4 Nisan 2008 Cuma

(Namaz Zamanı) Cumhuriyet, ‘büyük devlet’ statüsünü Osmanlı’ya borçludur!

Cumhuriyet, 'buyuk devlet' statusunu Osmanli'ya borcludur!
 
Artik biliyoruz : Kopus soylemi ile gercekten kopmak arasinda daglar kadar fark var. Nedir kopmak? Bir seyin kendisinden daha buyuk bir birimden siddet yoluyla ayrilmasi. Yani kopulan birimin kopandan buyuk olmasi gerekir ki, bunu bir kopus olarak degerlendirebilelim. Obur turlusu ancak "kirilma" olurdu; ikiye, uce, dorde kirilma... Bir de bu durumlarda "dagilma" kelimesini kullaniriz ki, onda iradî bir kopustan ziyade, Sovyetler Birligi'nin durumunda oldugu gibi, soz konusu birimin su ya da bu sebeple "tecezzi etmesi", cuzlerine ayrilmasi hadisesini kastederiz.
 
Peki biz Osmanli'dan koptuk mu sahiden de? Yoksa o dagildi da dagilan parcalardan biri mi olduk? Yani biz Osmanli'ya isyan edip ondan ayrilmak istedik de mi koptuk yoksa dagildi da kalan parcalarindan birine mi sarildik ve kurtulduk? Hangisi?
 
Eger hakikaten bir kopma vaki olsaydi, yani biz 'Turkler' kalkip da "Hayir biz artik Osmanli idaresinde yasamak istemiyoruz." diyerek isyan bayragini acmis olsaydik belki hakikaten Osmanli'dan koptugumuzu soylemeye hakkimiz olurdu. Ancak oyle olmadigini hepimiz biliyoruz. Birakin Birinci Dunya Savasi'ndaki Osmanli'yi kurtarma hedefini, 1919, 1920, hatta 1921 ve daha da ilerisi 1922 Sakarya zaferine kadar  Kuva-yi Milliye'nin hedefi, saltanati kurtarmakti.
 
Biz Cumhuriyet'in Osmanli'dan koptugu yaygarasiyla yetistirilen nesilleri, yakin tarihimizde pek cok surpriz, biraz da tebessumle beklemektedir. Iste diplomasi tarihinden, gozlerimizi faltasi gibi acmasi gereken yeni bir ornek. Bakalim Cumhuriyet gercekten de Osmanli'dan kopabilmis mi?
 
Hep Cumhuriyet'e Osmanli'dan borclar ve harap olmus bir ulkeden baska miras kalmadigi soylenir ya, miras sahibinin olumlu yonleri gormezden gelinir israrla. Mesela Turkiye Cumhuriyeti'nin Osmanli Imparatorlugu'ndan ne buyuk bir diplomatik itibar devraldigi goz ardi edilir. Bu gercekte bir mirastan ote, ayricalikti; ancak imparatorluk varislerine taninan bir ayricalik.
 
Turkiye Cumhuriyeti daha kurulur kurulmaz, o devirde sadece buyuk devletlere mahsus olan buyukelci gonderme hakkini kazanmistir. Peki nedir bunun anlami?
 
1918 yilina, hatta 1945'e kadarki diplomatik teamule gore yalnizca buyuk devletler kendi aralarinda buyukelci (ambassadeur : sefîr-i kebîr) teati ederler, diger devletler birbirlerine ve buyuk devletlere ancak ortaelci, yani "ministre" veya bizim deyisimizle "sefîr" gonderebilirlerdi. Bu uluslararasi kural, ancak 1945 yilindan sonra ortadan kalkmis ve ortaelcilik kurumu, bazi kritik durumlar haricinde hemen hemen tarihe karismistir.
 
Evet, 1945'e kadar ancak buyuk devletlerin buyukelci atama haklari vardi. Dikkat edin, bu buyuk devletler icinde 1923'e kadar, evet yikilana kadar Osmanli da vardir! Ingiltere, Fransa, Rusya, Almanya, Avusturya-Macaristan, Ispanya, Italya, ABD ve nihayet 1906'da Japonya buyuk devletler arasina katilmislardi ve aile icinde daha basindan beri Osmanli Devleti de bulunuyordu. (Hatta Osmanli Devleti, bir istisna olarak buyuk devletler arasinda bulunmayan Iran'a ayricalik tanimis ve Iran'la buyukelci teati etmisti (bu ayricaliga bir de Isvicre erismisti, o da Fransa'nin yardimiyla)).
 
Simdi bu "buyuk devlet" olma ayricaligi Osmanli'dan Cumhuriyet'e nasil intikal etmis, ona bakalim.
 
Turkiye Cumhuriyeti'nin diplomatik iliskiler alaninda Osmanli Imparatorlugu'ndan kopan diger devletler (mesela Bulgaristan veya Yunanistan) gibi siradan bir ulke muamelesi gormemesi ve daha kurulur kurulmaz diger imparatorluklar gibi buyuk devlet statusunde diplomatik temsilciler gonderip kabul etmesi, aslinda bal gibi Osmanli'nin devami oldugunu gostermektedir ve bundan hicbir Cumhuriyet idarecisinin gocundugu da soylenemez. Buyuk devletlerle diplomatik munasebetler Cumhuriyet doneminde de sanki hicbir sey degismemis gibi devam etmis ve degistirilmeyip yerinde kalan diplomatlar bile olmustur.
 
Dusunun ki, bu sirada yuz milyonlarca nufusa malik Cin bile buyuk devlet kabul edilmiyor, ortaelcilikle idare ediyordu. Nitekim Cin, buyuk devlet olma sansini ancak Ikinci Dunya Savasi'ni muteakip bagimsizligina kavusan somurge ulkelerle birlikte kazanabilmistir.
 

Simdi bunlar isiginda yeniden soralim mi? Biz Osmanli'dan sahiden koptuk mu?


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...

Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok: