oyaakgonenc2000@yahoo.com
18.03.2008
Bu haftalarda İslâm dünyası son derece faal ve dünya medyasının da ilgi
odağı. Bu hayli enteresan bir gelişim çünkü genelde İslâm dünyasında olup
bitenleri fazla öne çıkartmazlar. Çıkarsalar da genelde hep olumsuz
yansımalar olmaktadır. Bu haftalarda durum çok farklıdır. Ufak bir dünya
turu yapmakta yarar vardır:
Malezya'daki seçimler:
Mart içindeki seçimde İslâmi partiler ilerleme kaydederek öne çıkmıştır.
Malezya yaklaşık 330,000 km2, yani Türkiye'nin yarısı kadar bir yerde, 25
milyon nüfusun yaşadığı ve büyük çoğunluğu (yüzde 60'dan fazlası) Müslüman
olan bir ülkedir. Petrol, madenler, kauçuk ve baharat zengini olan bu ülkede
parlamenter bir Monarşi vardır. Yani 13 eyaletten 9 tanesi babadan oğula
geçen krallık/ sultanlıklardan meydana gelmiştir. 1 tanesi federal bir
eyalettir. Kişi başı gelir 14,400 dolardır.
Uzun yıllar, özellikle İngiltere'nin sömürmeye gayret ettiği bu zengin
topraklar şu an için en zengin ve kalkınmakta olan, teknolojisi ileri bir
Müslüman devlettir. Özellikle uçak sanayiinde öne çıkmaktadır.
Nüfusun %19'u Budist, %9'u Hıristiyan, %6'sı Hindu, %6'sı Çin dinlerine
mensuptur. Seçim platformunun en büyük sloganı: Birlikte hareket ve birlikte
ilerleme olmuştur. Yani üstünde çalışılan en büyük hedef bu farklı kitle ve
gurupların birlik içinde yaşayıp kaynaşmalarıdır. İslâmî parti, gücünü 1
eyaletten 5 eyalete çıkartarak, ilerleme kaydetmiştir.
Malezya, D-8'lerin kurucusu ve önemli bir üyesidir.
Pakistan'daki gelişmeler:
Şubat başında yapılan seçimlerle yeni partiler seçilmiş fakat ülkedeki
istikrarsızlık henüz sona ermemiştir. Butto'nun partisi PPP, Benazir Butto'nun
ölümünden sonra ortalığı talan etmiş, sokak çatışmaları çıkartmış, bankaları
(175 adet) soyup ateşe vermişlerdir. Şimdi anlaşıldığına göre birkaç ay
içinde çeşitli parti içi bürokratik işlemlerden sonra Benazir Butto'nun eşi
Zerdari başbakan olabilecektir. Zerdari gaddar, hiç kural tanımayan ve kamu
servetini sömürmeyi iyi bilen ve bu sebeple de Pakistan içinde ve dışında
hakkında pekçok dava bulunan bir zattır. Pakistan'daki davalar, başkan
Müşerref'in etkisi ile mahkemelerde düşürülmüştür. Bu maalesef, hukukun
üstünlüğünü savunan demokrasilerde olmaması icap eden bir durumdur. Başkan
Müşerref'in koltuk hırsı ve inadı maalesef yanlış kişi ve yerlerden medet
ummasına ve işbirliği yapmasına sebep olmaktadır.
Bu yapılan seçimlerde İslâmî partiler büyük bir kayba uğramış, hem eyalet ve
hem de merkez parlamentolarda kaybetmişlerdir. Müşerref'in partisi de
erimiştir. Bunun en büyük sebebi de bu partilerin ve liderlerinin halka
verdikleri sözleri tutmamış olmaları, halkın hayatının iyileşmesine
katkıları olmazken kendi rahatlarının artması, kriz anlarında bir türlü bir
araya gelememeleri ve hiçbir konuda güçlü bir platform kuramamaları
olmuştur.
Halka itimad telkin edecek güçlü bir hükümet kurulmadıkça, güvenilir bir
isim başa geçmedikçe, hem kuzeydeki sınır aşiretlerinde, hem Svat vadisi ve
Belucistan'da olaylar devam edecektir. Pakistan dış mihrakların tahrik ve
oyunlarına hedef olacaktır. Bu arada, Navaz Şerif ile Zerdari bir koalisyon
hükümeti kurmak üzere anlaşmaya yaklaşmışlardır. Pakistan'ın kuruluş
kararının kabul günü olan 23 Marta kadar anlaşmayı hedeflemektedirler.
Pakistan, D-8'lerin kurucusu ve çok önemli bir üyesidir.
İran seçimleri:
İran'da, Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ı destekleyenler seçimlerden zaferle
çıktı. Tüm alışılmışın dışında davranışlarına rağmen, Ahmedinejad, halkın ve
din ulemalarının tercihi olarak görüldü. Gıda ve enerji fiyatlarının
artmasına ve gelir dağılımındaki eşitsizliğe rağmen, Ahmedinejad
taraftarları kazandı. Görüldü ki İran yine muhafazakâr Müslüman gruplar
kazanmaktadır.
İran, hem ekonomik kalkınmasını ve hem de nükleer çalışmalarını her şeye ve
her türlü baskı ve ambargoya rağmen yürütmeyi başarmıştır. Rusya ile önemli
anlaşmalara imza atan İran, Çin tarafından da desteklenmekte ve onunla da
işbirliği içine girmektedir. Bölgesel anlaşmalara girmektedir. Kimse de İran'ın
rejimine bakarak ticari veya teknik anlaşmalardan uzak kalmamaktadır.
Bununla beraber, gelecek yıl cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar, Ahmedinejad'ın
iç konulara yönelmesi ve durumu düzeltmesi gerekmektedir.
Yine, geçtiğimiz hafta içinde, Irak'ta bulunan işgalci ABD güçleri başındaki
general ABD'nin İran politikasını ve planlarını tasvip etmediği ve bunları
ABD için tehlikeli bulduğunu dile getirdiği için istifa etmiş bulunmaktadır.
Bu son derece önemli bir noktadır. Kimileri bu istifayı, İran'a saldırıya
hazırlık olarak algılarken, diğerleri de askeri idare kademesi ile siyasi
kademe arasında artan huzursuzluğun işareti olarak görmektedir.
Seçimlerden daha da güçlü çıkan Ahmedinejad'ın, Irak ve Senegal temaslarına
bakılırsa, Ortadoğu politikalarında değişikliklerin yaşanacağı bir döneme
girildiği görülmektedir.
İran da, D-8'in kurucusu ve çok önemli bir üyesidir.
Mısır yerel seçimleri:
Burada ise diğerlerinin tersine bir durum gözlenmektedir. Başkan Mübarek'in
talimatı ile "Müslüman Kardeşler"e mensup bütün belediye başkan adayları
çeşitli sebeplerle tevkif edilerek gözaltına alınmaktadır. Dolayısı ile 8
Nisan'da yapılacak belediye seçimlerinde, bunların fiilen seçime girmelerine
imkân bırakılmamaktadır. Oysa şu anda mecliste büyük bir çoğunluk Müslüman
Kardeşler'in bağımsız adaylar olarak seçimi kazanmaları sonucunda elde
edilmiştir. Parti siyasi yasaklı olduğundan, üyeleri kendi başlarına seçime
girerek parlamentoya dâhil olmuşlardır.
İşte bu noktada, halkın istek ve talepleri ile tamamen ABD, İsrail ve Batı
yanlısı idare birbirlerine zıt bir davranış, görünüş içindedir. Müslüman
Kardeşler, son aylarda Hamas ve Gazze'deki Filistinlilere çok büyük bir
yardım sağlamışlardır.
Mısır'da yapılan anketlere göre, baskı arttıkça, fakirlik arttıkça özellikle
genç Mısır nüfusu arasında İslâm'a daha sıkı bir şekilde bağlananların
sayısı artmaktadır. Bu bilgiler, yine Batılılarca yapılan anket ve
araştırmaların sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Senegal'deki İKÖ toplantısı:
Bu sene 57 ülkeden 5000 kişinin katıldığı Senegal'in Dakkar şehrinde yapılan
toplantıya tam 30 ülkenin başkanı katıldı. Katılımcılar 3 grup halinde
katıldılar. Birinci ve en büyük grup STK (Sivil Toplum Kuruluşları)dır.
İkincisi Dışişleri Bakanları platformudur. Üçüncüsü ise Devlet Başkanlarının
toplantısıdır.
Bu son derece önemli toplantı şu anda tüm dünyanın ilgisini üstünde toplamış
bulunmaktadır. BM (Birleşmiş Milletler)'den sonra etkisi en çok hissedilmesi
beklenen büyük kurul toplantısıydı. BM Genel Sekreteri de katılımcılar
arasındaydı.
Bu toplantı Dakkar'da yani Batı Afrika'da yapıldı. Zor günler geçiren,
kıtlık, susuzluk, hastalık ve fakirlikle mücadele eden, Avrupa ve Batı'nın
sömürüp bitirdiği bu kıtada İslâm Örgütü bir umut, bir birlik ve heyecan
oluşturan bir toplantı ile bulundu.
Tartışılan birçok konu olmasına rağmen bazıları önemlerine binaen öne
çıkmaktadır:
* KKTC buraya devlet başkanları seviyesinde davet edilmiştir.
* İKÖ Genel Sekreteri, Ekmeleddin İhsanoğlu iyi kabul gören işler
yapmaktadır.
* İKÖ kuruluş anlaşmasının değiştirilmesi yıllardır gündeme gelmekte ve daha
geniş işbirliğini sağlayacak değişiklikler yapılması istenmektedir. Büyük
tartışmalara rağmen, dışişleri bakanları bir anlaşmaya varamamışlardır.
* Diğer taraftan son derece önemli iki karar alınmıştır. Bunlardan
birincisi, daha fakir olan Müslüman ülkelerin, zengin İslâm ülkelerinden
aldığı borçlar silinmiştir. Böylece onlar, buradan temiz bir sayfa ile
ayrılacaklardır.
* İkincisi de son yıllarda özellikle ABD ve Avrupa tarafından körüklenen
"İslamofobya- İslâm Korkusu"na karşı hep birlikte ciddi bir şekilde mücadele
edilmesine karar verilmiştir.
* İslâm'ın doğru anlaşılması ve tanınması için gerekli çalışmaların
yapılmasına karar verilmiştir.
* ABD buraya özel bir büyükelçi tayin etmiş ve toplantıya yollamıştır.
*Aynı şekilde Rusya da buraya Dışişleri Bakanı, Sergei Lavrov'u yollamıştır.
Konuşmasında Lavrov, "Rusya, hiç kimsenin, Rusya ile İKÖ ülkeleri arasına
girmesine izin vermeyeceklerine ve daima İKÖ'nün alacağı kararlara saygılı
olacaklarına" vurgu yapmıştır. "Ne yönetim sistemi olarak ve ne de
medeniyetler çatışması şeklinde, İKÖ ülkeleri ile Rusya arasında hiçbir
problemin bulunmadığını" özellikle belirtmiştir. Rusya, bu toplantıda resmi
"gözlemci" sıfatı ile bulunmaktadır. Başkan Putin de buraya özel bir mektup
yollamıştır.
* Tüm D-8 ülkeleri burada gayet aktif çalışmalar yapmışlardır.
Tüm İslâm dünyasının çeşitli tehdit ve tehlikeler altında olduğu bu
yıllarda, bu tür toplantıların önemi daha da büyümektedir. Gelişmeler
dikkatle izlenmelidir.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...
Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder