20 Şubat 2009 Cuma

(Namaz Zamanı) Cuma Hutbesi - Paranın gücü

قَالَ رَبِّ اغْفِرْ لِي وَهَبْ لِي مُلْكًا لاَ يَنبَغِي لأَحَدٍ مِنْ بَعْدِي إِنَّكَ أَنتَ الْوَهَّابُ

Dünya hayatında nasıl ki şeriat ve din, ruhi ve manevi hayatın atardamarı ise, mal ve para da maddi hayatın atardamarıdır. Bundan dolayı İslam şeriatı, yeryüzünün imar edilmesini ve Allah'ın hakkını edâ etmeye yardımcı olacak şekilde, ekonomik açıdan gelişmesini teşvik etmiştir. Tâ ki ekonomisi yönetilen değil yöneten, tâbi olan değil kendisine tâbi olunan olsun. Çünkü ekonomik özgürlüğü kaybetmek; siyasi, askeri, sosyal ve kültürel özgürlükleri de kaybetmek demektir.

Aziz Cemaat! Para ve mal, çağdaş dünyada bir mübadele aracı olduğu kadar bir savaş aracıdır da. Savaşların nükleer ya da konvansiyonel silahlarla değil, ekonomi silahı ile yapıldığı bir çağda yaşıyoruz. Silahların deviremediği rejimleri, ekonomik yaptırımlar devirmekte, halklar hükümetlerin, hükümetlerse ekonomi devlerinin uşağı durumuna düşürülmektedir. Bundan dolayı Müslüman harcadığı her kuruşun kime gittiğini iyi bilmek, kendisine bir kurşun olarak geri dönmeyeceğinden emin olmak zorundadır. Mal ve satıcı tercihi yaparken mutlaka inancını göz önünde bulunduracak, inancına düşman olanların ürettikleri malları mecbur kalmadıkça almamaya özen göstererek, kendi kalesine gol atmayacaktır.

Dünyadaki müslüman ve diğer dinlere mensup ülkelerinin, boykot eylemi başlattığından bu yana, Yahudi malları ve hizmetleri, üreten ve satan firmalara açtığı toplam zarar, yaklaşık 370 milyar dolar  olarak açıklandı. Boykotun devam etmesi halinde, adı geçen firmaların, çok zor duruma düşeceği, hatta iflas edebileceği kaydedildi. Öyleyse şimdi boykot zamanı.  Şimdi bisküvi, mama, sakız alırken harcadığımız paranın kimlerin kasasına para, kimlerin silahına mermi, kimlerin uçağına bomba olduğunu düşünme zamanı. Gözünü kan bürümüş mahlûkların, masum insanların üzerine attıkları füzeler, Yahudi sermayesine bilmeden verdiğiniz destekle düşüyor olabilir.

Bu gün dünya petrol üretiminin %85'inin %75'i İslam dünyası topraklarının üzerinde yer almaktadır. 50'ye yakın bağımsız Müslüman devletle yan yana yaşıyoruz, 2 milyar nüfusumuz, Fas dan Endenozyaya kadar 26 milyon km verimli topraklarımız var, üstelik bu toprakların çoğu da işlenmemiştir. (Hekim oğlu İsmail, Müslüman ve para) Yüce Rabbimiz'in "Hep birlikte Allah'ın ipine (İslâm'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın", (Al-i İmran, 103) emri gereği her alanda bir İslam birliği kurabilsek küfür mağlup olacaktır. "Bu zamanın en büyük farz vazifesi İtti­had-ı İslâmdır." Çünkü birliktelikte rahmet ve bereket, ayrılıkta azab vardır

Değerli Müminler! Hemen hemen her ibadetin içinde para, mal, mevki ve şöhret gibi şeyler vardır. İslamiyet paraya, mala, sokağa, çarşıya, pazara düzenlemeler getiren bir dindir. İslam tarihinde ilk savaş olan bedir savaşının, pek çok hikmetlerinden biri de kervanı vurmak suretiyle iktisaden güçlenmekti. Bu konuda Hz. İbrahim'in durumu ve Hz. Süleyman'ın duası manidardır: "Biz, İbrahim ailesine büyük bir mülk (servet ve devlet) de verdik". (Nisa, 54) "Rabbim, beni bağışla ve benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülkü (maddi imkân ve iktidarı) bana ver." (Sad, 35)  

Para ve mal iki yanı keskin kılıç gibidir. Müşrik, kâfir ve facirin elindeki mal ve servet, eşkıyanın elindeki silah gibidir. Salih kişinin elindeki helalinden kazanılmış mal ise, Allah yolunda cihad eden mücahidin elindeki silahdır!. Hz. Peygamber şöyle buyurur: "Salih kimse için hayırlı mal ne güzeldir"! (Buhârî, Edebü''l-Müfred, H. no. 302) "O mal ki, insan onunla namusunu (onurunu ve İslami sorumluluğunu) koruyor, işte sahibine malı (kazanmak ve helal yolda harcamak) nedeniyle sürekli sadaka yazılıyor". (Ebu Yala) "Fakirlik, küfür olmaya yaklaştı". (Müslim, Beyhaki)

Muhterem Kardeşlerim! Malın insan nefsinde bir değeri ve şerefi, hızlı bir etkisi vardır. Mal ve para, şeriat, kanaat ve rıza ölçüsüne uymazsa, sahibini çılgın bir açgözlülüğe ve öldürücü bir hırsa sürükler. İşte bu noktada müminlerin zenginlik anlayışı ile cahiliyedeki zenginlik anlayışının farkı ortaya çıkmaktadır. Müminler, mülkün Allah'tan geldiğini ve mülkün asıl sahibinin de yine Allah olduğunun bilincindedirler. Oysa cahiliyedeki zenginlik anlayışı, mala sahiplenme içgüdüsü üzerine kuruludur ki, bu tüm mülkün sahibi olan Allah'a karşı bir isyandır. İki taraf arasındaki bu büyük fark, mülkün kullanılmasında da ortaya çıkar: Müminler mülkü Allah rızasına uygun olarak, yani dinin menfaatlerine göre harcarlar. Oysa cahiliyedeki mülk sahiplerinin temel özelliği "yeryüzünde bozgunculuk" (Kasas, 77) çıkarmalarıdır.

Hutbemi para ve mal sevgisinin gerçek amacını açıklayan bir ayetle bitiriyorum: 0 (Süleyman) da demişti ki: "Gerçekten ben, mal sevgisini (sadece) Rabbimi zikretmekten (O'nun dinine ve davasına hizmetten ve Allah'ıma şükretmekten) dolayı tercih ettim." (Sad, 32)

 

 

 

 

 




 

 

 

 

 

 

 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...

Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok: