~~((( Dua dilencisi )))~~
Bir bilge kişi, çölde öğrencileriyle otururken demiş ki; ' Gece ile gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak ne zaman karanlık başlar, ne zaman ortalık aydınlanır? ' Öğrencilerden biri; ' Uzaktaki sürüye bakarım, ' demiş,
' Koyunu keçiden ayıramadığım zaman akşam olmuş demektir. ' Başka bir öğrenci söz almış ve ' Hocam ' demiş, ' İncir ağacını, zeytin ağacından ayırdığım zaman, anlarım ki sabah başlamıştır.'
Bilge kişi, uzun süre susmuş. Öğrenciler meraklanmışlar ve
' Siz ne düşünüyorsunuz hocam? ' diye sormuşlar.
Bilge kişi şöyle demiş;
' Yürürken karşıma bir kadın çıktığında, güzel mi çirkin mi, siyah mı, beyaz mı diye ayırmadan ona ' bacım ' diyebildiğimde ve yine yürürken önüme çıkan erkeği, zengin mi yoksul mu diye bakmadan, milletine, ırkına, dinine aldırmadan, ' kardeşim ' sayabildiğimde anlarım ki; sabah olmuştur, AYDINLIK başlamıştır…
menkîbe Geçmiş zamanlarda,ülkelerden birinde gencin teki ilmin her çeşidine o kadar merak salmışki gecesi gündüzü kitaplarla ,alim ve filozofların sohbetiyle geçiyormuş.Öyleki araştırma merakı bununlada tatmin olmayınca başka memleketleride gezip farklı kültürlerin bilge kişilerinin görüşlerinden de yararlanmalıyım diye düşünmüş. Diyar diyar gezdiği yerlerin birinde, buranın en bilge kişisi kimdir diye sormuş.Ahali orada tanınmış olan bir ihtiyarı tarif etmişler,genç hemen o zatın yanına gitmiş. Daha kapıdan adım atar atmaz farklı mistik bir ortamla karşılaşmış. içeri girdiğinde odada yanan mis gibi bir buhur kokusu, tahta bir rahle, ve dizi dizi kitaplardan başka hiçbirşey yokmuş.Kendi kendine bu kadar ilim tahsil eden, çevresi tarafından sayılıp sevilen birisi neredeyse sefalet için de yaşıyor diye düşünmüş.Gerçektede daha eğitimini bitirir bitirmez bikaç araştıma görevinden sonra profesör edası takınıp, kazanacağı paralarla alacağı yatları katları hesaplayan çok kişi tanıyordu. Bu hayretini daha tanışma faslında dile getirdi ve filozofa sordu neden hiç eşyan yok ? filozof gencin bi sırt çantasıyla gezdiğini ima ederek, peki senin neden hiç eşyan yok ? genç: Ben yolcuyum dedi. filozof: BENDE YOLCUYUM... Allah eşyayı insana hizmet için yaratmışken biz evlerimize doldurduğumuz mobilyalara hizmet etmiyormuyuz.Bizim zamandan kıymetli hazinemiz yok,tv seyrederken, (dikkat ederseniz hepimizin kullandığı tabirlerdir bunlar)can sıkıntısından oyalanırken,uyurken,öylesine zaman doldururken ömür taksimetresi durmuyor sürekli saniye saniye sermayemizden harcıyoruz.ALLAH cümlemizin yolcuğunu kazançlı ve mutlu bir finalle neticelendirsin.
eli boş varılmaz varılan yere,
boş gelmedim ya Râbb ben suç getirdim,
dağlar taşıyamazken o ağır yükü,
iki kat sırtımda pek güç getirdim...
Bir bilge kişi, çölde öğrencileriyle otururken demiş ki; ' Gece ile gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak ne zaman karanlık başlar, ne zaman ortalık aydınlanır? '
Öğrencilerden biri; ' Uzaktaki sürüye bakarım, ' demiş,
' Koyunu keçiden ayıramadığım zaman akşam olmuş demektir. '
' Koyunu keçiden ayıramadığım zaman akşam olmuş demektir. '
Başka bir öğrenci söz almış ve ' Hocam ' demiş, ' İncir ağacını, zeytin ağacından ayırdığım zaman, anlarım ki sabah başlamıştır.'
Bilge kişi, uzun süre susmuş. Öğrenciler meraklanmışlar ve
' Siz ne düşünüyorsunuz hocam? ' diye sormuşlar.
Bilge kişi şöyle demiş;
' Yürürken karşıma bir kadın çıktığında, güzel mi çirkin mi, siyah mı, beyaz mı diye ayırmadan ona ' bacım ' diyebildiğimde ve yine yürürken önüme çıkan erkeği, zengin mi yoksul mu diye bakmadan, milletine, ırkına, dinine aldırmadan, ' kardeşim ' sayabildiğimde anlarım ki; sabah olmuştur, AYDINLIK başlamıştır…
menkîbe
Geçmiş zamanlarda,ülkelerden birinde gencin teki ilmin her çeşidine o kadar merak salmışki gecesi gündüzü kitaplarla ,alim ve filozofların sohbetiyle geçiyormuş.Öyleki araştırma merakı bununlada tatmin olmayınca başka memleketleride gezip farklı kültürlerin bilge kişilerinin görüşlerinden de yararlanmalıyım diye düşünmüş.
Diyar diyar gezdiği yerlerin birinde, buranın en bilge kişisi kimdir diye sormuş.Ahali orada tanınmış olan bir ihtiyarı tarif etmişler,genç hemen o zatın yanına gitmiş.
Daha kapıdan adım atar atmaz farklı mistik bir ortamla karşılaşmış.
içeri girdiğinde odada yanan mis gibi bir buhur kokusu, tahta bir rahle, ve dizi dizi kitaplardan başka hiçbirşey yokmuş.Kendi kendine bu kadar ilim tahsil eden, çevresi tarafından sayılıp sevilen birisi neredeyse sefalet için de yaşıyor diye düşünmüş.Gerçektede daha eğitimini bitirir bitirmez bikaç araştıma görevinden sonra profesör edası takınıp, kazanacağı paralarla alacağı yatları katları hesaplayan çok kişi tanıyordu.
Bu hayretini daha tanışma faslında dile getirdi ve filozofa sordu neden hiç eşyan yok ?
filozof gencin bi sırt çantasıyla gezdiğini ima ederek, peki senin neden hiç eşyan yok ?
genç: Ben yolcuyum dedi.
filozof: BENDE YOLCUYUM...
Allah eşyayı insana hizmet için yaratmışken biz evlerimize doldurduğumuz mobilyalara hizmet etmiyormuyuz.Bizim zamandan kıymetli hazinemiz yok,tv seyrederken, (dikkat ederseniz hepimizin kullandığı tabirlerdir bunlar)can sıkıntısından oyalanırken,uyurken,öylesine zaman doldururken ömür taksimetresi durmuyor sürekli saniye saniye sermayemizden harcıyoruz.ALLAH cümlemizin yolcuğunu kazançlı ve mutlu bir finalle neticelendirsin.
eli boş varılmaz varılan yere,
»»-(¯`v´¯)-»KULLUĞUM SULTANLIĞIMDIR »»-(¯`v´¯)-»
Windows Live Messenger'ın için ücretsiz güncelleştirme! Buraya tıkla!
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz... Tüm namaz gönüllüleriyle www.namazzamani.net 'te buluşalım. Her zaman fikrinize ve desteğinize ihtiyacımız var... Bu sitedeki mailler: http://namazzamani-grubu.blogspot.com adresinde yayınlanır...
Bu mesajı Google Grupları "Namaz Zamanı" gruba üye olduğunuz için aldınız.
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/namazzamani?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin.
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder