18 Mart 2008 Salı

(Namaz Zamanı) işveren ve işçinin hukuki ve ahlaki sorumlulukları

Isverenin Hukukî ve Ahlaki Sorumluluklari

 

Islâm'da iscinin hak ve vazifeleri oldugu gibi, isverenin de hak ve sorumluluklari vardir. Oncelikle isveren ve iscinin uymasi gerekli ilk sart; dogruluk, verdigi sozde durma ve her isin hakkini vermek olmalidir. Sahabîden Sufyan bin Abdullah es-Sekafî bir defasinda Hazret-i Peygamber'e, "Islâm'in kisa ve ozlu bir tavsiyesi olsa ne olur?" diye sormus, O da: "Allah'a iman ettim dedikten sonra da butun islerinde dosdogru ol" buyurmuslardir. Kur'ân-i Kerîm'de haber verilen "Yeryuzune ancak sâlih kullarim mirasci olur." (Enbiya sûresi, 105) ayetindeki varislik, durust olma prensibine dayanir. Cunku ayetteki "salâh=durustluk" dunyevî isleri en guzel yapma bilimde, sanatta ve teknikte en mukemmeli uygulama olabilecegi gibi, ahirete yonelik ibadetleri de zamaninda eda etme anlaminda anlasilabilmektedir. Buna riayet edildigi zaman "Hak ustundur." dustûru ortaya cikacaktir. Bu da "her isin hakkini vermek" prensibini meydana getirir. Genel olarak isverenin hak ve sorumluluklarini soyle siralayabiliriz:

 

Iscinin calistirilmasiyla ilgili olarak en onemli sart yapilacak isin ifâsinin dinen haram ve hukuken yasak olmamasidir. Meselâ zina, kumar, cinayet, hirsizlik gibi dinen gunah sayilan islerin yapilmasini konu alan bir sozlesme ve bundan elde edilen ucret caiz degildir. Hatta mâsiyetin ogrenimi veya mâsiyetin islenmesine yol acan akitler de aynidir. Fakihlerin cogunlugu yapilan is dolayli da olsa haram bir fiili iceriyorsa zaruret yoksa Musluman bu tur islerden uzak durmalidir demislerdir. Meselâ bunun icin bir Musluman'in, domuz ciftliginde calismasini dogru bulmamislardir.

 

- Ucreti Belirleme

 

Isverenin verebilecegi ucreti onceden belirtmesi sonradan olabilecek anlasmazlik ve kirginliklari ortadan kaldiracaktir. Bazi isverenlerin "ise basla da sonradan dusunuruz" veya "kolay ederiz" gibi sozleri dogru degildir. Nitekim Hazret-i Peygamber bu konuya aciklik getirmis ve "Kim bir isci calistirirsa ona ucretini bildirsin" buyurmuslardir.

 

- Ucreti Zamaninda Odeme

 

Isverenin en onemli sorumluluklarindan biri de akidde kararlastirilan sekilde isciye ucretini zamaninda odemesidir. Cunku Allah Resûlu (sallallahu aleyhi ve sellem)'in "Isciye ucretini, teri kurumadan once veriniz" tavsiyesi bir nevi emir hukmundedir. Kudsî bir hadiste de Hazret-i Peygamber, Allah Teâla'dan rivayetle soyle buyurmaktadir: "Uc sinif insan vardir ki kiyamet gunu ben onlarin hasmiyim: 1. Benim ismimle yemin edip, sonra ahdini bozan. 2. Hur bir kimseyi kole olarak satan ve parasini yiyen. 3. Bir isci tutup calistirdiktan sonra ucretini vermeyenler." Bu hadisten de anlasiliyor ki isverenin, iscisinin ucretini zamaninda ve eksiksiz odemesi gerekmektedir. Zira bu rivayet ayni zamanda haksiz kazanc saglayanlara ve kul hakkini ihlal edenlere en buyuk tehdittir!.

 

- Isi Ehil Olana Verme

 

"Isler, ehil kisilere verilmedigi zaman kiyameti bekleyiniz." rivayeti yalniz buyuk kiyamet degil, kucuk kiyamet denilen "dunyevî belalar" anlaminda da anlasilmalidir. Zira ehil olmayan bir insanin yapacagi bina, kullanacagi vasita kendisine mezar olabilecek veya o kisi omur boyu sakat kalabilecektir. Bunun icin Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) "Daha ehil ve liyakatlisi varken yakinlik sebebiyle bir ise, bir baskasini tercih ve istihdam eden kisi Allah'a, Resûlu'ne ve butun Muslumanlara karsi hâinlik etmis olur." buyurarak bu konuya isaret etmistir. Ebu Musa el-Esari de soyle bir olay anlatir: Bir gun Esarî kabilesinden iki kisiyle beraber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'in huzuruna vardik. Bunlar Resulullah'tan is ve vazife istediler. Ben sikilarak "Ya Resulallah, ben bunlari gonullerinde memuriyet talebi bulundugunu bilmiyordum" dedim. Bunun uzerine Allah Resûlu de: "Is dileyen kimseyi biz isimiz uzerinde kullanmayiz" buyurmuslardir. Ozellikle devlet islerine ehil olunmadigi muddetce personel alinmamasi geregi bu rivayetten cok net anlasilmaktadir.

 

- Insan Haklarina Riâyet

 

Insan haklari ve ozgurlukleriyle ilgili konulara riayet etmek, iscisine yasanabilir bir hayat ortami hazirlama ve dinî yukumluluklerini yerine getirmede (meselâ farz namaz ve Cuma namazlari gibi) imkân hazirlama da isverenin gorevleri arasindadir. Allah Resûlu (sallallahu aleyhi ve sellem) "Kim bize âmil (isci, memur) olursa ucretiyle hanim alsin (evlenebilsin). Eger hizmetcisi yoksa hizmetci tutsun. Eger evi yoksa ev kazansin." Hazret-i Ebubekir bundan sonra Hazret-i Peygamber'den soyle isittigini nakleder: "Bundan baska servet edinenler ya hiyanet edicidir veya hirsizdir." Bu da bize gosteriyor ki, bir iste calisan kisilerin bu insânî eksiklikleri giderilirse vazifelerini daha rahat ve duzgun yaparlar. Bu sorumluluklari yerine getiren isverenin, bundan sonra kaliteli is istemeye de hakki olur.

 

- Ihsânkâr Davranmak

 

Ihsan, Allah'in murakabe ettigini unutmama bundan dolayi O'nun rizasi istikametinde bulunma, ayni zamanda yaptigini guzel ve saglam isleme anlamina gelmektedir. Nitekim Kur'ân-i Kerîm'de Allah Teâlâ "Allah sana ihsan ettigi gibi, sen de (insanlara) ihsanda (iyilikte) bulun." (Kasas sûresi, 77) buyurmaktadir. Dolayisiyla Allah insani nasil mukemmel ve karsiliksiz yaratmissa, insan da tum mahlûkata karsi ayni sekilde ihsankâr davranmak mecburiyetindedir. Hatta hadiste, kole veya isci olarak calisan kimseler icin bu, "Onlar sizin kardesleriniz olup Allah onlari sizin sorumlulugunuz altinda kilmistir. Boyle bir din kardesi eli altinda bulunan kimse ona yediginden yedirsin, giydiginden giydirsin onlara gucu yetmedigi seyleri yuklemesin. Sayet yuklerse onlara yardimci olsun." seklinde belirtilmistir. Abdullah b. Omer de Hazret-i Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'den soyle bir haber nakleder:

 

Sizden onceki milletlerde uc kisilik cemaat sefere gitmisler ve dagda bir magaraya siginmislardi. Magaraya girdikleri zaman dagdan bir kaya parcasi asagi dusup bunlarin uzerine magarayi kapadi. Bunlar kendi aralarinda bizi buradan ancak salih amelimiz kurtarir diyerek herkes yapmis olduklari ameli zikrederek Allah'a Salih amellerini vesile ederek dua etmeye basladilar. Iki kisi dualarini bitirdikten sonra kaya biraz acilir, fakat cikamazlar. Bunlardan ucuncusu de soyle devam eder: "Allah'im Sen de biliyorsun ki, ben bir seferinde birtakim isciler tutmustum. Iscilerden biri mustesna hepsinin ucretlerini verdim. Fakat diger isci ucretini alamadan gitti. Bunun ucretini ticaretle nemalandirdim. Hatta bunun bu ucretinden hayli servet meydana geldi. Bir zaman sonra bu isci bana geldi "Ey Allah'in kulu, benim ucretimi ver." dedi. Ben de ona "Su gordugun deve, sigir ve koyunlar hep senin ucretinden meydana gelmis bir servettir. Gotur bunlari." dedim. O da, "Ey Allah'in kulu, benimle alay etme" dedi. Ben de ona: "Hayir, bu hakikattir, malini al gotur!" dedim. O da bunlarin hepsini surup goturdu. "Rabbim! Bu hayir ve sadâkatimi senin riza ve muhabbetin icin yapmissam su kaya parcasini buradan kaldir." dedi ve kaya tamamen acildi, bunlar da magaradan cikip gittiler. Bu hadisten de iscinin hakkini vermek, hatta ihsankâr davranarak onun gonlunu almak isveren icin dunyevi ve uhrevi mukâfata nailiyet olacagi anlasilmaktadir. Kur'ân-i Kerîm'de de, Allah "ihsankâr davrananlari - muhsinleri cok sevdigini" cesitli ayetlerde beyan eder.

 

Iscinin Hukukî ve Ahlaki Sorumluluklari

 

Isverenin hakki, ihsani ve sorumluluklari oldugu gibi, iscinin de vazifesi, ihsani, hakki ve sorumlulugu vardir. Iscinin ilk gorevi saglam ve kaliteli is uretmesidir. Ihsani ise, isteyerek ve karsiliksiz olarak fazla mesai yapmasidir. Bununla birlikte ayrica vazife ve sorumluluklari sunlardir:

 

- Guvenilir ve Ehil Olma

 

Yapilacak is, isveren tarafindan isciye emanet edilecegi icin isci acisindan en onemli sorumluluk once emniyet ve liyakattir. Hazret-i Musa (aleyhisselâm) Misir'da bir Kibtiyi kazaen oldurmesinden sonra Misir'i terk etmis, Medyen'e dogru gitmisti. O esnada kuyu basinda bir grup insan bulmustu ki, bunlar hayvanlarini suluyorlardi. Bunlarin gerisinde de iki kiz vardi. Bunlar da izdihamdan sakinip duruyorlardi. Hazret-i Musa bunlara:

 

-Siz niye kenarda bekliyorsunuz diye sorunca? Bunlar da:

 

Bu cobanlar cekilip gitmedikce bunlarin arasina sokulup da biz hayvanlarimizi sulayamayiz. Biz zayif kimseleriz. Babamiz da koca bir ihtiyardir (Suayb), dediler. Bunun uzerine Hazret-i Musa bu kizcagizlarin koyunlarini sulayiverdi. Sonra golgeye cekildi. Istirahat ettigi sirada bu iki kizdan birisi utanarak Musa'ya geldi. Babam seni davet ediyor. Bizim hayvanlarimizi sulamanin ucretini sana odemek istiyor, dedi. Bunun uzerine Hazret-i Musa (aleyhisselâm) Hazret-i Suayb'a (aleyhisselâm) geldi. Bu kizlardan birisi (Safûrâ) babasina, "Babacigim bu adami ucretli isci tut. Bu tutabilecegin iscilerin en hayirlisidir; kuvvetli, emin bir kimsedir" dedi. Hazret-i Suayb (aleyhisselâm) da "Bana sekiz yil calismana karsilik su iki kizimdan birini (Safûrâ) sana nikahlamak istiyorum. Eger hizmetini on yila tamamlarsan artik o da kendinden (ihsân) olur. Ben seni zahmete sokmak istemem." dedi. (Kasas sûresi, 23-28)

 

Bu âyet-i kerimeden anlasilan husus; kendisine is tevdi edilecek iscinin ifasina memur edilecegi isi basarabilecek kudret ve kabiliyeti haiz bulunmasi ve emin olmasidir. Peygamberimiz, iscinin guvencesini kaybetmesi ve emanete riayet etmemesini bir nevi hirsizlik olacagini soyle haber vermislerdir. "Biz kimi bir vazifeye tayin eder ve ona gecimi icin maas baglarsak maasindan sonra onun aldigi sey, ganimet malindan calmak gibidir." buyurmuslardir. Bir baska rivayette de soyle nakledilir: Hazret-i Peygamber devrinde el emegi ile gecinen "Kerkire" adli bir adam vardi. Bu adam oldu. Hazret-i Peygamber "O adam cehennemdedir." dedi. Bunun uzerine gidip esyasini karistirdilar; gorduler ki ganimetten bir aba calmis. Ganimet amme hukukudur. Boylece tum insanlarin hakkina tecavuz olmustur. Bundan dolayi cezasi da elbette agir olacaktir. Ozellikle devlet ihalesine girenlerin bu konuda cok dikkatli olmalari gereklidir. Cunku sozlesmeye riayet edilmedigi takdirde tum milletin hakki kendi uzerine gecmis olur.

 

- Isini Sevme ve Isverene Saygi

 

Isini sevme hatta isine âsik olma verimliligin artmasinda en onemli etkenlerden biridir. Zira hayatin her alaninda yanlis, eksik, curuk, hileli ve kalitesiz mal uretimi bilgisiz ve ilgisiz kisilerden kaynaklanmaktadir. Bu konuda da Peygamberimiz: "Muhakkak ki Allah, sizden birinizin yaptigi isi saglam ve guzel yapmasindan hosnut olur." buyurmuslardir. Zira isini seven ve sahip cikan kisiler kendilerini kaliteli is yapmak mecburiyetinde hissederler. Isverene saygili olmak ise, onu gorunce selama durmak degildir. Onun yoklugunda haklarini gozetmek, malina sahip cikmak, zarar vermemek, tahrip etmemek ve buna izin vermemektir. Dolayisiyla isci, is sahibine giyabinda saygili olsun ki, isveren de isciye karsi sefkatli davranabilsin. Zira "Insan kendisi icin istedigini baskalari icin de istemedikce kâmil mu'min olamaz." hadisi, kisinin tum islerinde devamli rehberi olmalidir. Isci de, isveren gibi bu konuda hakkaniyet esaslarina uygun olarak ve karsilikli riza ile duzenlenmis sozlesme esaslarina ve sartlarina uymalidir. Hazret-i Peygamber "Muslumanlar, kabul ettikleri sartlara uymak zorundadirlar." buyurmus ve sozlesme yaptigi halde buna uymamayi munafiklik alameti olarak nitelemistir. Iscinin taahhutlerine uyarak isini belirtildigi sekilde yapmasi yalniz kendi ahlaki, sahsiyetine ve isverene karsi bir gorev degil, ayni zamanda topluma ve devletine karsi da bir borcudur. Ornek olarak bir insaat sektorunu ele alirsak, buradaki bir isci, kalfa veya muhendisin projeye uymadan ucuz ve daha kisa zamanda yaptigi isin bedelini, telafisi mumkun olmayan acilarla odeyebilmektedir. Nitekim 17 Agustos 1999 Marmara depreminde 20 bin kisiyi kaybetmemiz bunun en aci faturasidir. Peygamberimiz "Bizi aldatan bizden degildir." buyurmuslardir. Bu da "Bizim yolumuz ve sunnetimiz uzere degildir." demektir. Hazret-i Peygamber'in yolunda olmama ise bir mu'min icin en buyuk bedbahtliktir.

 

Sonuc

 

Isci-isveren iliskileri, insan iliskilerini, insan iliskileri de insan haklarini olusturur. Islâm'in hedefi, belli bir kesimin refah veya sikinti icinde olmasini degil, toplumsal gelir ve sikintinin birlikte ve adil bir sekilde paylasilmasidir. Boyle olunca hem objektif ve adil olculerin hâkim oldugu hukuki duzenlemelere hem de yetiskin, inancli, egitilmis, sorumluluk duyan, fedakâr insanlarin cogalmasina ihtiyac vardir. Bu sebeple de Islâm'in hayata ve insan iliskilerine yon ve anlam veren ilkelerinin ozumsenip dinin bir butun halinde ferdin vicdaninin, kisisel ve toplumsal hayatini kusatmasi, isci-isveren, âmir-memur iliskisinin karsilikli saygi, sevgi ve hakkaniyete dayali saglam bir yapiya kavusmasi gerekmektedir. Bu konudaki olcu ise Kur'ân-i Kerîm ve Peygamber Efendimiz'in yasadigi ve miras biraktigi sunnettir. Boyle bir mirasa sahip cikan toplumda uretim, kalite ve is ahlâki kisisel menfaate degil, toplum yararina donusecektir. Dinimiz sadece isciyi korumaya yonelik degil, akdin iki tarafini da korumayi hedefleyen tedbirler almistir. Bu yuzden Islâm, isci sinifinin haksiz olarak orgutlenip guc birligi ederek grev tehdidi ile isvereni baski altina alarak hak etmedikleri bir ucreti zorla elde etmelerini dogru bulmadigi gibi, isverenin de isciye haksizlik yapmasini hos karsilamaz. Netice olarak hak, adalet ve ihsana riayet sadece Allah'in velî kullarina, sahâbîlere has olan bir hal degildir. Hakka ve adalete riayet her yerde kolayca yasanabilir, insanî bir haslet, Kur'ânî bir terbiye, Peygamberî bir yoldur. Dolayisiyla hakka ve ihsana uymak, isini saglam yapmak kisiyi dunya ve ahiret saadetine ulastirir. Bunun ziddi olan haksizlik, hirsizlik ve zulum ise, Allah'in lutfundan mahrumiyet ve insanlarin sevgisinden uzak kalmak ile dunyada yaptiginin karsiligini ceza olarak bulmaktir.
 

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...

Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok: