine) güvenir, ne de bir başkasına. Onun tevekkülü yalnız Allah’adır. Kulluk ve itaatini yalnız Allah’a adadığı gibi; istek ve yakarışında da yine yalnız O’na yönelir.

Kuşkusuz Allah’tan başkasına yönelen, ölü bir kalbe sahip bulunan ve Kur’an ile hayat bulamayanlar, müminlerle alay edebilirler. Onlar, Müslümanların sınavıdır. Allah’a inanıp güvenenler, onlara takılmadan, aldırış etmeden; vahyin gösterdiği yolda yürümeye devam ederler.

“Bir sure inince, aralarında: ‘Bu, hanginizin imanını artırdı’ diyen (alay eden) ikiyüzlüler vardır. İnananların ise (elbette) imanını artırmıştır. Onlar (müminler) birbirlerine bunu müjdelemek isterler.”

“Kalplerinde hastalık (kâfirlik ve münafıklık) olanlara gelince; (Kur’an), onların da inkârlarını büsbütün artırır ve onlar artık kâfir olarak ölürler.”3

Bu ayetler gösteriyor ki; Kur’an’ı okuyup anlamaya çalışan ve hükümlerini yaşamak isteyenlerin imanları güçlenir; Kur’an’ı hayat yolculuklarında rehber edinmeyenlerin ise imanları zayıflar ve ölür.

Fertlerin ve toplumların huzuru, güven ve esenlik içinde olmaları da yine Allah’ın zikrini (yani Kur’an’ını) hayat düsturu edinmekle ancak mümkündür:

“Onlar, iman edip kalpleri Allah'ın zikriyle (Kitabıyla) yatışan kimselerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla (Kitabını kılavuz tanımakla) huzur bulur.4

Kalpleri, Allah’ın zikri (Kitabının hükümlerini hatırlayıp uymakla) huzur bulanlar Mümindir. Zaten Allah’ın Kitabına (zikrine) uymaktan başka hiçbir yol kalplere huzur vermez. Kur’an’ın inşa etmediği toplumlara bakınız; kaç tane huzurlu insan gösterebilirsiniz? Bunu zaman zaman devlet adamları, düşünürler ve ilim adamları da itiraf ediyor. Kimileri: “Avrupa’ya bakınız, bir tane mutlu insan gösteremezsiniz” derken, bir başkası: “Kapkaranlık bir dünyada yaşıyoruz” diyor.

İman artar ve eksilir mi tartışmasını kelamcılar tartışadursun. Şu bir gerçek ki; Kur’an’ı özümleyen ruh, güzelleşir, çelikleşir. Allah inancı ve Allah’a itaati güçlü olur. Ne insandan, ne de görünmez varlıklardan olan şeytanlar, Kur’an’ı kuşanana zarar veremez. Kitabımızın bildirdiğine göre; şeytan, Kur’an’la bağını çözerek gücünü kaybedenlere musallat oluyor.5

Şeytanlara karşı Kur’an’ı kuşanarak cihad edemeyen savunmasız kalır, yenik düşer.6 Esiri, kölesi, çömezi olur şeytanların. Kur’an, kötülüklerden koruyan en güçlü bir kalkandır. Kur’an, İbrahim’in baltası, Musa’nın asası, İsa’nın diriliş soluğudur.

Kur’an yazılarını, muska yapıp boyuna asmak, cepte taşımak, suda ezip içmek, tütsü yapıp koklamak Kur’an’a hakarettir. Amacı dışında kullanıp onu cehalete kurban etmektir.

Kur’an, okunmak, anlaşılmak ve buyruklarıyla hayatı inşa etmek amacıyla gönderildi.

Kur’an’dan ayrılan, Kur’an’dan başka şeyleri rehber edinen kimseler, imandan, ibadetten, itaatten de ayrılır. Kur’an ile bakmayanın, bakışı, düşüncesi, sözü ve davranışları çirkinleşir. Çünkü onları şeytanlar yönlendirir. Kur’an’ı rehber edinmeyenin rehberi şeytan olur.

Allah’tan en çok ilim sahipleri korkar. Onların imanları ve Allah’a itaatleri daha güçlü olur. Esasen gerçek ilmin kaynağı da Kur’an’dan başka nedir ki! Yaratan bilmeyecek de, kim bilecek? Kullarının bilgisi de, O’nun bilgilendirmesinden öte bir şey değildir.

Kur’an, Allah’ın buyruklarını ihtiva eder. Bu nedenle Kur’an’a itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur. Kur’an’a itaat etmeyen, herkese, her şeye itaat eder.

Kur’an ile eğitilen; şahsiyet (kişilik), şeref (onur) kazanır.7 Öğretmeni Kur’an olmayanın şahsiyeti zayıflar, silikleşir. Çünkü “izzet (şeref, onur) ancak Allah'a, O'nun Peygamberine ve müminlere aittir. Fakat ikiyüzlüler bunu bilmezler.”8

 Kur’an ile imanlarını güçlendirenler, fiziki olarak da güçlenirler, yeryüzünün halifelik görevini üstlenirler. Bütün mesele kayıtsız şartsız, berrak bir teslimiyette… Kul, Yaratanına olan teslimiyetinde kusur etmezse, Allah da onu zelil etmez. Yüceltir, onurlandırır. Zafer ve hâkimiyet verir. Gücün ve kuvvetin asıl sahibi olan Allah (c.c.), ihlâsla kendisine bağlananları dilerse görünmez ordularıyla destekler, dilerse sürü sürü ebabiller gönderir yardıma. Tarih bunun tanığıdır.

Bu gün Müslümanlar, izzetlerini yitirip emperyalist güçlerin kölesi durumuna gelmişlerse, sanıyorum bunun asıl sebebini vahiyle olan bağlarını canlı tutmamalarına bağlamak gerekir. Zalimler, güçlerini bizim bu zaafımızdan alıyor.

Yeryüzünde mustaz’af konumuna düşen iki milyara yakın Müslüman’ın, mana ve madde planında güçlenmesi için önce pişmanlıkla Allah’a yönelip Kur’an ile barışmaları, dostluklarını pekiştirmeleri gerekir.

Sonra kuşkusuz, Kur’an onlara kılavuzluk ederek gidecekleri yolu gösterecektir…

Zaten gösteriyor. Göstermek için ünleyip duruyor. Kuru kalabalıklara kulak kabartanlar onu duymuyor.

İnsanlık, titreyen bir kalp ile onun sesine kulak verdiği gün; gördüğü kâbustan uyanacak, dirilecek, üzerindeki ölü toprağını atacaktır… Huzurla ve güvenle tanışması da o gün mümkün olacaktır.
 
  
 

1- Fetih: 48/4

2- Enfal: 8/2

3- Tevbe: 9/124, 125. Bakınız: İsra: 17/41, 46

4- Ra’d: 13/28

5- Zuhruf:43/36-39

6- Bakınız: Furkan: 25/52

7- Bakınız: Zuhruf: 43/44

Adil Akkoyunlu



-




--
Maillerime yanıtlarınızı lütfen ankebutxx@gmail.com adresine yollayınız...

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu ay sponsorumuz http://www.carpetrium.com 'dur. Lütfen sponsorumuzu ziyaret ediniz...

Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok: